айвæзт (айвæзтытæ) | ayvæjt | uzanmış, uzamış, uzatılmış, uzun sürmüş, boy sürmüş, boy atmış, yayılmış, gerilmiş, gevşemiş, sünmüş, ertelenmiş, genişlemiş, açılmış, çekilmiş, elastikiyetini kayıp etmiş, esnekliğini kayıp etmiş, burkulmuş, incinmiş, serilmiş, serilip serpilmiş, boya çekmiş, gecikmiş. айвæзтытæ кæнын | ayvæjtıtæ kænın | uzanmak, uzamak, uzatılmak, uzun sürmek, boy sürmek, boy atmak, yayılmak, gerilmek, gevşemek, sünmek, ertelenmek, genişlemek, açılmak, çekilmek, elastikiyetini kayıp etmek, esnekliğini kayıp etmek, burkulmak, incinmek, serilmek, serilip serpilmek, boya çekmek, gecikmek. айвæзын [айвæзт (-и, -ис), айвæзтaид, айвæздзæн (-и, -ис)] | ayvæjın | uzanmak, uzamak, uzatılmak, uzun sürmek, boy sürmek, boy atmak, yayılmak, gerilmek, gevşemek, sünmek, ertelenmek, genişlemek, açılmak, çekilmek, elastikiyetini kayıp etmek, esnekliğini kayıp etmek, burkulmak, incinmek, serilmek, serilip serpilmek, boya çekmek, gecikmek. айгac кæнын | aygaş kænın | diriltmek, canlandırmak, can vermek, hayat vermek, iyi etmek, sağaltmak, yaşatmak, tedavi etmek, toparlanmak, ihya etmek, vazgeçirmek. айгac уæвын (уын) | aygaş uævın | canlanmak, canlandırmak, dirilmek, diriltilmek, iyi olmak, iyileşmek, iyileşmek, sağalmak, toparlamak, neşelenmek, yaşamak, yeniden hayat vermek, ihya etmek, şifa bulmak, sağalmak, vazgeçmek, hareket başlamak. айгæpд-айгæpд кæнын | aygærd-aygærd kænın | 1) sık sık kesmek, baştan sona kesmek; keserek açmak, döşemek, arasına koymak, sermek; 2) geçirmek, gezdirmek, çizmek, uygulamak, aldatmak, iletmek, kabul ettirmek, koymak, götürmek; açmak, geçirmek, geçmek, içinden geçmek, arasından geçmek, gezdirmek, çizmek, uygulamak, aldatmak, iletmek, kabul ettirmek; 3) yapmak, döşemek, inşa etmek, çekmek, çizmek, göstermek, işaret etmek, koymak, seçtirmek, getirmek, çıkarmak, onaylatmak, kaydetmek, yazmak, tatbik etmek, uygulamak, aldatmak, atlatmak, atmak, vurarak atmak, yapmak, çalmak, doldurmak; 4) delmek, açmak, kendine yol açmak, delik açmak, deşmek, kemirerek deşmek, kemirmek, kemirerek delmek; 5) yarmak, yırtmak, kazmak, kazarak açmak, patlatmak; kazıklamak; 6) yumruklamak. айгæpдаг | aygærdag | 1) kestirten, baştan sona kestirten; keserek açtırtan, döşeten, arasına koydurtan, serdirten; 2) geçirten, gezdirten, çizdirten, uygulatan, aldatan, ileten, kabul ettiren, koydurtan, götürten; açtırtan, geçirten, geçtirten, içinden geçtirten, arasından geçtirten, gezdirten, çizen, uygulatan, aldatan, ileten, kabul ettirten; 3) yaptırtan, döşeten, inşa ettiren, çektirten, çizdirten, gösterten, işaret ettirten, koydurtan, seçtirten, getirten, çıkartan, onaylatan, kaydettirten, yazdırtan, tatbik ettiren, uygulatan, aldatan, atlatan, attırtan, vurarak attıran, yaptırtan, çaldırtan, doldurtan; 4) deldirten, açtırtan, kendine yol açtırtan, delik açtırtan, deştiren, kemirerek deştirten, kemirten, kemirerek deldirten; 5) yardırtan, yırttırtan, kazdırtan, kazarak açtırtan, patlatan; kazıklatan; 6) yumruklatan. айгæpдæг (aйгæpдджытæ) | aygærdæg | 1) kesen, baştan sona kesen; keserek açan, döşeyen, arasına koyan, seren; 2) geçiren, gezdiren, çizen, uygulayan, aldatan, ileten, kabul ettiren, koyan, götüren; açan, geçiren, geçen, içinden geçen, arasından geçen, gezdiren, çizen, uygulayan, aldatan, ileten, kabul ettiren; 3) yapan, döşeyen, inşa eden, çeken, çizen, gösteren, işaret eden, koyan, seçtiren, getiren, çıkaran, onaylatan, kaydeden, yazan, tatbik eden, uygulayan, aldatan, atlatan, atan, vurarak atan, yapan, çalan, dolduran; 4) delen, açan, kendine yol açan, delik açan, deşen, kemirerek deşen, kemiren, kemirerek delen; 5) yaran, yırtan, kazan, kazarak açan, patlayan; kazıklayan; 6) yumruklayan. айгæpдæггаг (æйгæpдæггæгтæ) | aygærdæggag | 1) kesmelik, baştan sona kesmelik; keserek açmalık, döşemelik, arasına koymalık, sermelik; 2) geçirmelik, gezdirmelik, çizmelik, uygulamalık, aldatmalık, iletmelik, kabul ettirmelik, koymalık, götürmelik; açmalık, 104
geçirmelik, geçmelik, içinden geçmelik, arasından geçmelik, gezdirmelik, çizmelik, uygulamalık, aldatmalık, iletmelik, kabul ettirmelik; 3) yapmalık, döşemelik, inşa etmelik, çekmelik, çizmelik, göstermelik, işaret etmelik, koymalık, seçtirmelik, getirmelik, çıkarmalık, onaylatmalık, kaydetmelik, yazmalık, tatbik etmelik, uygulamalık, aldatmalık, atlatmalık, atmalık, vurarak atmalık, yapmalık, çalmalık, doldurmalık; 4) delmelik, açmalık, kendine yol açmalık, delik açmalık, deşmelik, kemirerek deşmelik, kemirmelik, kemirerek delmelik; 5) yarmalık, yırtmalık, kazmalık, kazarak açmalık, patlatmalık; kazıklamalık; 6) yumruklamalık. айгæpдæн (aйгæpдæггæгтæ) | aygærdæn | 1) kesilen, baştan sona kesilen; keserek açılan, döşenen, arasına koyulan, serilen; 2) geçirilen, gezdirilen, çizilen, uygulanan, aldatılan, iletilen, kabul ettirilen, koyulan, götürülen; açılan, geçirilen, geçilen, içinden geçilen, arasından geçilen, gezdirilen, çizilen, uygulanan, aldatılan, iletilen, kabul ettirilen; 3) yapılan, döşenen, inşa edilen, çekilen, çizilen, gösterilen, işaret edilen, koyulan, seçtirilen, getirilen, çıkarılan, onaylatılan, kaydedilen, yazılan, tatbik edilen, uygulanan, aldatılan, atlatıla n, atılan, vurarak atılan, yapılan, çalınan, doldurulan; 4) delinen, açılan, kendine yol açılan, delik açılan, deşilen, kemirerek deşilen, kemirilen, kemirerek delinen; 5) yarılan, yırtılan, kazınan, kazarak açılan, patlatılan; kazıklanan; 6) yumruklanan. айгæpдгæ | aygærdgæ | 1) kesme, baştan sona kesme; keserek açma, döşeme, arasına koyma, serme; 2) geçirme, gezdirme, çizme, uygulama, aldatma, iletme, kabul ettirme, koyma, götürme; açma, geçirme, geçme, içinden geçme, arasından geçme, gezdirme, çizme, uygulama, aldatma, iletme, kabul ettirme; 3) yapma, döşeme, inşa etme, çekme, çizme, gösterme, işaret etme, koyma, seçtirme, getirme, çıkarma, onaylatma, kaydetme, yazma, tatbik etme, uygulama, aldatma, atlatma, atma, vurarak atma, yapma, çalma, doldurma ; 4) delme, açma, kendine yol açma, delik açma, deşme, kemirerek deşme, kemirme, kemirerek delme; 5) yarma, yırtma, kazma, kazarak açma, patlatma; kazıklama; 6) yumruklama. айгæpдгæйæ | aygærdgæyæ | 1) keserek, baştan sona keserek; kesip açarak, döşeyerek, arasına koyarak, sererek; 2) geçirerek, gezdirerek, çizerek, uygulayarak, aldatarak, ileterek, kabul ettirerek, koyarak, götürerek; açarak, geçirerek, geçerek, içinden geçerek, arasından geçerek, gezdirerek, çizerek, uygulayarak, aldatarak, ileterek, kabul ettirerek; 3) yaparak, döşeyerek, inşa ederek, çekerek, çizerek, göstererek, işaret ederek, koyarak, seçtirerek, getirerek, çıkararak, onaylatarak, kaydederek, yazarak, tatbik ederek, uygulayarak, aldatarak, atlatarak, atarak, vurup atarak, yaparak, çalarak, doldurarak; 4) delerek, açarak, kendine yol açarak, delik açarak, deşerek, kemirip deşerek, kemirip delerek, kemirerek; 5) yararak, yırtarak, kazarak, kazıp açarak, patlatarak; kazıklayarak; 6) yumruklayarak. айгæpдинаг (aйгæpдинæгтæ) | aygærdinag | 1) kesecek, baştan sona kesecek; kesip açacak, döşenecek, arasına koyacak, serecek; 2) geçirecek, gezdirecek, çizecek, uygulanacak, aldatacak, iletecek, kabul ettirecek, koyacak, götürecek; açacak, geçirecek, geçecek, içinden geçecek, arasından geçecek, gezdirecek, çizecek, uygulanacak, aldatacak, iletecek, kabul ettirecek; 3) yapacak, döşenecek, inşa edecek, çekecek, çizecek, gösterecek, işaret edecek, koyacak, seçtirecek, getirecek, çıkaracak, onaylatacak, kaydedecek, yazacak, tatbik edecek, uygulanacak, aldatacak, atlatacak, atacak, vurarak atacak, yapacak, çalacak, dolduracak; 4) delecek, açacak, kendine yol açacak, delik açacak, deşecek, kemirerek deşecek, kemirerek delecek, kemirecek; 5) yaracak, yırtacak, kazacak, kazarak açacak, patlatacak; kazıklanacak; 6) yumruklanacak. айгæpдын (айгæpcтoн, айгæpcтaин, айгæpддзынæн) | aygærdın | 1) kesmek, baştan sona kesmek; keserek açmak, döşemek, arasına koymak, sermek; 2) geçirmek, gezdirmek, çizmek, uygulamak, aldatmak, iletmek, kabul ettirmek, koymak, götürmek; açmak, geçirmek, geçmek, içinden geçmek, arasından geçmek, gezdirmek, çizmek, uygulamak, aldatmak, 105
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54: агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56: адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58: адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60: parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62: dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64: aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66: адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68: адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70: адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72: yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74: азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76: çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78: аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80: döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82: ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84: aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86: geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88: aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90: азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92: аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94: olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96: duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98: edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100: аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102: aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103: uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 107 and 108: айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110: айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112: айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114: soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116: teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118: айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120: айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122: айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124: saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126: акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128: alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130: акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132: аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134: акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a