аргæвдинaг (aргæвдинæгтæ) | argævdinag | boğazlanacak, doğranacak, kesecek, öldürecek, bıçaklanacak, hançerlenecek. аргæвдын (аргæвcтон, аргæвcтaин, аргæвддзынæн) | argævdın | boğazlamak, doğramak, kesikler içinde bırakmak, kesmek, öldürmek, bıçaklayarak öldürmek, hançerlemek, hançerleyerek öldürmek, iğnelemek. аргæвст (aргæвстытæ) | argævşt | boğazlamış, doğramış, kesikler içinde bırakmış, kesmiş, öldürmüş, bıçaklayarak öldürmüş, hançerlemiş, hançerleyerek öldürmüş, iğnelemiş. Aргентин | Argyentin | Arjantin. Аргентинæ | Argyentinæ | Arjantin. aргентинæг | argyentinæg | Arjantinli. aргентинæйaг (aргентинæйæгтæ) | argyentinæg | Arjantinli. аргумент (балвырдгæнæн, бындур, æфсон) | argumyent (balvırd gænæn, bındur, æfşon) | argüman, kanıt, delil, tez, illiyet, yakıştırma, düşünce, düşünme, belirleyen, bahane, anlaşma, tartışma, münakaşa, anlaşmazlık. аргументаци | argumyentasi | argümanlar, delil gösterme, kanıtlar, tezler, deliller, istinat, gerekçe; düşünme, düşünce, tartışma, münakaşa, anlaşmazlık, ihtilaç; аргументаци дæттын | argumyentasi dættın | argümanlar vermek, delil göstermek, kanıt göstermek, kanıtlamak, neden göstermek, sebep göstermek, sebebi vermek, gerekçe göstermek, iddia etmek. аpгъ (аpгътæ) | arğ | 1) fiyat, paha, eder, bedel, değer, kıymet, mal olur; maliyet, ücret, diyet, karşılık, rayiç, kadir, değer biçme, değerlendirme, not, derece; tahmin; 2) toplam, tutar, yekûn, total, meblağ; ахæм чиныгæн аргъ нæй | axæm çinıgæn arğ næy | böyle kitaba değer biçilmez, bu kitaba paha biçilmez, böyle kitabın bedeli yok. аpгъ кæнын | arğ kænın | a) değerlendirmek, değer vermek, değer biçmek, değeri ölçmek, değeri bulunmak, değerli bulmak, kıymetlendirmek, kıymetini bilmek, ölçmek, ölçümlemek, fiyat koymak, fiyatı olmak; takdir etmek, saymak, yerine koymak; gözü ile bakmak, ederleri var olmak, rayici olmak; kabul etmek; b) hesaplaşmak, hesap görmek, hesaba almak, hesaba katmak, kadirini bilmek; saymak, sayılmak, sanılmak, itibar etmek; yürümek; kabul edilmek, esirgemek, düşünülmek. аpгъаг | arğag | fiyat, paha, eder, bedel, değer, değeri, kıymet, kadir; piyasa, maliyet, ücret, diyet. аpгъад | arğad | аpгъау (аргъæуттæ) | arğau | masal, hikâye, öykü, efsane, peri masalı, palavra, yalan; адæмон аргъæуттæ | adæmon arğauttæ | halk hikâyeleri, ulusal peri masalları. аpгъау кæнын | arğau kænın | masal anlatmak, hikâye etmek, öykü anlatmak, efsane uydurmak, palavra atmak, yalan söylemek. аpгъауаг | arğauag | 1) ayinle ilgili ibadet yaptıran, ritüel ibadet töreni yaptıran, düğün töreni yaptıran, vaftiz töreni yaptıran; 2) sövdüren, sövüp saydıran, küfrettiren; paylatan, azarlatan, yerdiren, donatan, okutan, kötü yaptıran. аpгъауæг (аpгъауджытæ) | arğauæg | 1) ayinle ilgili ibadet yapan, ritüel ibadet töreni yapan, düğün töreni yapan, vaftiz töreni yapan; 2) söven, sövüp sayan, küfreden; paylayan, azarlayan, yeren, donatan, okunan, kötü olan. аpгъауæггаг (аpгъауæггæгтæ) | arğauæggag | 1) ayinle ilgili ibadet yapmalık, ritüel ibadet töreni yapmalık, düğün töreni yapmalık, vaftiz töreni yapmalık; 2) sövmelik, sövüp saymalık, küfretmelik; paylamalık, azarlamak, yermelik, donatmalık, okumalık, kötü olmalık. вознаграждение за церковный обряд 234
аpгъауæн | arğauæn | 1) ayinle ilgili ibadet yapılan, ritüel ibadet töreni yapılan, düğün töreni yapılan, vaftiz töreni yapılan; 2) sövülen, sövüp sayılan, küfredilen; paylanan, azarlanan, yerilen, donatılan, okunan, kötü olunan. аpгъаугæ | arğaugæ | 1) ayinle ilgili ibadet yapma, ritüel ibadet töreni yapma, düğün töreni yapma, vaftiz töreni yapma; 2) sövme, sövüp sayma, küfretme; paylama, azarlama, yerme, donatma, okuma, kötü olma. аpгъаугæ-аpгъауын | arğaugæ-arğauın | аpгъаугæйæ | arğaugæyæ | 1) ayinle ilgili ibadet yaparak, ritüel ibadet töreni yaparak, düğün töreni yaparak, vaftiz töreni yaparak; 2) söverek, sövüp sayarak, küfrederek; paylayarak, azarlayarak, yererek, donatarak, okunarak, kötü olarak. аpгъаугæнæг (аpгъаугæнджытæ) | arğaugænæg | masalcı, masal anlatan, hikâyeci, hikâye anlatıcı, öykücü, öykü anlatan, meddah, anlatıcı, palavracı, yalancı, iletken, nakil. аpгъауинaг (аpгъауинæгтæ) | arğauinag | 1) ayinle ilgili ibadet yapacak, ritüel ibadet töreni yapacak, düğün töreni yapacak, vaftiz töreni yapacak; 2) sövecek, sövüp sayacak, küfredecek; paylanacak, azarlanacak, yerecek, donatacak, okunacak, kötü olacak. аpгъауы | arğauı | masal, efsanevi, fantastik, harikulade. аpгъауын (аргъуыдтон, аргъуыдтaин, аргъаудзынæн) | arğauın | 1) ayinle ilgili ibadet yapmak, ritüel ibadet töreni yapmak, düğün töreni yapmak, vaftiz töreni yapmak; 2) sövmek, sövüp saymak, küfretmek; paylamak, azarlamak, yermek, donatmak, okumak, kötü olmak. аpгъæв-аpгъæв кæнын | arğæv-arğæv kænın | 1) sık sık ertelemek, erteletmek, geri atmak, temdit etmek, bırakmak, arkaya bırakmak, uzatmak, bir yana koymak, devretmek, saklamak, transfer etmek; alıkoymak, ayırmak; yedirmek, yemek, yumurtlamak; 2) göndermek, iletmek, yollamak, kaydırmak, aktarmak, tapşırmak; 3) yüklemek, geçirmek, geçmek, aşmak, fazla koymak; badi badi yürümek; 4) değiştirmek, anahtarı değiştirmek; 5) horoz kurmak, tetik kurmak, tetiği kurmak. аpгъæвaг | arğævag | 1) erteleten, geri attırtan, temdit ettiren, bıraktıran, arkaya bıraktıran, uzattıran, bir yana koyduran, devrettiren, saklatan, transfer ettiren; alıkoyduran, ayırtan; yedirten, yumurtlatan; 2) gönderten, ilettiren, yollatan, kaydırtan, aktartan, tapşırtan; 3) yükleten, geçirten, aştıran, fazla koyduran; badi badi yürüten; 4) değiştirten, anahtarı değiştirten; 5) horoz kurdurtan, tetik kurdurtan, tetiği kurdurtan. аpгъæвæг (аpгъæвджытæ) | arğævæg | 1) erteleyen, geri atan, temdit eden, bırakan, arkaya bırakan, uzatan, bir yana koyan, devreden, saklayan, transfer eden; alıkoyan, ayıran; yediren, yiyen, yumurtlayan; 2) gönderen, ileten, yollayan, kaydıran, aktaran, tapşıran; 3) yükleyen, geçiren, geçen, aşan, fazla koyan; badi badi yürüyen; 4) değiştiren, anahtarı değiştiren; 5) horoz kuran, tetik kuran, tetiği kuran. аpгъæвæггaг (аpгъæвæггæгтæ) | arğævæggag | 1) ertelemelik, erteletmelik, geri atmalık, temdit etmelik, bırakmalık, arkaya bırakmalık, uzatmalık, bir yana koymalık, devretmelik, saklamalık, transfer etmelik; alıkoymalık, ayırmalık; yedirmelik, yemelik, yumurtlamalık; 2) göndermelik, iletmelik, yollamalık, kaydırmalık, aktarmalık, tapşırmalık; 3) yüklemelik, geçirmelik, geçmelik, aşmalık, fazla koymalık; badi badi yürümelik; 4) değiştirmelik, anahtarı değiştirmelik; 5) horoz kurmalık, tetik kurmalık, tetiği kurmalık. аpгъæвæн | arğævæn | 1) ertelenen, erteletilen, geri atılan, temdit edilen, bırakılan, arkaya bırakılan, uzatılan, bir yana koyulan, devredilen, saklanan, transfer edilen; alıkoyulan, ayırtılan; yedirilen, yenilen, yumurtlayan; 2) gönderilen, iletilen, yollanan, kaydırılan, aktarılan, tapşırılan; 3) yüklenilen, geçirilen, geçilen, aşılan, fazla koyulan; badi badi yürüyen; 4) değiştirilen, anahtarı değiştirilen; 5) horozu kurulan, tetik kurulan, tetiği kurulan. аpгъæвæpæг (аpгъæвæpджытæ) | arğæværæg | 235
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184: амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188: анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192: андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206: анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212: aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218: aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226: aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228: aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230: yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232: müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233: aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 237 and 238: аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240: tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242: аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244: артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246: аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248: ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250: архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252: асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254: асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256: асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258: асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260: асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262: аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264: аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266: harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268: ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270: астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272: астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274: асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276: atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278: aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280: атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282: атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284: атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a