verecek, cevaz verecek, mümkün kılacak; armağan verecek, armağan edecek, hediye edecek, bağışlanacak, hibe edecek, verecek, sunacak, anlatacak, açıklanacak. аккаггoнд (аккаггoндтæ, аккаггæндтæ) | akkaggond | layık olma, yakışır olma, yakıştırma, denk görme, değer görülme, değerli olma, seviyeli olma, nail olma, hak etme; хорзæхы аккаггонд | xorjæxı akkaggond | iyiliklere layık olma, ödülleri hak etme; аккаггонд æрцæуын | akkaggond ærsæuın | ödülü hak etmiş olmak, ödüllendirilecek olmak, değer görülmek, nail olmak. аккагдзинад | akkagzinad | yakışırlık, yakıştırmalık, layık olmalık, liyakatlik, denklik, yarar sağlamalık, değerlik, değerlilik, seviyelilik, meziyetlik, değimlik, onurluk, onurluluk, şereflik, haysiyetlik, yüz akılık, erdemlik, bedellik, kemallik, kıymetlik, üstünlük; erdemlik. акки | akki | yumurtacık, yumurta. акклиматизаци (арвыхъæдыл фæцахуыр) | akklimatijasi (arvı qædıl fæsaxuır) | iklime alıştırma, iklime alışma, yeni bir iklime alışma, havaya alışma; çevreye alışma, ortama alışma. акклиматизаци кæнын | akklimatijasi kænın | iklime alıştırmak; çevreye alıştırmak; yeni bir iklime uydurmak, havaya alıştırmak, ortama alıştırmak, alıştırmak, intibak ettirmek; акклиматизаци скæнын | akklimatijasi şkænın | iklime alışmak; çevreye alışmak; yeni bir iklime uymak, havaya alışmak, ortama alışmak, alışmak, intibak etmek. аккой кæнын | akkoy kænın | almak, artırmak, yükselmek, yükseltmek, yüceltmek, çıkmak, çıkarmak, tırmanmak, başarmak, şahlandırmak, kalkmak, kaldırmak, omuzlara kaldırmak, arkaya yük almak, üstesinden gelmek, cesaretlendirmek, kopmak, koparmak, binmek, yüzdürmek, yüklenmek. аккойгæнаг | akkoygænag | aldırtan, arttırtan, yükselten, yücelten, çıkartan, tırmandırtan, başaran, şahlandırtan, kaldırtan, kaldıran, omuzlara kaldırtan, arkaya yük aldırtan, üstesinden geldiren, cesaretlendiren, kopartan, bindirten, yüzdürten, yükleten. аккойгæнæг (аккойгæнджытæ) | akkoygænæg | alan, artan, yükselen, yücelen, çıkan, tırmanan, başaran, şahlanan, kalkan, kalan, omuzlara kalkan, arkaya yük olan, üstesinden gelen, cesaretlenen, kopan, koparan, binen, yüzdüren, yüklenen. аккойгæнæггаг (аккойгæнæггæгтæ) | akkoygænæg | almalık, artırmalık, yükselmelik, yükseltmelik, yüceltmelik, çıkmalık, çıkarmalık, tırmanmalık, başarmalık, şahlandırmalık, kalkmalık, kaldırmalık, omuzlara kaldırmalık, arkaya yük almalık, üstesinden gelmelik, cesaretlendirmelik, kopmalık, koparmalık, binmelik, yüzdürmelik, yüklenmelik. аккойгæнæн | akkoygænæn | alınan, artırılan, yükseltilen, yüceltilen, çıkılan, çıkarılan, tırmanılan, başarılan, şahlandırılan, kalkılan, kaldırılan, omuzlara kaldırılan, arkaya yük alınan, üstesinden gelinen, cesaretlendirilen, koparılan, binilen, yüzdürülen, yüklenilen. аккойгæнгæ | akkoygængæ | alma, artırma, yükselme, yükseltme, yüceltme, çıkma, çıkarma, tırmanma, başarma, şahlandırma, kalkma, kaldırma, omuzlara kaldırma, arkaya yük alma, üstesinden gelme, cesaretlendirme, kopma, koparma, binme, yüzdürme, yüklenme. аккойгæнгæйæ | akkoygængæyæ | alarak, artırarak, yükselerek, yükselterek, yücelterek, çıkarak, çıkararak, tırmanarak, başararak, şahlandırarak, kalkarak, kaldırarak, omuzlara kaldırarak, arkaya yük alarak, üstesinden gelerek, cesaretlendirerek, koparak, kopararak, binerek, yüzdürerek, yüklenerek. аккойгæнинaг (аккойгæнинæгтæ) | akkoygæninag | alacak, artıracak, yükselecek, yükseltecek, yüceltecek, çıkacak, çıkaracak, tırmanacak, başaracak, şahlandıracak, kalkacak, kaldıracak, omuzlara kaldıracak, arkaya yük alacak, üstesinden gelecek, cesaretlendirecek, kopacak, koparacak, binecek, yüzdürecek, yüklenecek. аккомпанемент | akkompanyemyent | refakat, eşlik, müzikle refakat etme, müzikle eşlik etme, birlikte söyleme. 130
аккомпанемент кæнын (зарæгæн фæндырæй, пианинæйæ фæрсаг кæнын) | akkompanyemyent kænın (jarægæn fændıræy, pianinæyæ færşag kænın) | refakat etmek, eşlik etmek, müzikle eşlik etmek, birlikte söylemek, refakat etmek. аккомпаниатор | akkompaniator | refakat, eşlik, müzikle refakat etme, müzikle eşlik etme, birlikte söyleme. аккомпанировкæ | akkompanirovkæ | refakat, eşlik, müzikle refakat etme, müzikle eşlik etme, birlikte söyleme. аккорд (цалдæр зæлы æмрæстæджы гармонион æгъдауæй баиу) | akkord (saldær jælı æmræştæcı garmonion æğdauæy baiu) | akort, kiriş tel. aккордeoн | akkordyeon | akordeon. aккордeoнист | akkordyeonişt | akordeon. аккордон | akkordon | akordeon. аккредитив | akkryeditiv | kredinin mektubu, akreditif. аккредитивон | akkryeditivon | kredinin mektubu, akreditif. аккумулятор | akkumulyator | akümülatör, akü, biriktirici. аккумуляторон | akkumulyatoron | akümülatör, akü, biriktirici. аккумуляци | akkumulyasi | biriktirilme, birikme, teraküm; аккумуляци кæнын | akkumulyasi kænın | toplamak, biriktirmek. аккумуляцион | akkumulyasion | toplanan, biriken. аккуратдзинад | akkuratzinad | kesinlik, doğruluk, yanlışsızlık, tamlık. аккуратон | akkuraton | kesin, doğru, yanlışsız, tam. аккуырcaг | akkuırşag | 1) dolaştıran, dolaştırtan, devindiren, canlandırtan, götürten, yürüten, ilerleten, kımıldatan, kımıldatılan, ayrıttan, bıraktırtan, terk ettiren, çektiren, kaçtırtan, kurtaran; 2) yakayı kurtaran, yer değiştirten, yerini değiştirten, başka yere geçtirten, hareket ettiren, harekete geçtiren, faaliyete geçtiren; bir yerden hareket ettiren. аккуырcæг (аккуырcджытæ) | akkuırşæg | 1) dolaşan, dolaşılan, devinilen, canlanan, giden, yürüyen, ilerleyen, kımıldayan, kımıldanan, ayrılan, bırakan, terk olan, çekilen, kaçan, kurtulan; 2) yakayı kurtaran, yer değiştiren, yerini değiştiren, başka yeregeçen, hareket olan, harekete geçen, faaliyete geçen; bir yerden hareket eden. аккуырcæггаг | akkuırşæggag | 1) dolaşmalık, devinmelik, canlanmalık, gitmelik, yürümelik, ilerlemelik, kımıldamalık, kımıldanmalık, ayrılmalık, bırakmalık, terk etmelik, çekilmelik, kaçmalık, kurtulmalık; 2) yakayı kurtarmalık, yer değiştirmelik, yerini değiştirmelik, başka yere geçmelik, hareket etmelik, harekete geçmelik, faaliyete geçmelik; bir yerden hareket etmelik. аккуырcæн | akkuırşæn | 1) dolaşılan, devinilen, canlanılan, gidilen, yürünen, ilerlenen, kımıldanan, kımıldanılan, ayrılanan, bırakılan, terk edilen, çekilen, kaçınılan, kurtulan; 2) yakayı kurtaran, yer değiştirilen, yeri değişen, başka yere geçilen, hareket edilen, harekete geçilen, faaliyete geçilen; bir yerden hareket edilen. аккуырcгæ | akkuırşgæ | 1) dolaşma, devinme, canlanma, gitme, yürüme, ilerleme, kımıldama, kımıldanma, ayrılma, bırakma, terk etme, çekilme, kaçma, kurtulma; 2) yakayı kurtarma, yer değiştirme, yerini değiştirme, başka yere geçme, hareket etme, harekete geçme, faaliyete geçme; bir yerden hareket etme. аккуырcгæйæ | akkuırşgæyæ | 1) dolaşarak, devinerek, canlanarak, giderek, yürüyerek, ilerleyerek, kımıldayarak, kımıldanarak, ayrılarak, bırakarak, terk ederek, çekilerek, kaçarak, kurtularak; 2) yakayı kurtararak, yer değiştirerek, yerini değiştirerek, başka yere geçerek, hareket ederek, harekete geçerek, faaliyete geçerek; bir yerden hareket ederek. аккуырcинaг | akkuırşinag | 1) dolaşacak, devinecek, canlanacak, gidecek, yürünecek, 131
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80: döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82: ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84: aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86: geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88: aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90: азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92: аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94: olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96: duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98: edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100: аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102: aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104: uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106: geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108: айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110: айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112: айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114: soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116: teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118: айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120: айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122: айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124: saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126: акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128: alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129: акæстытæ кæнын | akæ
- Page 133 and 134: акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170: амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172: kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174: gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176: aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178: aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180: амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a