Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
GÖRÜNÜMLER<br />
likte, tarihsel açıklamalarımız ne olursa olsun, görünümlerin bilmecesi<br />
sürer. Felsefi olarak bu bilmeceden kaçınabiliriz. Ama bakışlarımızı<br />
kaçıramayız ondan.<br />
*<br />
* *<br />
İnsan etrafına bakar (ve insan her zaman, düşlerde bile, görülebilir<br />
olanla çevrilidir) sonra etrafında bulunanları, koşullara göre, farklı<br />
farklı okur. Araba kullanmak bir tür okumaya yol açar; ağaç kesmek<br />
başka bir tür okumaya; bir arkadaşı beklemekse bir başkasına. Her etkinlik<br />
kendi okuma biçimini harekete geçirir.<br />
Başka zamanlarda okuma, ya da okumayı oluşturan tercihler, bir<br />
amaca yöneltilmiş olmaktan çok, zaten gerçekleşmiş bir olayın sonucunda<br />
ortaya çıkarlar. Duygu ya da ruh hali okumayı harekete geçirir;<br />
bu şekilde okunan görünümler de ifade edici olur. Bu tür anlar edebiyatta<br />
sıklıkla betimlenmiştir; ancak bunlar edebiyatın değil, görülebilir<br />
olanın alanına aittirler.<br />
Filistinli yazar Hasan Kanafani, baktığı her şeyin aynı acının ve<br />
kararlılığın ifadesine dönüştüğü bir anı betimler:<br />
Nadia'nın, kalçadan kesilmiş bacağını hiç unutmayacağım. Asla!<br />
Yüzünü yoğuran ve sonsuza dek yüz çizgilerine sinmiş olan o<br />
acıyı da unutmayacağım. O gün Gazze'deki hastaneden çıktım,<br />
avucumda Nadia'ya vermek üzere getirmiş olduğum iki sterlini<br />
sessiz bir alayla tutuyordum. Yakıcı güneş sokakları kan rengine<br />
bürüyordu. Ve Gazze yepyeni bir yerdi Mustafa! Senle ben onu<br />
hiç böyle görmedik. Oturduğumuz Şaciya mahallesinin girişine<br />
dizilmiş taşlar bir anlam taşıyordu; sanki oraya bu anlamı<br />
açıklamak amacıyla, yalnızca bu nedenle konmuşlardı. İçinde<br />
yaşadığımız, iyi insanlarıyla yedi yıllık yenilgiyi paylaştığımız<br />
Gazze yepyeni bir şeydi. Bu bana salt bir başlangıç gibi göründü.<br />
Bunun neden salt bir başlangıç olduğunu düşündüğümü bilmiyorum.<br />
Eve dönerken geçtiğim ana caddenin yalnızca Safad'a giden<br />
uzun, upuzun bir yolun başı olduğunu tahayyül ettim. Bu<br />
Gazze'deki her şey, ağlamakla dindirilemeyecek bir mutsuzlukla<br />
117