амбийын [амбыд (-и, -ис) амбыдaид, амбидзæн (-и, -ис)]| ambiyın | çürümek, çürütmek, çürüttürmek, kokuşmak. амбис | ambiş | yarı. амбис кæнын | ambiş kænın | yarı yapmak, yarıya bölmek, ikiye bölmek, iki parçaya bölmek, kısmen bölmek. амбисæй къаддæр | ambişæy khaddær | yarıdan az. амбици | ambisi | kibir, onur, özsaygı, izzetinefis; hırs, tutku, ihtiras, kurum, istek. амбициозон | ambisiojon | амбразурæ (топп кæнæ сармадзан уадзæн мæсыджы кæнæ фидары сисы) | ambrajuræ (topp kænæ şarmazan mæşıcı kænæ fidarı şişı) | mazgal, mazgal şevli, beden, lomboz, lombar. амброзн | ambrojn | амбулаг | ambulag | kazandıran; yendiren, mağlup ettiren, galip geldiren. амбулатори (æрбацæугæ рынчынтæн хосгæнæн бынат) | ambulatori (ærbasæugæ rınçıntæn xoşgænæn bınat) | dispanser, bakım evi, ambulans istasyonu, acil, ilk yardım. амбулаторион | ambulatoron | амбулаторон | ambulatoron | dispanser, acil hasta yeri, ayakta tedavi yeri. амбулæг (амблæгджытæ) | ambulæg | kazanan; yenen, mağlup eden, galip gelen. амбулæггаг (амблæггæгтæ) | ambulæggag | kazanmalık; yenmelik, mağlup etmelik, galip gelmelik. амбулæн | ambulæn | kazanılan; yenilen, mağlup edilen, galip gelinen. амбулинaг (амблæинæгтæ) | ambulinag | kazanacak; yenecek, mağlup edecek, galip gelecek. амбулын (амбылдтон, амбылдтaин, амбулдзынæн)| ambulın | kazanmak; yenmek, mağlup etmek, galip gelmek. амбулын кæнын | ambulın kænın | kazandırmak, yendirmek, galip geldirmek; yenilmek, kaybetmek, mağlup olmak; хи амбулын кæнын | xi ambulın kænın | yenilmek, kaybetmek, mağlup olmak, kendini yendirmek, kaybolmak. амбылд (амбылдтытæ) | ambıld | kazanmış; yenmiş, mağlup etmiş, galip gelmiş. амбырд кæнын | ambırd kænın | 1) toplatmak, toparlatmak, çabukça toplatmak, hızlı bir şekilde toplamak; 2) çabukça sürükletmek, hemen teslim etmek. амбырд уæвын (уын) | ambırd uævın | toplamak, toparlanmak, çabukça toplamak, hızlı bir şekilde karşılamak. амгъуыд кæнын | amğuıd kænın | terim kararlaştırmak, terimle kabul etmek, terimi üzerinde anlaşmak, zaman geçirmek, atamak. амдзæгъд кæнын | amzæğ kænın | 1) alkışlamak, alkış tutmak; tempo tutmak, alkışla tempo tutmak; 2) toplamak. амдзæгъдгæнæг (амдзæгъдгæнджытæ) | amzæğdgænæg | alkışlayan, tempo tutan, alkış yapan. амёбæ | amyobæ | amip. aмерикаг (aмерикæгтæ) | amyerikag | 1. Amerikan; 2. Amerikalı. Америкæ | Amyerikæ | Amerika. aмерикдзау | amyerikzau | Amerikanlı; Amerikalı. амeтист | amyetişt | ametist. aми кæнын | ami kænın | 1) meşgul olmak, uğraşmak, okumak, öğretmek, tutuşmak, çalışmak, başlamak, girişmek, kendini işe vermek, işe koyulmak, iş yapmak, el işi yapmak, ev işi yapmak, dantel örmek; 2) ödünç almak. 174
aмидæг кæнын | amidæg kænın | 1) teslim etmek, hızlı teslimat yapmak, çabukça içeri girmek, içeri sokmak, içeri dalmak; 2) hızlı bir şekilde yapmak, getirmek, getirttirmek, çabukça getirmek; bırakmak, adını geçirmek, kaldırmak, patinaj yaparak kaymak, yıpratmak, eklemek; 3) sokmak, çakmak, saplamak, ezmek, koşturarak ezmek, canını çıkarmak, sürmek, yormak. aмидæг уæвын (уын) | amidæg uævın | hızlı bir şekilde girmek, iç tarafta çabukça girmek, içeri girmek, içeri sokulmak, içeri damlamak, hızla iç etmek; görünmek, gözükmek, görünür olmak, içerde gözüken olmak, kendini bulmak, düşmek. aмидæггæнæг (aмидæггæнджытæ) | amidæggænæg | hızlı bir şekilde giren, iç tarafta çabukça giren, içeri giren, içeri sokulan, içeri damlayan, hızla iç eden; görünen, gözüken, görünür olan, içerde gözüken olan, kendini bulan, düşen. aмидæггæнæн | amidæggænæn | 1) teslim edilen, hızlı teslimat yapılan, çabukça içeri girilen, içeri sokulan, içeri dalınan; 2) hızlı bir şekilde yapılan, getirilen, getirttirilen, çabukça getirilen; bırakılan, adı geçirilen, kaldırılan, patinaj yaparak kayılan, yıpratılan, eklenen; 3) sokulan, çakılan, saplanan, ezilen, koşturarak ezilen, canını çıkarılan, sürülen, yorulan. aмидæггæнгæ | amidæggængæ | 1) teslim etme, hızlı teslimat yapma, çabukça içeri girme, içeri sokma, içeri dalma; 2) hızlı bir şekilde yapma, getirme, getirttirme, çabukça getirme; bırakma, adını geçirme, kaldırma, patinaj yaparak kayma, yıpratma, ekleme; 3) sokma, çakma, saplama, ezme, koşturarak ezme, canını çıkarma, sürme, yorma. aмидæггæнгæйæ | amidæggængæyæ | 1) teslim ederek, hızlı teslimat yaparak, çabukça içeri girerek, içeri sokarak, içeri dalarak; 2) hızlı bir şekilde yaparak, getirerek, getirttirerek, çabukça getirerek; bırakarak, adını geçirerek, kaldırarak, patinaj yaparca kayarak, yıpratarak, ekleyerek; 3) sokarak, çakarak, saplayarak, ezerek, koşturup ezerek, canını çıkararak, sürerek, yorarak. aмидæггæнинaг (aмидæггæнинæгтæ) | amidæggæninag | 1) teslim edecek, hızlı teslimat yapacak, çabukça içeri girecek, içeri sokacak, içeri dalacak; 2) hızlı bir şekilde yapacak, getirecek, getirttirecek, çabukça getirecek; bırakacak, adını geçirecek, kaldıracak, patinaj yaparak kayacak, yıpratacak, eklenecek; 3) sokacak, çakacak, saplayacak, ezecek, koşturarak ezecek, canını çıkaracak, sürecek, yoracak. амидийын | amidiyın | 1. başlamak, girişmek, aklına koymak, tasarlamak, düşünmek, düşünülmek, kavgaya tutuşmak; gebe kalmak, yaratmak; 2. tahrik etmek, teşvik etmek, fitlemek, parmaklamak, kışkırtmak. aмидин кæнын | amidin kænın | alıştırmak, alışmak, dadanmak, ısınmak; kışkırtmak, tahrik etmek, teşvik etmek, fitlemek, fit koymak, fitillemek, parmaklamak, saldırtmak. aмидингæнaг | amidingænag | alıştırtan, dadandıran, ısındıran; düşündüren, tasarlatan; 2.1) kışkırtıcı, kışkırtan, kışkırtma, tahrikçi, tahrik ettiren, teşvikçi, fesatçı, fitleyici, fit koyduran; tertipçi, teşrik ettiren, vardacı; 2) önayak, muharrik; lider, elebaşı, avcı, baştak. aмидингæнæг (aмидингæнджытæ) | amidingænæg | 1. alıştıran, alışan, dadanan, ısınan; düşünen, tasarlayan; 2.1) kışkırtıcı, kışkırtan, kışkırtma, tahrikçi, tahrik eden, teşvikçi, fesatçı, fitleyici, fit koyan; tertipçi, teşrik eden, vardacı; 2) önayak, muharrik; lider, elebaşı, avcı, baştak; социалистон ерыс амидингæнæг | şosialişton yerış amidingænæg | sosyalist yarışın lideri, sosyalist rekabet avcısı. aмидингæнæггaг (aмидингæнæггæгтæ) | amidingænæggag | alıştırmalık, alışmalık, dadanmalık, ısınmalık; kışkırtmalık, tahrik etmelik, teşvik etmelik, fitlemelik, fitillemelik, parmaklamalık, saldırtmalık. aмидингæнæн | amidingænæn | alıştırılan, alışılan, dadanılan, ısınılan; kışkırtılan, tahrik edilen, teşvik edilen, fitlenen, fitillenen, parmaklanan, saldırılan. 175
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124: saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126: акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128: alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130: акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132: аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134: акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170: амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172: kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173: gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 177 and 178: aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180: амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182: ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184: амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188: анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192: андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206: анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212: aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218: aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a