11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kurulmuş olan nizâmı ve intizâmı bozacak bir sosyal inkılâbı [devrimi]<br />

da aslâ kabûl etmiyordu. Eski zemânın getirdiği âdetlere büyük<br />

bir saygısı vardı. Bunların bozulmasını istemiyordu. Kısaca,<br />

babam kurûn-u vüstânın [Orta çağın] modernleşmiş ve orta yoldan<br />

yürüyen bir şövalyesi idi. Babamın bana verdiği hür terbiye,<br />

beni bir müdekkık [araşdırmacı] yapmış, sosyal mes’eleleri araşdırmağa<br />

başlamışdım. Dünyâda çözülmesi lâzım birçok sosyal, siyâsî,<br />

ekonomik problemler vardı. Bunları çözmek ve doğru yolu<br />

bulmak için ne yapmak gerekiyordu? Görüyordum ki, insanlar bu<br />

işlerde birbirinden çok uzak iki cebheye ayrılmışdı. Bir tarafda kapitalizm,<br />

diğer tarafda komünizm. Bir tarafda baskı ve terör, diğer<br />

tarafda temâmen başıboşluk. Hâlbuki, insanların râhat ve huzûr<br />

içinde yaşaması için, bu iki cebhenin bir anlaşmaya varması ve orta<br />

bir yol bulması îcâb ediyordu. Benim kanâatime göre insan<br />

cem’iyyeti, hür, fekat disiplinli, bugünkü hayât şartlarına uygun,<br />

fekat eski âdetlere de saygılı bir esâsa dayanmak zorunda idi.<br />

(Tam orta yolda yürümek) prensiplerine uygun olarak yetişdirilen,<br />

benim gibi bir insanın böyle düşünmesi gâyet tabî’î idi. Bize<br />

(İlerlemiş muhâfazakârlar = Progressive Traditionalist) adını koymuşlardı.<br />

Onaltı yaşına basdığım zemân, (Acaba katolik dîni, bu esâsı<br />

kuramaz mı?) diye düşünmeğe başladım. Bunun için, katolik dînini<br />

dahâ yakından inceledim. O zemân, kilisede bana telkîn edilen<br />

akîdelerin ba’zısının, bir dürlü aklıma yatmadığını gördüm. Bunların<br />

en başında üç tanrı mes’elesi geliyordu. Sonra İşâ-i rabbânî [Îsâ<br />

aleyhisselâmın etinin ekmeğe, kanının şerâba dönmesi] inancı, Allahü<br />

teâlâya düâ ederken, muhakkak araya bir papaz koymak<br />

mecbûriyyeti ve bizim gibi bir insan olan Papanın, günâhsız olduğu<br />

iddi’âsı, ya’nî ona bir nev’ tanrılık verilmesi, birtakım işâret,<br />

resm ve heykellere, ibtidâî insanlar gibi tapılması, birtakım garîb<br />

hareketler yapılması, beni yavaş yavaş hıristiyanlıkdan nefret duymağa<br />

sevk etdi. Bu dînin insânlığı felâketlerden halâs etmesi şöyle<br />

dursun, esâsı çürük ve hiçbir kıymeti olmıyan bâtıl bir inanış olduğunu<br />

düşünmeğe başladım. Artık dîne karşı temâmen kayıdsız<br />

kaldım.<br />

İkinci Cihân Harbinden sonra, içimde tekrâr bir dîne inanma<br />

ihtiyâcı duydum. Farkına vardım ki, insanlık hiçbir zemân dinsiz<br />

kalamaz. İnsanların rûhu dîne muhtacdır. Din, en büyük rehber,<br />

en derin tesellî menbâ’ıdır. Dinsiz insan mahv olmağa mahkûmdur.<br />

İnsanlara en büyük fenâlık, dinsizlikden gelmekdedir. Tâm<br />

ve mükemmel bir cem’iyyet hayâtı yaşayabilmek için, insanların<br />

– 248 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!