Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
GÖRÜ1\'ÜMLFR<br />
Görme de, organik hayat da ışığa dayalıdır; görünümler bu karşılıklılığın<br />
yüzleridir. Bu yüzden görünümlerin çifte sistematik olduğu<br />
söylenebilir. Evrensel bazı yapısal ve dinamik yasalar yüzünden,<br />
olduğu şekilde varolan bir doğal çekim sistemine aittir görünümler.<br />
Daha önce söylediğimiz gibi, bütün bacakların birbirlerine benzemesi<br />
bundandır. İkincisi, zihnin görsel deneyimini örgütleyen bir algılama<br />
sistemine aittirler.<br />
İlk sistemin birincil enerjisi, her zaman geleceğe doğru atılan<br />
doğal yeniden üretim itkisidir; ikinci sistemin birincil enerjisiyse her<br />
zaman geçmişi koruyan bellektir. Algılanan bütün görünümlerde her<br />
iki sistemin çifte trafiği söz konusudur.<br />
Görsel deneyimimizi "okuyan" ve depolayanın, beynimizin sağ<br />
yarımküresi olduğunu biliyoruz artık. Bu anlamlı bir şeydir, çünkü<br />
görsel deneyimin yer aldığı bölgeler ve merkezler, sol yarımkürede<br />
sözel deneyimimizi işleyen bölge ve merkezlerle yapısal olarak<br />
aynıdır. Görünümleri ele alan aygıtlarımız, sözel dili ele alan<br />
aygıtlarımızla aynıdır. Üstelik iletilmemiş durumda -yani yorumlanmadan<br />
ya da algılanmadan önce- görünümler (bellekte belli bir<br />
düzeyde depolanabilmek amacıyla) kendilerini sözler için kullanılan<br />
sisteme benzer referans sistemlerine bırakırlar. Bu da gene insanı,<br />
görünümlerde kodun bazı niteliklerinin bulunduğu kararını vermeye<br />
götürüyor.<br />
Bizden önceki kültürlerin hepsinde görünümler, yaşayanlara<br />
gönderilmiş işaretler olarak ele alınıyordu. Her şey efsaneydi: her şey<br />
gözün okuması için oradaydı. Görünümler benzerlikleri, analojileri,<br />
sempatileri,antipatileri açığa vuruyor, bunların hepsi de birer ileti<br />
taşıyordu. Bu iletilerin toplamı, evreni açıklıyordu.<br />
Kartezyen devrim böyle bir açıklamanın temelini ortadan kaldırdı.<br />
Artık önemli olan, şeylerin görünüşleri arasındaki ilişki değil, ölçüm<br />
ve farklardı. Salt fiziksel olanın kendi içinde bir anlam taşıması artık<br />
mümkün değildi; ancak akılla araştırıldığı zaman bir anlam taşıyabilirdi,<br />
ki bu da tinsel olanın sorgulanması demekti. Görünümler bir<br />
diyalogdaki sözcükler gibi çift yüzlü olmaktan çıktılar. Yoğunlaşıp<br />
matlaştılar, kesip biçme gerektirir oldular.<br />
Modem bilim mümkün hale geldi. Ancak, varlıkbilimsel herhan-<br />
115