2_A-1

ау | au | acaba, gerçekten, yok canım, imkanı yok, öyle olup olmadığı, olabildiği, eğer,
değilse, iyi, ve iyi!, yok canım?, sahi mi?, meğer, meğerki, haydi; hadi oradan; amma da,
yahu; yok canım?, deme!; ya.
ауагъд | auağd | serbest, başıboş, bırakılmış, yol verilmiş.
ауад | auad | uğrama, gitme, gidiş.
ауадз-ауадз кæнын | auaz-auaz kænın | sık sık bırakmak-koyuvermek, serbestlik vermek,
azat etmek, salmak, salıvermek, izin vermek, müsaade etmek, başıboş bırakmak, yol vermek,
gevşetmek, koyuvermek, af etmek, bağışlamak, boşaltmak.
ауадзаг | auazag | bıraktıran, koyuverdiren, serbestlik verdiren, azat ettiren, saldırtan,
salıverdiren, izin verdiren, müsaade ettiren, başıboş bıraktıran, yol verdiren, gevşeten,
koyuverdiren, af ettiren, bağışlatan, boşalttıran.
ауадзæг (ауадзджытæ) | auazæg | bırakan, koyuveren, serbestlik veren, azat eden, salan,
salıveren, izin veren, müsaade eden, başıboş bırakan, yol veren, gevşeten, koyuveren, af
eden, bağışlayan, boşaltan.
ауадзæггаг | auazæggag | bırakmalık, koyuvermelik, serbestlik vermelik, azat etmelik,
salmalık, salıvermelik, izin vermelik, müsaade etmelik, başıboş bırakmalık, yol vermelik,
gevşetmelik, koyuvermelik, af etmelik, bağışlamalık, boşaltmalık.
ауадзæн | auazæn | bırakılan, koyuverilen, serbestlik verilen, azat edilen, salınan,
salıverilen, izin verilen, müsaade edilen, başıboş bırakılan, yol verilen, gevşetilen,
koyuverilen, af edilen, bağışlanan, boşaltılan.
ауадзгæ | auazgæ | bırakma, koyuverme, serbestlik verme, azat etme, salmak, salıverme,
izin verme, müsaade etme, başıboş bırakma, yol verme, gevşetme, koyuverme, af etme,
bağışlama, boşaltma.
ауадзгæйæ | auazgæyæ | bırakarak, koyuvererek, serbestlik vererek, azat ederek, salarak,
salıvererek, izin vererek, müsaade ederek, başıboş bırakarak, yol vererek, gevşeterek,
koyuvererek, af ederek, bağışlayarak, boşaltarak.
ауадзинаг (ауадзинæгтæ) | auazinag | bırakacak, koyuverecek, serbestlik verecek, azat
edecek, salacak, salıverecek, izin verecek, müsaade edecek, başıboş bırakacak, yol verecek,
gevşetecek, koyuverecek, af edecek, bağışlanacak, boşaltacak.
ауадздзынæн | auazzınæn | bırakırım.
ауадзыг уæвын (уын) | auazıg uævın | bayılmak, kendinden geçmek, baygınlık geçirmek,
baygı halde olmak, soluk alamamak, bilinçsiz olmak.
ауадзын (ауагътон, ауагътaин, ауадздзынæн) | auazın | 1) bırakmak, serbest bırakmak,
serbestlik vermek, azat etmek, salmak, salıvermek, izin vermek, müsaade etmek, başıboş
bırakmak, yol vermek, gevşetmek, koyuvermek, af etmek, bağışlamak, boşaltmak,
genişletmek; düşürmek, çalıştırmak; 2) kaçırmak, çaldırmak, aval aval bakmak, esnemek,
hafiflemek, ayırmak, mezun etmek, işletmek, koymak; 3) birleşmek, birleştirmek; dökmek,
dökülmek, aktarmak, akıtmak, doldurmak, sonuçlanmak, ıslatmak, sır sürmek; 4)
düşürülmek, ihmal etmek, inmek, alçalmak, sarkmak, kapanmak, yıkılmak; 5) kovmak,
çıkarmak, işten çıkarmak, satışa çıkarmak, ihraç etmek, istifa ettirmek, terhis etmek; 6)
çözmek, halletmek, cevaz vermek, mümkün kılmak, olanaklı kılmak, -mak olanağını vermek,
imkânını vermek, fırsat vermek, elvermek, geçirmek, geçmek, geçmeye izin vermek,
kaçırmak, sızdırmak; 7) ıskalamak; pas vermek; 8) yerleştirmek, yerleşmek, konmak; 9) bıyık
uzatmak, hafiflemek, vermek, teslim etmek, tesis etmek, satmak, yapmak, yumuşatmak,
savurmak, yetiştirmek, pazara sürmek, yayımlamak, içeri almak, sokmak, eve almak, açmak,
çözmek, şımartmak, azıtmak, sürtünmek, sevişmek; ус ауадзын | uş auazın | kadın
boşamak, eşini bırakmak, hanımı bırakmak; хи ауадзын | xi auazın | a) yıkılmak, dağılmak,
291