11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gi olan] hiçbir şey yokdur) buyurulmuşdur.<br />

Aşağıdaki hikâyeyi Harputlu İshak efendinin “rahimehullahü<br />

teâlâ” türkçe (Diyâ-ül-kulûb) kitâbından alıyoruz:<br />

İlk def’a olarak, iki cezvit papazı, Çinlileri hıristiyanlığa da’vet<br />

için Kanton şehrine gelmişdi. [Cezvit, 918 (m. 1512) senesinde papazların<br />

teşkil etdiği bir misyoner cem’iyyetidir.] Kanton vâlîsinden<br />

hıristiyan dîni hakkında va’z vermek için müsâ’ade istediler.<br />

Vâlî bunlara ehemmiyyet vermedi ise de, Cezvitler, onu her gün<br />

gelip râhatsız etdiklerinden, nihâyet (Ben bu mes’ele için Çin fagfûrundan<br />

[sultânından] izn almağa mecbûrum. Kendisine haber<br />

vereceğim) dedi ve mes’eleyi Çin fagfûruna bildirdi. Gelen cevâbda,<br />

(Bunları bana gönder. Ne istediklerini anlıyayım) denilmekde<br />

olduğundan, cezvitleri Çinin merkezi olan Pekine yolladı. Bu<br />

mes’eleden haber almış olan Budist râhibler, fenâ hâlde telâşa düşdüler<br />

ve (Bu adamlar hıristiyanlık adı altında zuhûr eden yeni bir<br />

dîni bizim ehâlîye telkîn etmeğe çalışıyorlar. Bunlar kudsî Budayı<br />

tanımıyorlar. Böylece, halkımızı yanlış bir yola sokacaklardır. Lütfen<br />

onları buradan kovun!) diye fagfûra yalvardılar. Fagfûr, (Evvelâ<br />

ne söylediklerini bir anlıyalım, ondan sonra bu husûsda karar<br />

veririz) dedi. Memleketin sayılı devlet ve din adamlarından müteşekkil<br />

bir meclis tertîb etdi. Cezvitleri bu meclise da’vet ederek,<br />

(Yaymak istediğiniz dînin esâsları nedir, anlatın) dedi. Bunun üzerine,<br />

cezvitler şöyle bir ifâdede bulundular:<br />

(Semâ ve arzı yaratan Allah birdir. Fekat, aynı zemânda üçdür.<br />

Allahın biricik oğlu ve Rûhulkudüs de birer Allahdır. İşbu Allah,<br />

Âdem ve Havvâyı yaratıp, Cennete koydu. Onlara her ni’meti<br />

verdi. Yalnız bir ağaçdan yimemelerini emr etdi. Her nasılsa, şeytân,<br />

Havvâyı aldatıp, Allahın emrine karşı geldiler ve o ağacın<br />

meyvesinden yidiler. Bunun üzerine Allahü teâlâ, onları Cennetden<br />

çıkardı ve dünyâya gönderdi. Burada onların evlâdları, torunları<br />

zuhûr etdi. Fekat bütün bunlar büyükbabalarının işlediği günâh<br />

ile kirlenmişdir. Hepsi günâhkârdır. Bu hâl, tam 6000 sene devâm<br />

etdi. Nihâyet Allahü teâlâ, insanlara acıdı ve onların günâhını<br />

afv etdirmek için kendi öz oğlunu onlara göndermekden ve bu<br />

biricik oğlunu günâh keffâreti için kurban etmekden başka çâre<br />

bulamadı. İşte, bizim inandığımız Peygamber, Allahın oğlu olan<br />

Îsâ budur. Arabistânın şimâlinde Kudüs denilen bir şehr vardır.<br />

Kudüsde Celîle denilen bir yer, Celîlenin de, Nâsırâ (Nazareth) ismindeki<br />

köyde Meryem isminde bir kız bulunuyordu. Bu kız, Yûsüf<br />

ismindeki bir marangoz ile nişanlanmış ise de, henüz bâkire<br />

– 436 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!