14.02.2018 Views

01. John Berger - O Ana Adanmış

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

YABANCI BIR ŞEHRİN KIYISINDA<br />

!ardı: gözleri kağıtlarda, bazen içlerinden biri masaya bir kağıt<br />

çarpıyor- meydandaki saatin çanına vuran çekicin otoritesiyle.<br />

Saldırganca, husumet duygularıyla oynamıyorlardı ama. İçmiyorlardı<br />

da. Bir süre sonra kardeş kalktı, mutfaktan bir kadın geldi; ellerini<br />

önlüğüne silerek onun yerine oturdu. Arkasından iki ufak çocuk geldi<br />

ve caddeye açılan kapının önünde hoplayıp zıplamaya başladılar. Kağıt<br />

oynayanlar sadece oyundan söz ediyorlardı. Doğrudan parayla oynamıyorlardı,<br />

ortada fişler dönüyordu. Onları gözledikçe, sırtları bize<br />

dönük, bir köprünün parmaklığına dayanmış, bizim görmediğimiz bir<br />

nehre, kayığa, balık sürüsüne bakan dört kişiyi seyrediyormuşuz gibi<br />

gelmeye başladı. Aslında yüzlerini görebiliyorduk, ama bu yüzler, dikkatlerinin<br />

dışında hiçbir şeyi ele vermiyordu. Göremediğimiz<br />

kağıtlarıydı.<br />

Mutfaktan daha yaşlı bir kadın çıktı ve kağıt oynayanlara<br />

onaylayarak gülümsedi. Bizi fark edince yanımıza gelip "Afiyet olsun,"<br />

dedi. Sonra "Bazen yemek yemek iyidir, insana düzeni hatırlatır,"<br />

dedi. Geri döndü, bir an durup patrnnun eline baktı. Tekrar onaylayarak<br />

başını salladı - parmaklığın ötesinden altın sarısı bir yelkenlinin<br />

geçtiğini görmüş gibi.<br />

Oyuncuların arkasındaki duvarda yerel otobüs tarifesi asılıydı.<br />

Odadaki en yeni ve en parlak şey oydu. Ama ortada saat yoktu; daha<br />

sonra ben bir ara patrona saati sorduğumda adam dışarı çıkıp iki kapı<br />

ötedeki başka bir Cafc'den saali öğrenmek zorunda kaldı.<br />

Dördü oynamaya devam ettiler. Her biri, dünyada başka kimselerin<br />

göremediği bir şeyi görebiliyordu - kendi elini. Dünyanın umurunda<br />

değildi. Ama diğer üç oyuncunun umurundaydı; o elde,<br />

dördüncüye gelmiş olan her bir kağıdın öneminin farkındaydılar. Bu<br />

ilgi ve umursama belli bir bağımlılığa dönüşüyordu; hepsi de bir<br />

ölçüde ötekileri yönetiyordu, ta ki oyun bitip zafer kazanan ilan edilinceye<br />

kadar; o anda da zafer kazananın zaferi sona eriyordu. Yani kurdukları<br />

eşitlik, dünyadaki bütün eşitliklerden daha adildi. Yani<br />

yaptıkları işin ve niyetlerinin arılığını ispat etsin diye kağıtların en<br />

inanılmaz taleplerini kabullenmeye de hazırdılar. Bağlı oldukları<br />

düstur, anarşistlerinki gibi yıkıcı ve mutlaktı; anlayışlarına ve<br />

özlemlerine dünyadaki herhangi bir düsturdan daha yakındı. O masada<br />

177

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!