Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yiyenler ve Yenenler<br />
S ıklıkla ve yaygın olarak görece yeni bir olguymuş gibi tartışılan<br />
"tüketim toplumu" en azından yüz yıl önce başlamış olan ekonomik<br />
ve teknolojik süreçlerin mantıksal sonucudur. Tüketicilik on dokuzuncu<br />
yüzyıl burjuva küilüründe içkindir. Tüketmek, ekonomik bir gereksinmenin<br />
yanı sua kültürel bir gereksinmeyi de doyurur. Bu gereksinmelerin<br />
doğası, tüketmenin şu en dolaysız ve en basit biçimine<br />
baktığımızda daha açık ortaya çıkar: yemek.<br />
Burj uva, yiyeceğine nasıl yaklaşıyor? Eğer bu özgül yaklaşımı<br />
yalıtıp tanımlayabilirsek, onu daha az belirgin olduğu zamanlarda da<br />
fark edebiliriz.<br />
Bu soru, ulusal ve tarihsel farklılıklar yüzünden karmaşıklaşabilir.<br />
Fransız burjuvaların yiyeceğe karşı tavırları, İngilizlerle aynı<br />
değildir. Bir Alman belediye başkanı yemeğinin başına bir Yunan belediye<br />
başkanından daha farklı bir tavırla oturur. Roma'da verilen bir üst<br />
sınıf ziyafeti, Kopenhag'da verilen ziyafete pek benzemez. Trollope ya<br />
da Balzac'ın betimlediği yeme alışkanlıkları ve tavırlarının çr>ğuna<br />
artık hiçbir yerde rastlayamayız.<br />
Bununla birlikte burjuva yeme tarzı, aynı coğrafi bölge içinde,<br />
kendisinden en uzak olan yeme tavrıyla, köylülerin yemek yeme<br />
tarzıyla karşılaştırıldığında kabataslak genel bir hat çıkar ortaya. İşçi<br />
sınıfının yeme alışkanlıkları, diğer iki sınıfa oranla daha az gelenekseldir,<br />
çünkü bu sınıf ekonomideki dalgalanmalara çok daha açıktır.<br />
Dünya çapında, burjuvayla köylü arasındaki ayrım, bollukla<br />
kıtlık arasındaki kaba karşıtlıkla yakından bağlantılıdır. Bu karşıtlık<br />
savaşa yol açacak ölçüde büyüktür. Ancak buradaki sınırlı amaçlarımız<br />
için ele alacağımız ayrım, açlıkla aşırı beslenmişlik arasındaki ayrım<br />
155