2_A-1

адacинаг (адacинæгтæ) | adaşinag | tıraş edilecek, tıraş olacak, tıraş olunacak, tıraşı
gereken.
адacын | adaşın | 1) tıraş etmek, tıraş ettirmek, tıraş edilmek, tıraş olmak, berbere tıraş
ettirmek; 2) savurmak, saçıp savurmak; 3) yiyip bitirmek, israf etmek, harcamak, boşuna
harcamak, tutumsuz harcamak, varını yoğunu yemek, zimmetine geçirmek, gasp etmek,
masrafa girmek; хи адасын | xi adaşın | tıraş olmak, kendini tıraş etmek.
адaу кæнын | adau kænın | bir söylentiyi ortaya koymak, söylentiye izin vermek, müsaade
etmek, bırakmak, yol vermek, dağıtmak, kulaktan dağıtmak, dedikodu yaymak.
адaуæг (адaуджытæ) | adauæg | 1) okşayan, sıvazlayan; ütüleyen, ütü yapan, cilalayan,
perdahlayan; 2) keskinleştiren, bileyen, biraz bileyen, usturayı kayışa çeken, süren; yönelten,
yönelen, yönünü gösteren, yolunu gösteren, doğrultan, doğrulan, tevcih eden, gönderen,
yollayan, sevk eden, yerini gösteren, uyandıran, düşüren, işkillendiren; vuran, seven,
kılağılayan, kuran, söylenti, söylenti çıkaran, şayia, şayia çıkaran, rivayet, rivayet çıkaran,
diyen, söyleyen, çene çalan, gevezelik eden, veren, giden, vuran, sunan, salan, uyandıran,
düşündüren, araştıran, bilgi toplayan, düzene koyan.
адaуинaг (адaуинæгтæ) | adauinag | 1) okşanacak, sıvazlanacak; ütülenecek, ütü yapacak,
cilalanacak, perdahlanacak; 2) keskinleştirecek, bilenecek, biraz bilenecek, usturayı kayışa
çekecek, sürecek; yöneltecek, yönelecek, yönünü gösterecek, yolunu gösterecek,
doğrultacak, doğrulacak, tevcih edecek, gönderecek, yollanacak, sevk edecek, yerini
gösterecek, uyandıracak, düşürecek, işkillendirecek; vuracak, sevecek, kılağılanacak, kuracak,
söylenti çıkaracak, şayia çıkaracak, rivayet çıkaracak, denecek, söylenecek, çene çalacak,
gevezelik edecek, verecek, gidecek, vuracak, sunacak, salacak, uyandıracak, düşündürecek,
araştıracak, bilgi toplanacak, düzene koyacak.
адaуын | adauın | 1) okşamak, sıvazlamak; ütülemek, ütü yapmak, cilalamak, perdahlamak;
2) keskinleştirmek, bilemek, biraz bilemek, usturayı kayışa çekmek, sürmek; yöneltmek,
yönelmek, yönünü göstermek, yolunu göstermek, doğrultmak, doğrulmak, tevcih etmek,
göndermek, yollamak, sevk etmek, yerini göstermek, uyandırmak, düşürmek, işkillendirmek;
vurmak, sevmek, kılağılamak, kurmak, söylenti çıkarmak, şayia çıkarmak, rivayet çıkarmak,
demek, söylemek, çene çalmak, gevezelik etmek, vermek, gitmek, vurmak, sunmak, salmak,
uyandırmak, düşündürmek, araştırmak, bilgi toplamak, düzene koymak.
адæвдæг кæнын | adævdæg kænın | 1) dondurmak; soğutmak, buzda soğutmak, çok
üşütmek; 2) yıkmak, yakıp yıkmak, yıkmayı bitirmek, harap etmek, berbat etmek, perişan
etmek, bloke etmek, iflas ettirmek, müflis etmek, batırmak.
адæвдæг уæвын (уын) | adævdæg uævın | 1) dondurmak, donmak, dona kalmak,
uyuşmak, tirildemek; soğuktan üşümek, soğuktan uyuşmak, soğuktan ölmek, çivi kesmek, çivi
gibi olmak, donup katılaşmak, buz tutmak, buz bağlamak, buz kesmek, buz kesilmek,
sertleştirmek, 2) yoksullaştırılmak, yoksullaşmak, yoksul düşmek, yoksul hale gelmek, fakir
düşmek, sefil düşmek, sefalete düşmek, sefalet içine düşmek, batmak, iflas etmek.
адæвзapæг (адæвзapджытæ) | adævjaræg | çeşnici, tadımcı, tadıcı.
адæг | adæg | ahşap sürgü, tahta sürgü, tarım sürgüsü, ağaçtan tırmık, gelberi.
адæймаг (адæймæгтæ) | adæymag | adam, insan, insanoğlu, er, kişi, fert, şahsiyet, şahıs,
zat, biri, bir kimse, uşak, adam gibi birey, insani vasıfları üstün kimse, merdim.
адæймагад | adæymag | adamlık, insanlık, erkeklik.
адæймагæнгæс | adæymag | adam gibi, adama benzer, insansı, insanımsı, insana benzer,
insana gibi, erkeğe benzer, erkek gibi.
56