11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dünyânın hocası, medeniyyetin rehberleri olmuşlardır. O zemân,<br />

yarı vahşî olan Avrupalılar, fennî bilgilerini İslâm üniversitelerinde<br />

öğrenmişler, hattâ Papa Sylvester gibi, hıristiyan din adamları<br />

bile Endülüs Üniversitelerinde okumuşlardır. Bugün, hâlâ Avrupa<br />

dillerinde kimyâya, (Chemie) ve cebire [Arabî El-cebir kelimesinden]<br />

(Al-gebra) ismi verilmekdedir. Çünki bu ilmler, evvelâ müslimân<br />

Arablar tarafından dünyâya öğretilmişdir.<br />

Avrupalılar, dünyâyı tepsi gibi düz ve etrâfı duvarlarla çevrili<br />

zan ederken, müslimânlar, ilk olarak, dünyânın kürevî [yuvarlak]<br />

olduğunu ve döndüğünü buldular. Mûsul civârında, Sincar sahrâsında,<br />

Tûl dâireleri [meridyenin] uzunluğunu ölçdüler ve bugünkü<br />

rakamları elde etdiler. Bundan başka, müslimân Arablar, son derecede<br />

câhil ve müteassıb olan, Kurûn-u vüstâ [Orta çağ] papazlarının<br />

men’ etdiği, eski Yunan ve Roma felsefe kitâblarının tercemesi<br />

işini ele almış ve bunların ortadan kalkmasına, yok olup gitmesine<br />

mâni’ olmuşlardır. Bugün, insâflı hıristiyanların kabûl etdiği<br />

gibi, hakîkî Rönesans, ya’nî (Eski kıymetli ilmlerin avdet etmesi)<br />

İtalyada değil, Abbâsîler zemânında, Arabistânda başlamışdır<br />

ki, Avrupadaki rönesansdan çok çok öncedir. Ne yazık ki, bu büyük<br />

terakkî 17. asrda birdenbire hızını gayb etmişdir. Bu felâkete,<br />

(Hıristiyanların yapdığı her şey müslimânlara harâmdır. Bunları<br />

kabûl eden veyâ onlar gibi yapan müslimânlar, kâfir olur) diyerek,<br />

müslimânların, yeni keşfleri ta’kîb etmesine mâni’ olan mason ve<br />

yehûdî siyâseti ve bunlara aldanan din câhili yobazlar sebeb oldu.<br />

Müslimânların son zemânlarda, ilm sâhasında en büyük rehberi,<br />

Osmânlılar idi. Bütün hıristiyan âlemi bu islâm devletinin, dünyâdaki<br />

terakkîlere ve keşflere kaydsız kalması için siyasî ve askerî<br />

hücûmlara geçdiler. Bir tarafdan, haçlı saldırıları, bir tarafdan da,<br />

bunların ihdâs etdikleri, bid’at sâhibi müslimânların yıkıcı ve bölücü<br />

çabaları, Osmânlıların fen ve teknikde rehberlik yapmalarına<br />

mâni’ oldular. Türkler, dışardan ve içerden yapılan saldırılardan<br />

dolayı, çok zarara uğradılar. Te’sîrleri fazla olan yeni silâhlar yapamadılar.<br />

Memleketlerinin büyük kaynaklarından lâyiki ile fâidelenemediler.<br />

Kendi vatanlarında sanâyı’i ve ticâreti yabancılara kapdırdılar.<br />

Fakîr düşdüler.<br />

Dünyâda, her gün, her sâhada birçok yenilikler yapılmakdadır.<br />

Bunları biz, devâmlı tâ’kîb etmeğe, öğrenmeğe ve öğretmeğe mecbûruz.<br />

Yalnız sanâyı’ ve teknik sâhasında değil, din ve ahlâk üzerinde<br />

de ecdâdımız gibi olmamız, gençlerimizi îmânlı, güzel ahlâklı<br />

yetişdirmemiz lâzımdır. Size küçük bir misâl verelim:<br />

Türkler güreşde bütün dünyâda (yenilmez) sayılıyordu. Hakî-<br />

– 408 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!