2_A-1

sekteleşmelik; geciktirmelik, gecikmelik, ertelemelik, alıkoymalık, durdurmalık, tutmalık, ele
geçirmelik, eğlemelik, tutuklamalık.
афæcтиатгæнæн | afæştiatgænæn | engellenen, engel olunan, engel çıkarılan, mani
olunan, menedilen, önlenen, serdedilen, set çekilen, sekteleşen; geciktirilen, gecikilen,
ertelenen, alıkoyulan, durdurulan, tutulan, ele geçirilen, eğlenilen, tutuklanan.
афæcтиатгæнгæ | afæştiatgængæ | engelleme, engel olma, engel çıkarma, mani olma,
menetme, önleme, serdetme, set çekme, sekteleşme; geciktirme, gecikme, erteleme,
alıkoyma, durdurma, tutma, ele geçirme, eğleme, tutuklama.
афæcтиатгæнгæйæ | afæştiatgængæyæ | engelleyerek, engel olarak, engel çıkararak, mani
olarak, menederek, önleyerek, serdederek, set çekerek, sekteleşerek; geciktirerek, gecikerek,
erteleyerek, alıkoyarak, durdurarak, tutarak, ele geçirerek, eğleyerek, tutuklayarak.
афæcтиатгæнинaг (афæcтиатгæнинæгтæ) | afæştiatgæninag | engellenecek, engel
olacak, engel çıkaracak, mani olacak, menedecek, önlenecek, serdedecek, set çekecek,
sekteleşecek; geciktirecek, gecikecek, ertelenecek, alıkoyacak, durduracak, tutacak, ele
geçirecek, eğlenecek, tutuklanacak.
афæcтиaтдзинaд | afæştiatzinad | engellenmişlik, engellik, engellilik, manilik, engebelik,
mânialık, ertelenmişlik; gecikmişlik, gecikmelik, gecikmelilik; pürüzlük, aksilik, terslik, haillik,
ketlik, mahzurluk, sakıncalık, setlik, yavaşlamalık, yavaşlamalılık, yavaşlatmalık, ağırlaşmalık,
ağırlaştırmalık, sürüncemelik, gecikmelik, duraklamalık, durmalık, rötarlık, tevakkufluk,
duraklama, tutukluk.
афæcтытæ кæнын | afæştıtæ kænın | 1) çarçabuk ayırmak, kırmak, parçalamak, yarmak,
ditmek; 2) ihmalci şekilde saç taramak, savsakça taramak, özensiz taramak, özensizce
taramak, ihmalkâr taramak, gelişigüzel taramak.
афæcтытæ yæвын (yын) | afæştıtæ uævın | çabukça çatlatmak, çatlamak, yarılmak,
parçalanmak, kırılmak, çatlamak; dikkatsiz taramak, tedbirsiz taramak, savsakça taramak,
özensiz taramak, ihmalkâr taramak.
афæcyc yæвын (yын) | afæşuş uævın | sesi kısılmak, boğuk olmak, sesi çıkmamak.
афæcвæд кæнын | afæşvæd kænın | 1) bir tarafa temizlemek, bir yana taşımak, yana
kaldırmak; 2) saklamak, gizlemek, kapamak, yaşmak, gömmek, yataklık etmek, örtbas etmek,
örtmek, perdelemek; 3) çıkarmak, çıkartmak, uzaklaştırmak, hazfetmek, çektirmek,
kaldırmak, gidermek, almak, uzaklaştırmak, yok etmek, silmek.
афæcвæддзинaд | afæşvædzinad | saklamalık, yataklık, yaltaklık, örtbas etmelik,
gizlemelik, suçluları barındırmalık.
афæтæн кæнын | afætæn kænın | genişletmek, artırmak, yaymak.
афæтæн yæвын (yын) | afætæn uævın | genişlemek, artmak, genlileşmek.
афгaйнaг (афгaйнæгтæ) | afgaynag | 1. Afgan; 2. Afganlı.
афганистайнaг (афгaнистайнæгтæ) | Afğaniştaynag | Afganistanlı, Afganca.
афгъанистан | Afğaniştan | Afganistan.
афёрæ | afyoræ | dolandırıcılık, hokkabazlık, mantarcılık, hava oyunu, dalga.
аферист | afyerişt | dolandırıcı, vurguncu, madrabaz, spekülatör, borsada oynama.
aфидap кæнын | afindar kænın | tespit etmek, sağlamlaştırmak, sabitleştirmek, tutturmak,
saptamak, bağlamak, iliştirmek, takmak, ayırmak, peklik vermek, ayarlamak, bağlamak;
çengel atılmak, peklik vermek, ayırmak, belgelemek, listeye almak, yazmak, içine işlemek.
aфидap yæвын (yын) | afindar uævın | tespit olmak, sağlamlaşmak, sabitleşmek,
tutunmak, tutulmak, bağlanmak, elinde tutmak, ayarlanmak; çengel atılmak, kaydedilmek,
yazılmak, iliştirilmek, takılmak, ilişmek.
321