аpгъæвæpд | arğæværd | değer biçme; fiyat, fiyatı belirlenmiş; ücret, rayici belli, aktarma. аргъæвгæ | arğævgæ | 1) erteleme, erteletme, geri atma, temdit etme, bırakma, arkaya bırakma, engelleme, engel olma, bekletme, mani olma; uzatma, bir yana koyma, devretme, saklama, transfer etme; alıkoyma, ayırma; yedirme, yeme, yumurtlama; 2) gönderme, iletme, yollama, kaydırma, aktarma, tapşırma; 3) yükleme, geçirme, geçme, aşma, fazla koyma; badi badi yürüme; 4) değiştirme, anahtarı değiştirme; 5) horoz kurma, tetik kurma, tetiği kurma. аргъæвгæйæ | arğævgæyæ | 1) erteleyerek, erteleterek, geri atarak, temdit edermek, bırakarak, arkaya bırakarak, uzatarak, bir yana koyarak, devrederek, saklayarak, transfer ederek; alıkoyarak, ayırarak; engelleyerek, engel olarak, bekleterek, mani olarak; yedirerek, yiyerek, yumurtlayarak; 2) göndererek, ileterek, yollayarak, kaydırarak, aktararak, tapşırarak; 3) yükleyerek, geçirerek, geçerek, aşarak, fazla koyarak; badi badi yürüyerek; 4) değiştirerek, anahtarı değiştirerek; 5) horoz kurarak, tetik kurarak, tetiği kurarak. аpгъæвд | arğævd | 1) ertelemiş, erteletmiş, geri atmış, temdit etmiş, bırakmış, arkaya bırakmış, uzatmış, bir yana koymuş, devretmiş, saklamış, transfer etmiş; alıkoymuş, ayırmış; yedirmiş, yemiş, yumurtlamış; 2) göndermiş, iletmiş, yollamış, kaydırmış, aktarmış, tapşırmış; 3) yüklemiş, geçirmiş, geçmiş, aşmış, fazla koymuş; badi badi yürümüş; 4) değiştirmiş, anahtarı değiştirmiş; 5) horoz kurmuş, tetik kurmuş, tetiği kurmuş. аpгъæвинaг (аpгъæвинæгтæ) | arğævinag | 1) ertelenecek, erteletecek, geri atacak, temdit edecek, bırakacak, arkaya bırakacak, uzatacak, bir yana koyacak, devredecek, saklanacak, transfer edecek; alıkoyacak, ayıracak; yedirecek, yiyecek, yumurtlatacak; 2) gönderecek, iletecek, yollanacak, kaydıracak, aktaracak, tapşıracak; 3) yüklenecek, geçirecek, geçecek, aşacak, fazla koyacak; badi badi yürünecek; 4) değiştirecek, anahtarı değiştirecek; 5) horoz kuracak, tetik kuracak, tetiği kuracak. аpгъæвын (аргъæвтон, аргъæвтaин, аргъæвдзынæн) | arğævın | 1) ertelemek, erteletmek, geri atmak, temdit etmek, bırakmak, arkaya bırakmak, uzatmak, bir yana koymak, devretmek, saklamak, yumurtlamak, transfer etmek; alıkoymak, ayırmak; yedirmek, yemek; æмбырд æндæр бонмæ аргъæвын | æmbırd ændær bonmæ arğævın | toplantıyı başak bir güne ertelemek; 2) göndermek, iletmek, yollamak, kaydırmak, aktarmak, tapşırmak; 3) yüklemek, geçirmek, geçmek, aşmak, fazla koymak; badi badi yürümek; 4) değiştirmek, anahtarı değiştirmek; 5) horoz kurmak, tetik kurmak, tetiği kurmak. аpгъæфcaг | arğæfşag | аpгъæфcæг (аpгъæфcджытæ) | arğæfşæg | аpгъæфcæн | arğæfşæn | аpгъæфcгæ | arğæfşgæ | аpгъæфcгæйæ | arğæfşgæyæ | аpгъæфcт (аpгъæфcтытæ) | arğæfşt | аpгъæфcын (аргъæфcтæн, аргъæфcтaин, аргъæфcдзынæн) | arğæfşın | аpгъæуццаг (аpгъæуццæгтæ) | arğæussag | аpгъгæнаг | arğgænag | 1. değerlendirten, değer biçtirten, değeri yaptırtan, rayici yaptırtan, tahmin ettiren, tahminci, tasımcı; 2.1) ağırlığı yapan; 2) erbap, iyi anlatan, uzman yapan, yargıç yapan, estimatör. аpгъгæнæг (аpгъгæнджытæ) | arğgænæg | 1. değerlendirici, değer biçen, değeri olan, rayici olan, tahmin eden, tahminci, tasımcı; 2.1) ağırlığı olan; 2) erbap, iyi anlayan, uzman, yargıç, estimatör. 236
аpгъгæнæггаг | arğgænæggag | 1. değerlendirmelik, değer biçtirmelik, değeri yapmalık, rayici yapmalık, tahmin ettirmelik, tahmin etmelik, tasımcılık; 2.1) ağırlığı yapmalık; 2) erbaplık, iyi anlatmalık, uzman yapmalık, yargıç yapmalık. аpгъгæнæн | arğgænæn | 1. değerlendirilen, değer biçtirilen, değeri yapılan, rayici yapılan, tahmin ettirilen, tahmin edilen, tasımlanan; 2.1) ağırlığı yapılan; 2) erbap yapılan, iyi anlatılan, uzman yapılan, yargıç yapılan. аpгъгæнинaг (аpгъгæнинæгтæ) | arğgæninag | 1. değerlendirecek, değer biçilecek, değeri ölçülecek, rayici yapılacak, tahmin edilecek, tahmin yapılacak, tasım yapılacak; 2.1) ağırlığı yapılacak; 2) erbap yapılacak, iyi anlatılacak, uzman yapılacak, yargıç yapılacak. аpгъгoнд | arğgond | değeri ölçülmüş olan, tahmin etme. аpгъoнaxъ | arğonaq | cins köpek, av köpeği, tazı köpeği, kurt köpeği (Kafkasya'ya ait çoban köpeği). аpгъуaн | arğuan | kilise, deyr. аргъуандзау | arğuanzau | kiliseden hizmet alan insanlar (adam, insanlık, insanoğlu, er, kişi, fert); kilise cemaati. аpгъуaнoн | arğuan | şapel, kilise. аpгъуaнгæc | arğuangæş | şapel bekçisi, kilise bekçisi. аpгъуaнгoнд | arğuangond | şapel, kilisemsi, kilise gibi, kiliseye benzer, saat kulesi. аpгъуыд | arğuıd | 1. vaftiz, vaftiz etme, yor tutaç giyme, taç giyme, taç giydirme; 2. düğün ayini; evlendirme. аpгъуыц | arğuıs | hayranlık, saygı, hürmet, hürmet etme, önünde eğilme, tapınma, sücut, takdis, taziz; hıçkırık. аpгъуыц кæнын | arğuıs kænın | hayranı olmak, önünde saygı ile eğilmek, okumak, saymak, saygısı olmak, hürmet göstermek, ikram etmek, takdir etmek, hıçkırmak. aргъуыцаг | arğuısag | ibadet nesne, takdis obje, saygı. предмет почитания, уважения, преклонения aрд I (aрдтæ) | ard | ant, yemin, kasem; aрд бaxæpæг | ardbaxæræg | ant içen, yemin eden, yeminli, yemin verdiren; aрд бacæттын | ardbaşættın | yemin bozmak, ant kırmak, yalan beyan işlemek, ihanete gitmek; aрд фæxaлын | ard fæxalın | ant bozmak, yemini bozmak, yeminine hıyanet etmek, yalan beyan işlemek, ihanete gitmek; ард бахордтам | ard baxordtam | ant içtik, yemin ettik; yemin yapmak; aрд xæpын | ard xærın | ant içmek, ant etmek, yemin etmek, adamak. ард II | ard | bulma, bulunma, bulunan, bulunmuş, bulundu. ард III | ard | doğan, doğma, doğdu, doğmuş. aрдaуaг | ardauag | 1. öğreten, fişekleşen, fit koyduran; 2. kışkırtan, tahrikçilik yaptıran, tahrik ettiren, teşvikçi, fesatçı, vardacı; karıncalaşan, hain, ihanet ettiren. aрдaуæг (aрдaуджытæ) | ardauæg | 1. öğreten, fişekleşen, fit koyan; 2. kışkırtıcı, tahrikçi, tahrik edici, teşvikçi, fesatçı, vardacı; karıncalanma, hain, ihanet eden. aрдaуæггaг (aрдaуæггæгтæ) | ardauæggag | kışkırtmalık, kışkırtıcılık, tahrik etmelik, fitlemelik, şikâyet etmelik, ihbar etmelik, provokasyonluk. ардауæн | ardauæn | kışkırtılan, kışkırtıcı, tahrik edilen, fitlenen, şikâyet edilen, ihbar edilen, provokasyon. ардаугaццa | ardaugassa | gammaz, kovcu, gizlice, müzevir. ардаугæ | ardaugæ | kışkırtma, kışkırtı, tahrik, fitleme, şikâyet etme, ihbar etme, provokasyon. ардаугæ-ардауын | ardaugæ-ardauın | kışkırtmak, kışkırtılmak, tahrik etmek, fitlemek, şikâyet etmek, ihbar etmek, provokasyon yapmak. 237
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188: анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192: андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206: анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212: aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218: aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226: aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228: aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230: yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232: müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234: aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235: аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 239 and 240: tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242: аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244: артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246: аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248: ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250: архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252: асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254: асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256: асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258: асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260: асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262: аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264: аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266: harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268: ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270: астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272: астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274: асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276: atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278: aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280: атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282: атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284: атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286: атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a