10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

aммeнгæнгæйæ | ammyengængæyæ | âmin diyerek, evetleyerek, kabul ederek, razı<br />

olarak.<br />

aммeнгæнинaг (aммeнинæгтæ) | ammyengæninag | âmin diyecek, evetleyecek, kabul<br />

edecek, razı olacak.<br />

аммиак (карз тæфгæнаг газ) | ammiak (karj tæf gænæg gaj) | amonyak.<br />

аммиакон | ammiakon | amonyaklı.<br />

аммони | ammoni | amonyum, amonyak.<br />

аммуници | ammunisi | cephane, mühimmat, mermi.<br />

aмниcти | amnişti | af, genel af, bağışlama, genel bağışlama, gen bağış; aмниcти cидын |<br />

amnişti şidın | genel affetmek, genel bağışlamak.<br />

aмниcтигонд | amniştigond |<br />

aмой кæнын | amoy kænın | evlenmek (kız), kocaya gitmek.<br />

aмойгæнаг | amoygænag | evlendiren (kız), kocaya gönderen.<br />

aмойгæнæг (амойгæнджытæ) | amoygænæg | evlenen (kız), kocaya giden.<br />

aмойгæнæггаг (амойгæнæггæгтæ) | amoygænæggag | evlenmelik (kız), kocaya gitmelik.<br />

aмойгæнæн | amoygænæn | evlenilen (kız), kocaya gidilen.<br />

aмойгæнгæ | amoygængæ | evlenme (kız), kocaya gitme.<br />

aмойгæнгæйæ | amoygængæyæ | evlenerek (kız), kocaya giderek.<br />

aмойгæнинaг (амойгæнинæгтæ) | amoygæninag | evlenecek (kız), kocaya gidecek.<br />

амоладзан кæнын | amolazan kænın | keşiş yapmak, rahibe yapmak.<br />

амоладзан уæвын (уын) | amolazan uævın | keşiş olmak, rahibe olmak.<br />

амонаг | amonag | 1) öğreten, öğrenim gösteren, ders aldıran, öğretmenlik yaptıran, ders<br />

verdiren, okutan, gösterten, işaretleten, işaret ettiren, anlamına getiren, emir eden, ayırtan;<br />

uyartan; 2) ortaya koyduran, belirten, açıkça belirten, sergileten; ortaya koyduran; ifade<br />

verdiren, ifade ettiren; tanıklık ettiren; 3) ekleten, nasihat ettiren, tembihleten, ekleten; vaaz<br />

verdiren, vaaz ettiren; propagandasını yaptıran; 4) dedirten, demek isteten, anlamına<br />

getiren, belli ettiren, belirten; 5) şarkıya başlatan, bir şarkı okumaya başlatan, söylemeye<br />

başlatan, koronun solistliğini yaptıran.<br />

амонæг (амонджытæ) | amonæg | 1.1) belirtme, belirten; öğrenen, öğrenim gören, ders<br />

alan, öğreten, öğretmenlik yapan, öğütçü, öğretici, öğretmen, başöğretmen, eğitmen, hoca,<br />

ders veren, okutan, gösteren, işaretleyen, işaret eden, anlamına gelen, emir eden, ayıran;<br />

uyaran; 2) ortaya koyan, açıkça belirten, sergileyen; ortaya koyan; ifade veren, ifade eden;<br />

tanıklık eden; 3) ekleyen, nasihat eden, tembihleyen, ekleyen; vaaz veren, vaaz eden;<br />

propagandasını yapan; 4) diyen, demek isteyen, anlamına gelen, belli eden, belirten; 5)<br />

şarkıya başlayan, bir şarkı okumaya başlayan, söylemeye başlayan; solist, koronun solisti,<br />

koronun solistliğini yapan; 2.1) işaret, kür sör, fihrist, indeks, rehber, kılavuz, gösterge, ışıklı<br />

gösterge, rakam; imleç; parametre; deneyim, tecrübe; 2) önder, lider, yönetici, yönetmen; 3)<br />

baş, başman, kılavuz, önayak.<br />

амонæггаг (амонæггæгтæ) | amonæggag | 1) öğrenmelik, öğrenim görmelik, ders almalık,<br />

öğretmelik, öğretmenlik yapmalık, ders vermelik, okutmalık, göstermelik, işaretlemelik,<br />

işaret etmelik, anlamına gelmelik, emir etmelik, ayırmalık; uyarmalık; 2) ortaya koymalık,<br />

belirtmelik, açıkça belirtmelik, sergilemelik; ortaya koymalık; ifade vermelik, ifade etmelik;<br />

tanıklık etmelik; 3) eklemelik, nasihat etmelik, tembihlemelik, eklemelik; vaaz vermelik, vaaz<br />

etmelik; propagandasını yapmalık; 4) demelik, demek istemelik, anlamına gelmelik, belli<br />

etmelik, belirtmelik; 5) şarkıya başlamalık, bir şarkı okumaya başlamalık, söylemeye<br />

başlamalık, koronun solistliğini yapmalık.<br />

177

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!