2_A-1

tepmek, geri tepmek, gevşemek; reddetmek, vazgeçmek, feragat etmek, caymak, pas
geçmek, terk etmek, kabul etmemek, geçmek, dönmek.
атигъгæнаг | atiğgænag | çıkartan, çevirten, başını çevirten, yüz çevirten, geri çevirten,
reddettiren, pas geçtiren, teptiren, vazgeçirten, caydıran; gevşeten, açtıran, döndüren, kabul
ettirtmeyen, istetmeyen, feragat ettiren, terk ettiren.
атигъгæнæг (атигъгæнджытæ) | atiğgænæg | çıkan, çeviren, başını çeviren, yüz çeviren,
geri çeviren, reddeden, pas geçen, tepen, vazgeçen, cayan; gevşeyen, açılan, dönen, kabul
etmeyen, istemeyen, feragat eden, terk eden.
атигъгæнæггаг (атигъгæнæггæгтæ) | atiğgænæggag | çıkmalık, çevirmelik, başını
çevirmelik, yüz çevirmelik, geri çevirmelik, reddetmelik, pas geçmelik, tepmelik, vazgeçmelik,
caymalık; gevşemelik, açılmalık, dönmelik, kabul etmemelik, istememelik, feragat etmelik,
terk etmelik.
атигъгæнæн | atiğgænæn | çıkılan, çevrilen, başını çevrilen, yüz çevrilen, geri çevrilen,
reddedilen, pas geçilen, tepilen, vazgeçilen, cayılan; gevşenen, açılanan, dönülen, feragat
edilen, terk edilen.
атигъгæнгæ | atiğgængæ | çıkma, çevirme, başını çevirme, yüz çevirme, geri çevirme,
reddetme, pas geçme, tepme, vazgeçme, cayma; gevşeme, açılma, dönme, kabul etmeme,
istememe, feragat etme, terk etme.
атигъгæнгæйæ | atiğgængæyæ | çıkarak, çevirerek, başını çevirerek, yüz çevirerek, geri
çevirerek, reddederek, pas geçerek, teperek, vazgeçerek, cayarak; gevşeyerek, açılarak,
dönerek, kabul etmeyerek, istemeyerek, feragat ederek, terk ederek.
атигъгæнинаг (атигъгæнинæгтæ) | atiğgæninag | çıkacak, çevirecek, başını çevirecek, yüz
çevirecek, geri çevirecek, reddedecek, pas geçecek, tepecek, vazgeçecek, cayacak;
gevşeyecek, açılacak, dönecek, kabul etmeyecek, istemsenecek, feragat edecek, terk edecek.
атигъын (атыгътон, атыгътaин, атигъдзынæн) | atiğın | elemek, elekleşmek, kalburlamak,
tepirlemek, elekten geçirmek, kalburlanmak, kalburdan geçirmek.
атил-атил кæнын | atil-atil kænın | sık sık silkmek, sallamak, dalgalanmak; ırgamak,
dalgalanmak, kıpırdamak, kımıldamak, sarsmak, yalpa vurmak.
атилæг (атилджытæ) | atilæg | silken, sallayan, dalgalandıran; ırgalayan, dalgalayan,
kıpırdayan, kımıldatan, sarsan, yalpa vuran.
атилæн | atilæn | silkinen, sallayan, dalgalanılan; ırgalanan, dalgalanan, kıpırdanan,
kımıldanan, sarsılan, yalpa vurulan.
атилгæ | atilgæ | silkme, sallayan, dalgalandıran; ırgama, dalgalanma, kıpırdama,
kımıldama, sarsma, yalpa vurma.
атилгæйæ | atilgæyæ | silkerek, sallayarak, dalgalandırarak; ırgayarak, dalgalanarak,
kıpırdayarak, kımıldayarak, sarsarak, yalpa vurarak.
атилинаг| atilinag | silkecek, sallanacak, dalgalandıracak; ırganacak, dalgalanacak,
kıpırdanacak, kımıldanacak, sarsacak, yalpa vuracak.
атилын (атылдтон, атылдтaин, атилдзынæн) | atilın | 1) silkmek, silkelemek, silkinmek,
silkip atmak; 2) sallamak, sallatmak, hafifçe sallamak, sallandırmak; ırgamak, dalgalanmak,
kıpırdamak, kımıldamak, sarsmak, yalpa vurmak; 3) pompalamak, şoke olmak; karıştırılmak,
oynamak.
(фурд) | Atlantikon okyeal (furd) | Atlantik Okyanusu.
Атлантикон фурд (океан) | Atlantikon furd (okyeal) | Atlantik Okyanusu.
атлac | atlaş | atlas, harita kitabı; дунейы атлас | dunyeyı atlaş | dünya atlası.
атлacон (атлac-æй) | atlaşon | atlas, harita kitabı
атлæc | atlæş | 1. atlas; kumaş, saten; 2. düz parlak.
282