You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
FASANELLA VE BİR KENTİN DUYUMU<br />
içinde olup bitenleri hatırlatıcı niteliktedir. Ama mutfağın resmediliş<br />
biçimi -"ilkel" resim yönteminin deneyime ne kadar bağlı olduğu burada<br />
kendini gösterir- mutfagın resmediliş biçimi içindeki her şeyi<br />
sürekli ve dış duvarlarla, onu çevreleyen dış cephelerle tümüyle homojen<br />
kılar. Döşemenin muşambası, tıpkı sokak duvarı gibi resmedilmiştir.<br />
Dolap rafındaki yiyecekler, vitrindeki yiyecekler gibi. Çıplak<br />
elektrik ampulü sokak lambası gibi. Elektrik saati, yangın musluğu<br />
gibi. Sandalyelerin arkalıkları parmaklık gibi.<br />
Nesnel olarak, Manhattan'da uzam bulunur. Burada uzam kıt ve<br />
son derece değerl i bir maldır. Fasanella, resimlerine bazen inceden inceye<br />
alay dolu şöyle bir pano diker: KiRALIK UZAM. Gene de bu<br />
mal, bu uzam, oturulabilir nitelikte değildir; tümüyle fiziksel olarak<br />
ele alınmadığı sürece. Onu boşaltmış olan nedir? Aile mutfağını topu<br />
topu sokaktan al ınmış bir dolaba indirgeyen nedir?<br />
Hemen akla geliveren yanıtlar, bu soruları yanıtlamaz: aşırı<br />
kalabalık, yoksulluk, güvencesizlik. Bu olgular kırsal bölgede de<br />
vardı, ama köylünün evi gene de kapalı bir yer, bir sığınak olarak kalabildi.<br />
Yoksul apartmandaki evin iç uzanımı yok eden, istila eden şey,<br />
çok daha temel ekonom ik süreçler olmuştur. Ev bir dükkan değildi:<br />
tam tersine dükkan her gün yaşam gereçlerini satın almak zorunda<br />
olduğunuz yerdi. Bu gereçlerin bedel i, şu kadar saatlik emek ücretiyle<br />
ödeniyordu. Kentin zamanı -ücretli saatlerin zamanı- her eve egemendi.<br />
Bu zamandan kurtuluş yoktu. Ev, üretilmiş mal olsun, zaman<br />
olsun, emeğin meyvalarını, bir artık değeri içermiyordu hiçbir zaman.<br />
Ev yatılıp kalkılan yerden öte bir şey değildir. Bu da üçüncü derstir.<br />
1920'lerde Brecht Kentlerin Ezici Etkisi Üzerine adlı bir şiir<br />
yazdı. Şiir şöyle biter:<br />
"Öyle kısaydı ki zaman<br />
Sabahla akşam arasında<br />
Ögle yoktu<br />
Ve daha şimdiden o eski bildik toprakta<br />
Yükselmişti beton daglar."<br />
Tıpkı sermayenin kendini sürekli olarak yeniden üretmek zorunda<br />
olması gibi sermaye kültürü de sonu gelmeyen bir beklentiler<br />
33