Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
O ANA ADANMIŞ<br />
yavaş yavaş ve tutarlı bir biçimde değişti - en azından benim için<br />
değişti.<br />
Bu değişim birkaç yoldan anlatılabilir. Çizimin içeriği çoğaldı.<br />
Ayrılık sahnesi göstermek yerine, bir varış sahnesi göstermeye başladı<br />
çizim. Çizili biçimlerin içleri doldu. Çizim, babamla ilgili anılarımın,<br />
elimin altındaki mevkii oldu. Terkedilmiş değildi aıiık, içinde yaşanan<br />
bir yerdi. Şekillerin herbirinde kurşunkalem işaretleriyle, işaretlenmiş<br />
beyaz kağıt arasında bir yaşamdan anların içeri sızabileceği bir kapı a<br />
ralanmıştı şimdi: Çizim artık yalnızca tek yüzlü bir algı nesnesi olmak<br />
yerine, giderek çift-yüzlü olmuştu ve filtre görevi yapıyordu:<br />
Ardından benim geçmişle ilgili anılarımı süzerken, ileriye doğru da<br />
değişmeyen, giderek tanıdık hale gelen bir imge yansıtıyordu. Babam,<br />
kendi ölüm maskesinin imgesine bir tür hayat vermek üzere geri geldi.<br />
Şimdi çizime baktığımda, ölü bir adam yüzü gördüğüm hemen<br />
hemen hiç olmuyor; bunun yerine babamın yaşamının çeşitli yönleri<br />
geliyor gözümün önüne. Oysa köyden biri gelecek olsa, gördüğü ancak<br />
bir ölüm maskesi çizimi olacaktır. Hiç kuşkusuz çizim hala bundan<br />
başka bir şey değil. Söz konusu olan, öznel bir değişim. Ancak daha<br />
genel bir anlamda, böyle bir öznel süreç varolmasaydı, çizimler de varolmazdı.<br />
Sinema ve televizyonun gelişmesi, bizim artık çizimleri (ya da<br />
resimleri) dural imgeler olarak tanımladığımız anlamına geliyor. Genellikle<br />
gözümüzden kaçan, çizimlerin gerçek değerinin, gerçek<br />
işlevinin bu durallığa dayandığı. Film makinesini, enstantaneyi ya da<br />
hareketli imgeyi keşfetme gereği çok çeşitli nedenlerle ortaya çıktı; ancak<br />
bu nedenlerden biri dural imgeyi geliştirmek değildi, ya da eğer bu<br />
terimlerle sunulmuşsa, bunun nedeni yalnızca dural imgenin anlamının<br />
yitmiş olmasıydı. Toplumsal zamanın tekçizgisel, vektöre! ve düzenli<br />
biçimde değiş tokuş edilebilir olduğu on dokuzuncu yüzyılda, kavranabilecek<br />
ya da saklanabilecek en fazla şey an oldu. Klişe fotoğraf makinesi<br />
ve cep saati, refleks fotoğraf makinesiyle kol saati ikiz icatlardır.<br />
Bir çizim ya da resim, başka bir zaman anlayışını varsayar.<br />
Herhangi bir imge ---örneğin retinanın okuduğu imge- kaybolacak<br />
bir görünümü kaydeder. Görme yetisi, sürekli değişen beklenmedik<br />
11