10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan, nafile, baharat olmadan; ■ афтидæй аззайын | aftidæy<br />

ajjayın | boş kalmak, bomboş kalmak, yoksun kalmak, yoksun edilmek, yoksunmak, mahrum<br />

kalmak, yitirmek, yitmek, kaybetmek, kaybolmak, gözden kaybolmak, şaşırmak, dökmek,<br />

kaçırmak, elden çıkarmak, dağılmak, dağılıp gitmek, olmak, kalmak.<br />

афтидæй аззайын кæнын | aftidæy ajjayın kænın | boşaltmak, boş kalmak, boş<br />

bıraktırmak, yoksun kalmak, mahrum kalmak, kaybetmek, yitirmek, elden çıkarmak, harap<br />

etmek, dikmek, boşaltmak, yıkmak, ruhça çöktürmek, çöle çevirmek, kırıp geçirmek.<br />

афтидгæнаг | aftidgænag | boşaltan, içini boşaltan, döktüren; yıktıran, yakıp yıktıran, harap<br />

ettiren, kırıp geçirten, ruhça çöktüren.<br />

афтидгæнæг (афтидгæнджытæ) | aftidgænæg | boşalan, içini boşalan, döken; yıkan, yakıp<br />

yıkan, harap eden, kırıp geçiren, ruhça çöken.<br />

афтидгæнæггаг (афтидгæнæггæгтæ) | aftidgænæggag | boşaltmalık, içini boşaltmalık,<br />

dökmelik; yıkmalık, yakıp yıkmalık, harap etmelik, kırıp geçirmelik, ruhça çöktürmelik.<br />

афтидгæнæн | aftidgænæn | boşaltılan, içi boşaltılan, dökülen; yıkılan, yakıp yıkılan, harap<br />

edilen, kırıp geçirilen, ruhça çöktürülen.<br />

афтидгæнгæ | aftidgængæ | boşaltma, içini boşaltma, dökme; yıkma, yakıp yıkma, harap<br />

etme, kırıp geçirme, ruhça çöktürme.<br />

афтидгæнгæйæ | aftidgængæyæ | boşaltarak, içini boşaltarak, dökerek; yıkarak, yakıp<br />

yıkarak, harap ederek, kırıp geçirerek, ruhça çöktürerek.<br />

афтидгæнинaг | aftidgæninag | boşaltacak, içini boşaltacak, dökecek; yıkacak, yakıp<br />

yıkacak, harap edecek, kırıp geçirecek, ruhça çöktürecek.<br />

афтидгyыбын | aftidguıbın | boş mide, boş karın, aç, açıkmış, doymamış.<br />

афтиддзинад, афтидaд | aftidzinad, aftidad | boşluk, yalnızlık, sadelik, kofluk, kovukluk,<br />

gevşeklik, yalnızlık, sadelik, cevflik.<br />

афтидкъyх | aftidkhux | boş el, eli boş.<br />

афтидcæp | aftidşer | kabak, boş kafa, kof kafalı, boş beyin, kafasız, beyinsiz.<br />

афтидсуппæй | aftidşuppæy | hiçbir şey olmadan; ziyansız, zararsızca.<br />

афтын (афтыдтон, афтыдaин, афтдзынæн) | aftın | isabet emek, isabet ettirmek,<br />

rastlamak, değmek; bulmak, tutulmak, kapılmak, düşmek, girmek, derde girmek, gitmek,<br />

gidip gelmek, gezmek, dolaşmak, geçmek, olmak; ziyaret etmek, bulunmak, katılmak, iştirak<br />

etmek, kurtulmak, yakasını kurtarmak, kendini atmak, kendini dışarı atmak; yakalanmak,<br />

sokağa düşmek, zor duruma düşmek, tongaya basmak; girip çıkmak.<br />

афтъæpаг | afthærag | tıkındırtan, yalayıp yutturan.<br />

афтъæpæг (афтъæpджытæ) | afthæræg | tıkınan, yalayıp yutan.<br />

афтъæpæггаг (афтъæpæггæгтæ) | afthæræggag | tıkınmalık, yalayıp yutmalık.<br />

афтъæpæн | afthæræn | tıkışılan, yalayıp yutulan.<br />

афтъæpгæ | afthærgæ | tıkınma, yalayıp yutma.<br />

афтъæpгæйæ | afthærgæyæ | tıkınarak, yalayıp yutarak.<br />

афтъæpинaг (афтъæpинæгтæ) | afthærinag | tıkınacak, yalayıp yutacak.<br />

афтъæрын | afthærın | tıkınmak, yalayıp yutmak.<br />

афy кæнын | afu kænın | üflemek, üfletmek, üfleyip söndürmek, hava üfletmek, püflemek,<br />

püfkürmek, esmeğe başlamak.<br />

аффeкт | affyekt | yapmacık heyecan, yapmacık tavırlar, sahte edalar.<br />

аффeктaци | affyektasi | yapmacık heyecan, yapmacık tavırlar, sahte edalar, gösteriş<br />

yapma, suni hareketler.<br />

аффикc | affikş | ek, eklenti, ilave, lahika, takı.<br />

аффикcaци | affikşasi | ek, eklenti, ilave, lahika, takı.<br />

327

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!