аирд уæвын (уын) | aird uævın | 1) çabukça temizlemek; 2) çabukça yıkamak, hızlı yıkamak; parlamak, durulamak; 3) açılmak, açmak, berraklaşmak, saydamlaşmak, aydınlanmak, netleşmek (gökyüzü). аиртасæг (аиртасджытæ) | airtaşæg | 1) ayıran, ayrılan, ayırtan, ayrı düşüren; sivrilen, özgülen, söken; mahrum bırakan, mahrum eden, mahrum kalan, yoksun bırakan, yoksun eden, yoksun edilen, yoksun kılan, yoksunan, yoksunduran, yoksunlaştıran; 2) yasaklanan, yitiren, nezreden, nez hâl eden; 3) alan, geri alan, zorla alan, elinden alan (memeden çocuk), ameliyatla alan, çıkaran, kaldıran; zapt eden, gasp eden, üstüne oturan, üstüne yatan; 4) tahsis eden, tahsisat ayıran, birinin payına düşeni veren, belirterek söyleyen, tebarüz ettiren, ıskat eden, kaçıran, çeken, düşen, selbeden, fekkeden. аиртасæггаг (аиртасæггæгтæ) | airtaşæggag | 1) ayırmalık, ayrılmalık, ayrılanmalık, ayırtmalık, ayrı düşürmelik; sivrilmelik, özgülemelik, sökmelik; mahrum bırakmalık, mahrum etmelik, mahrum kalmalık, yoksun bırakmalık, yoksun etmelik, yoksun edilmelik, yoksun kılmalık, yoksunmalık, yoksundurmalık, yoksunlaştırmalık; 2) yasaklamalık, yitirmelik, nezretmelik, nez hâl etmelik; 3) almalık, geri almalık, zorla almalık, elinden almalık (memeden çocuk), ameliyatla almalık, çıkarmalık, kaldırmalık; zapt etmelik, gasp etmelik, üstüne oturmalık, üstüne yatmalık; 4) tahsis etmelik, tahsisat ayırmalık, birinin payına düşeni vermelik, belirterek söylemelik, tebarüz ettirmelik, ıskat etmelik, kaçırmalık, çekmelik, düşmelik, selbetmelik, fekketmelik. аиртасæн | airtaşæn | 1) ayırtılan, ayrılanan, ayırtılan, ayrı düşürülen; sivriltilen, özgülenilen, sökülen; mahrum bırakılan, mahrum edilen, mahrum kalınan, yoksun bırakılan, yoksun edilen, yoksun dilinen, yoksun kılınan, yoksunan, yoksundurulan, yoksunlaştırılan; 2) yasaklanılan, yitirilen, nezre dilen, nez hâl edilen; 3) alınan, geri alınan, zorla alınan, elinden alınan (memeden çocuk), ameliyatla alınan, çıkarılan, kaldırılan; zapt edilen, gasp edilen, üstüne oturulan, üstüne yatılan; 4) tahsis edilen, tahsisat ayırtılan, belirterek söylenen, tebarüz ettirilen, ıskat edilen, kaçırılan, çekilen, düşülen. аиртасгæ | airtaşgæ | 1) ayırma, ayrılma, ayrılanma, ayırtma, ayrı düşürme; sivrilme, özgüleme, sökme; mahrum bırakma, mahrum etme, mahrum kalma, yoksun bırakma, yoksun etme, yoksun edilme, yoksun kılma, yoksunma, yoksundurma, yoksunlaştırma; 2) yasaklama, yitirme, nezretme, nez hâl etme; 3) alma, geri alma, zorla alma, elinden alma (memeden çocuk), ameliyatla alma, çıkarma, kaldırma; zapt etme, gasp etme, üstüne oturma, üstüne yatma; 4) tahsis etme, tahsisat ayırma, birinin payına düşeni verme, belirterek söyleme, tebarüz ettirme, ıskat etme, kaçırma, çekme, düşme, selbetme, fekketme. аиртасгæйæ | airtaşgæyæ | 1) ayırarak, ayrılarak, ayrılanarak, ayırtarak, ayrı düşürerek; sivrilerek, özgüleyerek, sökerek; mahrum bırakarak, mahrum ederek, mahrum kalarak, yoksun bırakarak, yoksun ederek, yoksun edilerek, yoksun kılarak, yoksunarak, yoksundurarak, yoksunlaştırarak; 2) yasaklayarak, yitirerek, nezrederek, nez hâl ederek; 3) alarak, geri alarak, zorla alarak, elinden alarak (memeden çocuk), ameliyatla alarak, çıkararak, kaldırarak; zapt ederek, gasp ederek, üstüne oturarak, üstüne yatarak; 4) tahsis ederek, tahsisat ayırarak, birinin payına düşeni vererek, tebarüz ettirerek, ıskat ederek, kaçırarak, çekerek, düşerek, selbederek, fekkederek. аиртасинаг (аиртасинæгтæ) | airtaşinag | 1) ayıracak, ayrılacak, ayrılanacak, ayırtacak, ayrı düşürecek; sivrilecek, özgülenecek, sökecek; mahrum bırakacak, mahrum edecek, mahrum kalacak, yoksun bırakacak, yoksun edecek, yoksun edilecek, yoksun kılacak, yoksunacak, yoksunduracak, yoksunlaştıracak; 2) yasaklanacak, yitirecek, nezredecek, nez hâl edecek; 3) alacak, geri alacak, zorla alacak, elinden alacak (memeden çocuk), ameliyatla alacak, çıkaracak, kaldıracak; zapt edecek, gasp edecek, üstüne oturacak, üstüne yatacak; 4) tahsis 96
edecek, tahsisat ayıracak, birinin payına düşeni verecek, tebarüz ettirecek, ıskat edecek, kaçıracak, çekecek, düşecek, selbedecek, fekkedecek. аиртасын (аиртæстoн, аиртæстaин, аиртасдзынæн) | airtaşın | 1) ayırmak, ayrılmak, ayrılanmak, ayırtmak, ayrı düşürmek; sivrilmek, özgülemek, sökmek; mahrum bırakmak, mahrum etmek, mahrum kalmak, yoksun bırakmak, yoksun etmek, yoksun edilmek, yoksun kılmak, yoksunmak, yoksundurmak, yoksunlaştırmak; 2) yasaklamak, yitirmek, nezretmek, nez hâl etmek; 3) almak, geri almak, zorla almak, elinden almak (memeden çocuk), ameliyatla almak, çıkarmak, kaldırmak; zapt etmek, gasp etmek, üstüne oturmak, üstüne yatmak; 4) tahsis etmek, tahsisat ayırmak, birinin payına düşeni vermek, belirterek söylemek, tebarüz ettirmek, ıskat etmek, kaçırmak, çekmek, düşmek, selbetmek, fekketmek . аиртæсаг | airtæşag | 1) ayırtan; saptıran, terk ettiren, koparan, çektiren; 2) veda ettiren, vedalaştıran, hareket ettiren; 3) bıraktıran, vazgeçirten, ricat ettiren, gerileten, geride bıraktıran; 4) geçirten, kaçırtan, kamulaştıran, istimlâk ettiren, kaldırtan, kalkındıran, inhiraf ettiren, dolatan, çıkartan, geçirten, kaçındırtan, atlatan; bittirten. аиртæсæг (аиртæсджытæ) | airtæşæg | 1) ayrılan, ayıran; sapan, terk eden, kopan, çekilen; 2) veda eden, vedalaşan, hareket eden; 3) bırakan, vazgeçen, ricat eden, gerileyen, geride bırakan; 4) geçen, kaçınan, kamulaştıran, istimlâk eden, kalkan, kalkışan, inhiraf eden, dolan, çıkan, geçen, kaçınan, atlayan; biten. аиртæсæн | airtæşæn | 1) ayrılanan, ayırtılan; sapılan, terk edilen, kopan, çekilen; 2) veda edilen, vedalaşan, hareket edilen; 3) bırakılan, vazgeçilen, ricat edilen, gerilenen, geride bırakılan; 4) geçilen, kaçınılan, kamulaştırılan, istimlâk edilen, kalkılan, kalkışılan, inhiraf edilen, doluşan, çıkılan, geçilen, kaçınılan, atlanan; bitilen. аиртæсгæ | airtæşgæ | 1) ayrılma, ayırma; sapma, terk etme, kopma, çekilme; 2) veda etme, vedalaşma, hareket etme; 3) bırakma, vazgeçme, ricat etme, gerileme, geride bırakma; 4) geçme, kaçınma, kamulaştırma, istimlâk etme, kalkma, kalkışma, inhiraf etme, dolma, çıkma, geçme, kaçınma, atlama; bitme. аиртæсгæйæ | airtæşgæyæ | 1) ayrılarak, ayırarak; saparak, terk ederek, koparak, çekilerek; 2) veda ederek, vedalaşarak, hareket ederek; 3) bırakarak, vazgeçerek, ricat ederek, gerileyerek, geride bırakarak; 4) geçerek, kaçınarak, kamulaştırarak, istimlâk ederek, kalkarak, kalkışarak, inhiraf ederek, dolarak, çıkarak, geçerek, kaçınarak, atlayarak; biterek. аиртæсинаг (аиртæсинæгтæ) | airtæşinag | 1) ayrılacak, ayıracak; sapacak, terk edecek, kopacak, çekilecek; 2) veda edecek, vedalaşacak, hareket edecek; 3) bırakacak, vazgeçecek, ricat edecek, gerileyecek, geride bırakacak; 4) geçecek, kaçınacak, kamulaştıracak, istimlâk edecek, kalkacak, kalkışacak, inhiraf edecek, dolacak, çıkacak, geçecek, kaçınacak, atlayacak; bitecek. аиртæст (аиртæстытæ) | airtæşt | yabancılaşma, kamulaştırma, istimlâk, istimlâk etme; çekme, kalkma, kalkış, hareket, ihtimamlı bakımla iyi etme, hareket etme, ekilme, ricat, sapma, gerileme, inhiraf, ayrılma, kopma; çekilme; uzaklaşma, çıkma. аиртæсын [аиртæст (-и, -ис), аиртæстaид, аиртæсдзæн (-и, -ис)] | airtæşın | 1) ayrılmak, ayırmak; sapmak, terk etmek, kopmak, çekilmek; 2) veda etmek, vedalaşmak, hareket etmek; 3) bırakmak, vazgeçmek, ricat etmek, gerilemek, geride bırakmak; 4) geçmek, kaçınmak, kamulaştırmak, istimlâk etmek, kalkmak, kalkışmak, inhiraf etmek, dolmak, çıkmak, geçmek, kaçınmak, atlamak; bitmek. аирxæфс-аирxæфс кæнын | airxæfş-airxæfş kænın | 1. sık sık eğlemek, oyalamak, alıkoymak, avutmak, tecrit etmek, soyutlamak; eğlendirmek, eğlenceli zaman geçirmek, keyfetmek, yaşamak, oynatmak; karıştırmak, çekmek. 97
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46: yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48: itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50: агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52: olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54: агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56: адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58: адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60: parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62: dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64: aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66: адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68: адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70: адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72: yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74: азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76: çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78: аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80: döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82: ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84: aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86: geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88: aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90: азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92: аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94: olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95: duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 99 and 100: аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102: aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104: uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106: geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108: айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110: айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112: айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114: soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116: teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118: айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120: айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122: айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124: saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126: акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128: alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130: акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132: аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134: акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a