2_A-1

ахъуызгæ | aquıjgæ | 1) sinsice yapma, gizlice yapma, gizlice sürünme, sinsice sızma, sinsice
saldırma, gizlice saldırı yapma; 2) çıkış yapma, sorti yapma.
ахъуызгæйæ | aquıjgæyæ | 1) sinsice yaparak, gizlice yaparak, gizlice sürünerek, sinsice
sızarak, sinsice saldırarak, gizlice saldırı yaparak; 2) çıkış yaparak, sorti yaparak.
ахъуызинаг (ахъуызинæгтæ) | aquıjinag | 1) sinsice yapacak, gizlice yapacak, gizlice
sürünecek, sinsice sızacak, sinsice saldıracak, gizlice saldırı yapacak; 2) çıkış yapacak, sorti
yapacak.
ахъуызын (ахъуызыдтæн, ахъуызыдaин, ахъуыздзынæн) | aquıjın | 1) sinsice yapmak,
gizlice yapmak, gizlice sürünmek, sinsice sızmak, sinsice saldırmak, gizlice saldırı yapmak; 2)
çıkış yapmak, sorti yapmak.
ахъуын yæвын (yын) | aquın uævın | 1) alevlenmek, kızmak, kızgın olmak, köpürmek,
parlamak, tepesi atmak, hiddetlenmek, darılmak, küsmek, içerlemek, kırılmak; 2) dalaşmak,
tartışmak, çekişmek, kavga etmek, arası açılmak, bozuşmak.
ахъуынa yæвын (yын) | aquına uævın | küflenmek, küflü olmak, küf örtmek, yosunlanmak,
humus ile örtülmek.
ахъуыpдyxæн кæнын | aquırduxæn kænın | 1) boğuşmak, cebelleşmek, dalaşmak, ıstırap
çekmek, tartışmak; alevlenmek, kızgın olmak; çekmek, zarar etmek; 2) hasta olmak.
ахъуыppытт кæнын | aquırrıtt kænın | yudumlamak, bir yudumda almak; gaz çıkarmak,
osurmak.
ахъуыртт кæнын | aquırtt kænın | yudumlamak, bir defada yudumlamak, bir nefeste
içmek, bir yudumda almak, fon dip yapmak, bir seferde yutmak.
ахъуытты кæнын | aquıttı kænın | çıkartmak, çıkarmak, kapıyı göstertmek, kapı dışarı
etmek, sınır dışı etmek, savmak, başından savdırmak, uzaklaştırmak, yol vermek, kovmak;
kapatmak, boş vermek, önemsetmemek, hazfetmek, çektirmek, kaldırmak, gidermek, almak,
yok etmek, silmek.
ахъуытты yæвын (yын) | aquıttı uævın | çıkarılmak, başından savılmak, kapı gösterilmek,
bırakılmak, önemsememek; temizlenmek, kapatmak, boş vermek.
ахъыг кæнын | aqıg kænın | 1) üzülmek, bir süre için acı çekmek, bir süre için sıkılmak,
sıkmak, sıkıntı vermek; 2) usandırmak, usanmak, usanç vermek, usanç getirmek, bezdirmek,
bıkmak, bıktırmak, gına getirmek, kabak tadı vermek, bıkmak, esnetmek, canını sıkmak,
şişirmek.
ахъыг yæвын (yын) | aqıg uævın | 1) sıkılmak, canı sıkılmak, usanmak, bıkmak, esnetmek,
kanıksamak, sataşmak; bezmek, bezilmek, gına gelmek, gına getirilmek, usanç verilmek,
usanç getirmek, şişirmek, kabak tadı verilmek; özlemek, acı çekmek; 2) hasta olmak.
ахъыдзы кæнын | aqızı kænın | gıdıklamak, gıdıklanmak, gıcıklamak.
ахъынцъым кæнын | aqıntsım kænın | bir süre kederlenmek, gamlanmak, üzülmek, acı
çekmek.
ахъынын | aqının | yankılanmak.
ахъыpнаг | aqırnag | vokal yaptıran.
ахъыpнæг (ахъыpнджытæ) | aqırnæg | vokal yapan.
ахъыpнæггаг (ахъыpнджытæ) | aqırnæggag | vokal yapmalık.
ахъыpнæн | aqırnæn | vokal yapılan.
ахъыpнгæ | aqırngæ | vokal yapma.
ахъыpнгæйæ | aqırngæyæ | vokal yaparak.
ахъыpнинаг | aqırninag | vokal yapacak.
ахъынцъым кæнын | аqınshım kænın | sıkı yapmak, üzülmek. потужить, погоревать
366