Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
RODIN VE dNSEL EGEMENLİK<br />
kişiliği üzerinde durmuştur: Ama çoğu, bu cinselliği yalnızca bir yan<br />
öge olarak ele almıştır. Bana öyle geliyor ki bu onun sanatının başlıca<br />
dürtüsüydü -yalnızca Freud'çu bir yüceltme yapıyordu anlamında da<br />
söylemiyorum bunu.<br />
Özyaşamöyküsünde lsadora Duncan, Rodin'in kendisini nasıl<br />
baştan çıkarmaya çalıştığını anlatır. Isadora Duncan ona karşı direnmeyi<br />
başarmıştır - sonra da pişman olmuştur.<br />
"Rodin saçları kısa kesilmiş, gür sakallı, kısa boylu, geniş omuzlu,<br />
güçlü biriydi ... Ara sıra, heykellerinin adlarını mırıldanıyordu,<br />
ama insan bu adların onun için fazla önem taşımadığını hissediyordu.<br />
Ellerini üstlerinde dolaştırıyor, okşuyordu onları. Ellerinin altında mermerin<br />
erimiş kurşun gibi aktığını düşündüğümü anımsıyorum. Sonunda<br />
birazcık kil alıp avuçlarıyla bastırdı. Bunu yaparken derin derin soluyordu<br />
... Birkaç dakika içinde bir kadın memesi şekillendirmişti ...<br />
Sonra yeni geliştirdiğim bir dans kuramını açıklamak için durdum;<br />
ama çok geçmeden beni dinlemediğini anladım. Gözkapaklarım indirerek<br />
süzdü beni; gözleri alev alev yanıyordu; sonra yapıtlarına bakarken<br />
yüzünün aldığı ifadeyle bana doğru yaklaştı. Ellerini kalçalarımda,<br />
çıplak bacaklarımda, ayaklarımda dolaştırdı. BüLün vücudumu kilden<br />
apılmış gibi yoğurmaya başladı; bu arada ondan beni dağlayan ve eriten<br />
bir sıcaklık yayılıyordu. Tüm arzum, bütün varlığımı ona teslim<br />
etmekti ... "<br />
Rodin'in kadınlar konusundaki başarısı heykelci olarak ilk kez<br />
başarıya ulaşmasıyla (kırk yaşlarındayken) başlamış gibidir. İşte o zaman<br />
Rodin'in tüm davranışı -ve ünü- lsadora Duncan'ın bu denli<br />
dolaylı anlattığı için bu kadar güzel anlattığı umudu sunar oldu. Rodin'in<br />
kadınlara sunduğu, onları biçimlendireceği umuduydu: Kadınlar,<br />
onun ellerinde, kil gibi olacaklardı. Kadınların onunla ilişkileri, simgesel<br />
düzeyde, heykelleriyle onun arasındaki ilişkiyle karşılaştırılabilir<br />
olacaktı.<br />
"Pygmalion eve döntlüğünde dosdoğru sevdiği kızın heykeline<br />
koştu, kanepenin üstüne eğilerek onu öptü. Kızın teni sıcak geldi ona:<br />
dudaklarını yeniden dudaklarına yapıştırdı, elleriyle göğüslerini tuttu<br />
-dokunuşlarıyla fildişi, sertliğini yitirdi, yumuşadı: parmakları<br />
yumuşak yüzeyde iz bıraktı; tıpkı Hymettus'un balmumunun güneşte<br />
49