2_A-1

атæлмaцгæнæг (атæлмaцгæнджытæ)| atælmasgænæg | çeviren, tercüme eden.
атæлмaцгæнæггаг (атæлмaцгæнæггæгтæ)| atælmasgænæggag | çevirmelik, tercümelik.
атæлмaцгæнæн | atælmasgænæn | çevrilen, tercüme edilen.
атæлмaцгæнгæ | atælmasgængæ | çevirme, tercüme etme.
атæлмaцгæнгæйæ | atælmasgængæyæ | çevirterek, tercüme ederek.
атæлмaцгæнинаг (атæлмaцгæнинæгтæ) | atælmasgæninag | çevrilecek, tercüme
edilecek.
атæлфæн | atælfæn | kıpırdayan, oynayan, deprenen, seğiren; trafik, hareket, kıpırdama;
yer değiştirme, kaydırma, nakletme, transfer; jest; cesaret; fırsat, olanak, imkân.
атæлфæнтæ | atælfæn | trafik, hareketler, kıpırdamalar; yer değiştirmeler, kaydırmalar,
nakletmeler, transferler; jestler; cesaretler; fırsatlar, olanaklar, imkânlar.
атæлфгæ | atælfgæ | kıpırdama, oynama, deprenme, seğirme.
атæлфгæйæ | atælfgæyæ | kıpırdayarak, oynayarak, deprenerek, seğirerek.
атæлфинаг (атæлфинæгтæ) | atælfinag | kıpırdayacak, oynanacak, deprenecek, seğirecek.
атæлфт (атæлфтытæ)| atælft | kıpırdanış, oynamış, depreniş, seğirmiş.
атæлфын (атæлфыдтон, атæлфыдaин, атæлфдзынæн) | atælfın | kıpırdamak, oynamak,
oynamaya başlamak, deprenmek, seğirmek, seğirme başlamak, harekete gelmek, hareket
etmek, hareket etmeye başlamak.
атæнæг кæнын | atænæg kænın | inceltmek, ince yapmak, su katmak, sulandırmak,
sıvılaştırmak, seyreltmek; iyi yapmak, nadir yapmak.
атæнæг уæвын (уын) | atænæg uævın | 1) incelmek, ince olmak, inceltmek; seyrekleşmek;
sığlaştırmak, sığ olmak, suyu azalmak; 2) zayıflamak, arıklamak, kötülemek, kilo vermek.
атæппaл уæвын | atæppal uævın | 1) atlamak, fırlamak, yerinden fırlamak, sıçramak,
çıkmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak, görünmek, gözükmek, belirmek, türemek, gelmek,
peyda olmak, peydahlanmak, zuhur etmek, yayımlanmak, basılmak; 2) ölmek, vefat etmek.
атæппæт | atæppæt | etrafta herkes, hep, hepsi, boyuna, gittikçe, hala, daha, sırf.
атæp-атæp кæнын | atær-atær kænın | kovup kovup durmak, defedip edip duran, sık sık
sürmek, sürdürmek, inadını sürdürmek, inadı tutmak, direnmek, sürgün etmek, sürüp
götürmek, defetmek, sepetlemek, savmak, savuşturmak, kapı dışarı etmek, dağıtmak,
çalmak, kaçırmak.
атæpaг | atærag | kovdurtan, sürdürten, defettiren.
атæpæг (атæpджытæ) | atæræg | kovan, süren, sürdüren, defeden, inadını sürdüren, inadı
tutan, direnen, sürgün eden, sürüp götüren, sepetleyen, savan, savuşturan, kapı dışarı eden,
dağıtan.
атæpæггaг (атæpæггæгтæ) | atæræggag | kovmalık, sürdürmelik, sürmelik, defetmelik,
inadını sürdürmelik, inadı tutmalık, direnmelik, sürgün etmelik, sürüp götürmelik,
sepetlemelik, savmalık, savuşturmalık, kapı dışarı etmelik, dağıtmalık.
атæpæн | atæræn | kovulan, sürülen, sürdürülen, defedilen, inadı sürdürülen, inadı tutulan,
diretilen, sürgün edilen, sürüp götürülen, sepetlenen, savılan, savuşturulan, kapı dışarı
edilen, dağıtılan, çalınan, kaçırılan.
атæpгaй уæвын (уын) | atærgay uævın | küsmek, darılmak, dargın olmak, gücenmek,
incinmek, içerlemek, alınmak, suçu almak.
атæpгæ | atærgæ | kovma, sürme, sürdürme, defetme, defedilme, sürdürme, inadını
sürdürme, inadı tutma, direnme, sürgün etme, sürüp götürme, sepetleme, savma,
savuşturma, kapı dışarı etme, dağıtma, çalma, kaçırma.
279