ахуыллyпп (ахуыпп) кæнын | axuıllupp (axuıpp) kænın | bir yudumu almak, bir lokma yutmak, yutmak, yutkunmak. ахуылыдз кæнын | axuılız kænın | ıslatmak, nemlendirmek, tavlamak, ıslatmak, ıslanmak, yaş yapmak; dökmek. ахуым кæнын | axuım kænın | 1) sürmek, tarla sürmek; tarla yapmak, tarla açmak, nadas etmek; 2) kırmak, kırık çiçeklik. ахуын кæнын | axuın kænın | armağan vermek, armağan sunmak, armağan etmek, hediye yapmak, hediye etmek, bağışlamak, bağış yapmak, hibe etmek; davet vermek, ikram etmek, peşkeş çekmek, vermek, sunmak, arz etmek, anlatmak, açıklamak. ахуынкъ кæнын | axuınkh kænın | delmek, deldirmek, delik yapmak, delik açmak, deşmek, matkapla delmek, tığlaşmak. ахуынкъ yæвын (уын) | axuınkh uævın | delinmek, delik açılmak, deşilmek. ахуыпп (ахуыллyпп) кæнын | axuıpp (axuıllupp) kænın | yudumlamak, bir yudumu almak, bir lokma yutmak, yutmak, yutkunmak. ахуыр | axuır | 1.1) öğretim, öğrenim, öğrenim görme, öğretme, okuma, okutma, öğreti, tahsil, talim, terbiye, eğitme, eğitim, eğitilme, eğitim alma; doktrin, sistem; öğrenim yapma; doktrin, yetişme, biçimlenme, biçimlenim, formasyon; 2) ders verme, tedris; çalışıma, biçim; inceleme, araştırma, alıştırmış; 3) alışkanlık edinme, alışkanlık, alışkı, itiyat, görenek, âdet, huy, öğürlük, ülfet, teamül, tabiat, illet; yatkınlık, mutat; 4) hayvan terbiyesi, evcilleştirilmiş, terbiyeli, bav, bavlı, dresaj, yetişçi, yetiştirim; 2.1) öğür, öğürleştirilmiş, talimli, yetişmiş, eğitimli, eğitilmiş; 2) alışılagelmiş; alışık, alışkın, alışkanlık, alışılmış, alışkan, alışılmış, alıştırılmış, alışagelmiş, mutat, olağan, menus, yatkın, olağan, idmanlı; 3) adamcıl, insancıl, munis; ахуыр хабар | axuır xabar | bilinen haber, alışılmış haber, mutat. ахуыр кæнын | axuır kænın | 1) öğrenmek, öğrenim görmek, öğretmek, okutmak, eğitmek; öğretmenlik yapmak, ders vermek; okula gitmek; 2) araştırmak, alışık yapmak, alışkanlık edinmek incelemek, alıştırma yapmak, terbiye etmek, bavlımak, öğürleştirmek, alıştırmak; 3) evcilleştirmek, bağlanmak, kanıksamak; 4) kullanılmak. ахуыр yæвын (уын) | axuır uævın | 1) alışılagelmiş olmak, alışık olmak, tanıdık olmak; 2) alıştırılmak. ахуырад | axuırad | okutma, okuma, öğreti, öğrenim, öğrenim yapma; öğretim, eğitim, tahsil, talim; maarif, aydınlatma, irfan, kültür ve bilgi verme, doktrin, sistem, oluşum, teşekkül; biçim; kurs, ışınım, ışıma; inceleme; tetkik; alınma, alma; görev, ödev; oluşuk, oluşma, meydana getirme, meydana gelme, kurma, kurulma. ахуырадoн | axuıradon | 1) eğitici ders, okul, öğretim, öğretici, öğretim, öğrenim, ders, okul; bilim adamı, bilgin, âlim, bilgili, terbiyeli, bilgili, bilgiç; bilimsel; terbiyeli, bilim adamı, bilgi sahibi, bilgin, okumuş, ilim adamı, dana 2) bilim adamı; öğrenim, eğitim, okuma, tahsil, kurs; ахуырадoн къæпxæн | axuıradon khæpxæn | bilimsel bir derece; ахуырадон ном | axuıradon nom | akademik sıralama, akademik derece, bilimsel makam. ахуырæмхиц | axuıræmxis | sınıf arkadaşı, sınıftan, sınıflaş, sınıftaş. ахуыргæнаг | axuırgænag | 1) öğretmen, eğitmen, öğreten, eğiten, ders verdiren, hocalık yapan, öğretim üyesi, okutman, muallim; öğrenim gösteren; öğretmenlik yapan, ders veren; okula götüren; 2) araştırtan, alışık yaptıran, alışkanlık eden, inceleten, alıştırma yaptıran, terbiye ettiren, bavlıdan, öğürleştiren, alıştırtan; 3) evcilleştiren, bağlandıran, kanıksatan; 4) kullandıran. ахуыргæнæг (ахуыргæнджытæ) | axuırgænæg | 1) öğretmen, eğitmen, ders veren, hoca, öğretim üyesi, okutman, muallim; 2) alışılagelmiş olan, alışık olan, tanıdık olmak; alıştırılan. 352
ахуыргæнæггаг | axuırgænæggag | öğretmenlik, eğitmenlik, ders vermelik, özel ders ücretleri, öğretim ücreti, öğrenim ücreti, eğitim ücreti, formasyon ücreti. ахуыргæнæн | axuırgænæn | ders, okul, öğretim, öğretici, öğrenilen, eğitilen, ders verilen; öğrenme, öğrenim yapma; öğrenim görme, okuma. ахуыргæнæндон (ахуыргæнæндæттæ), ахуырдон| axuırgænændon | okul, mektep, dershane, sınıf, kurum. ахуыргæнæнуат | axuırgænænuat | dershane, sınıf, anifi. ахуыргæнгæ | axuırgængæ | öğrenme, öğrenim görme, öğretme, okutma, eğitme; öğretmenlik yapma, ders verme; okula gitme; araştırma, alışık yapma, alışkanlı edinme inceleme, alıştırma yapma, terbiye etme, bavlıma, öğürleştirme, eğitme, alıştırma; evcilleştirme, öğürleştirme, bağlanma, kanıksama; kullanılma. ахуыргæнгæйæ | axuırgængæyæ | öğrenerek, öğrenim görerek, öğreterek, okutarak, eğiterek; öğretmenlik yaparak, ders vererek; okula giderek; araştırarak, alışık yaparak, alışkanlık edinerek, inceleyerek, alıştırma yaparak, terbiye ederek, bavlıyarak, öğürleştirerek, alıştırarak; evcilleştirerek, bağlanarak, kanıksayarak; kullanılarak. ахуыргæнинаг (ахуыргæнинæгтæ) | axuırgæninag | öğrenci, talebe, çırak, okullu, cefalı, öğrenci öğrenimi, öğrenci programı, okunacak, bilgi edinilecek. ахуыргонд | axuırgond | 1. bilim adamı, ilim adamı, bilgin, bilgili, geniş bilgili, bilgiç, âlim; bilimsel; terbiyeli; 2. okuma yazma bilen, okuryazar; okumuş, tahsilli, öğrenimli; yanlışsız, doğru; becerikli; işinin ehli, oluşmuş. ахуыргонддзинад | axuırgondzinad | 1) eğitimcilik, eğitimlilik, öğretimlik, öğrenimlik, öğrenimlilik, öğrenme biçimlilik, tahsillik, tahsillilik, maariflik, meydana getirmelik, meydana gelmelik, oluşukluk, oluşmalık; kurmalık, kurulmalılık, teşekküllük, teşekküllülük, bilginlilik, bilgiçlilik; 2) sanatçılık, sanatlık, sanatlılık, fenlik; ustalık, ustalılık, hünerlik, hünerlilik, maharetlik, maharetlilik, marifetlik, hazakatlik, epiklik. ахуырдон, ахуыргæнæндон | axuırdon, axuırgænændon | okul, mektep, dershane, sınıf, kurum. ахуырдзay | axuırzau | öğrenci, talebe, okullu, okula giden, öğrenen. ахуырдзаутæн | аxuırzаutæn | öğrenciler, talebeye, okulluya, okula gidene, öğrenenlere. ахуырдзинад | axuırzinad | öğrenmişlik, alışkanlık, tutkuluk. ахуыркæнынад | axuırkænınad | öğrenmişlik, alışkanlık, tutkuluk. ахуырмондаг | axuırmondag | öğrenme isteklisi, öğrenme heveslisi, öğrenmeye hevesli, okuma tutkunu, bilgiye istekli, bilgiye susamış. ахуырcаг | axuırşag | 1) boyatan, resimleten; 2) kirleten, pisleten, çamurlatan, bulatan, bulaştırtan, bozduran. ахуырcæг (ахуырcджытæ) | axuırşæg | 1) boyayan, resimleyen; 2) kirleyen, pisleyen, çamurlayan, bulayan, bulaşan, bozan. ахуырcæггаг | axuırşæggag | 1) boyanmalık, boyamalık, resimlemelik; 2) kirlenmelik, pislenmelik, çamurlanmalık, bulanmalık, bulaşmalık, bozulmalık. ахуырcæн | axuırşæn | 1) boyanan, resimlenen; 2) kirlenen, pislenen, çamurlanan, bulanan, bulaşan, bozulan. ахуырcгæ | axuırşgæ | 1) boyanma, boyama, resimleme; 2) kirlenme, pislenme, çamurlanma, bulanma, bulaşma, bozulma. ахуырcгæйæ | axuırşgæyæ | 1) boyanarak, boyayarak, resimleyerek; 2) kirlenerek, pislenerek, çamurlanarak, bulanarak, bulaşarak, bozularak. ахуырcинаг (ахуырcинæгтæ) | axuırşinag | 1) boyanacak, resimlenecek; 2) kirlenecek, pislenecek, çamurlanacak, bulanacak, bulaşacak, bozulacak. 353
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302: ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304: аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306: hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308: афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310: афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312: афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314: афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316: афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318: афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320: афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322: sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324: афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326: афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328: fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330: serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332: dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334: ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336: ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338: ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340: yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342: ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344: tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346: ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348: ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350: ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351: ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 355 and 356: ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358: аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360: ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362: ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364: ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366: ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368: ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370: ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372: ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374: emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376: ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378: ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380: ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382: yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384: ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386: ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388: ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390: içinde bırakmak, öldürmek; 2) a