10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

devirmek, çıkarmak; avdet etmek, avdet yoluna dönmek, dönüş yapmak, dönüşlü fiil; 2)<br />

atlamak, kolaçan etmek, gezmek, iyi davranmak, arkada bırakmak, yanından geçmek,<br />

atlamak, davranmak, gelmek, idare etmek, iyi bitmek, yerinden oynatmak, yer değiştirmek,<br />

yerini değiştirmek, başka yere geçmek, filo etmek, azaltmak, sapmak, daha sonraya almak,<br />

uzatmak, çekmek, ertelemek, devinmek, yaklaştırmak, sürmek, çekilmek, çekmek, ilerletmek<br />

pas geçmek; yuvarlanmak, yuvarlamak, yuvarlaklaştırmak, etrafta yuvarlaklaştırmak, rulo<br />

yapmak, halkalaşmak, toplaşmak, tortop olmak, devirmek, katlamak, atlamak, aldatmak; 3)<br />

liderlik; 4) hareket etmek; 5) düzgün koymak; 6) çıkarmak, çıkmak, gevşetmek, gevşemek,<br />

açmak; 7) açılmak; geçmek, yanından geçmek, ötesinden geçmek, geri vermek, iade etmek;<br />

geri almak; 8) kandırmak, daraltmak, indirmek, azaltmak, bir zaman için ara vermek, vurmak,<br />

çıkmak, çıkarmak, açıp sivriltmek, çekmek, sürmek, yaklaştırmak, ilerletmek, istirdat etmek,<br />

geri çağırmak; хи азилын | xi ajilın | dönmek, çevrilmek, başını çevirmek, yüz çevirmek,<br />

arkasını çevirmek, kendine gelmek, kendine dönmek, çıkmak; химæ азилын | ximæ ajilın |<br />

a) kendine dönmek, geri kendini gelmek, sırada kendini koymak, kastetmek; b) içmek,<br />

içirmek, içki içmek, kendini içmeye vermek, sarhoş etmek; su vermek, suvarmak, sulamak;<br />

yemek yemek, kendini iyi beslemek, doyurmak, karnını doyurmak, yedirmek; şürbetmek; c)<br />

iyi elbise giyinmek; iyi giysiler giyerek kendine çeki düzen vermek; kendini denemek; kendine<br />

bakmak.<br />

азимаг | ajimag | 1) suçlu, kabahatli, yazıklı; 2) ücretli, lanetli, azarı hak eden; mahkûm<br />

edilen; азимаг кæнын | ajimag kænın | suçlamak, suçlandırmak, suçlu bulmak, itham<br />

etmek; mahkûm etmek; kınamak, ayıplamak; азимаг уын | ajimag uın | suçlu, suçlu olmak;<br />

mahkûm edilmek; suçlanmak, tarafından mahkûm olmak, kabahatli olmak, kabahat etmek,<br />

kusur işlemek, kabahat işlemek; цы азимаг æм ис? | sı ajimag æm iş? | ne suçu var?, suçu<br />

ne?<br />

азимут | ajimut | enlem açısı, dünyanın eğiklik açısı; açıklık, semt, mıknatısı semt.<br />

азиу кæнын | ajiu kænın | arama için takviye istemek, yardım çağırmak, yardıma çağırmak,<br />

davet etmek, destek çağırmak, imdat diye seslenmek, muavenet etmek, arkalamak, yardım<br />

etmek.<br />

азмæлаг | ajmælag | 1) hareket ettiren, harekete geçirten, harekette bulundurtan,<br />

faaliyete geçirten, oynatan, devindirten, yürüten, ilerleten, kıpırdatan, kıpırdatan, kımıldatan,<br />

kıpırdamağa başlatan; ilerleten; 2) karıştırıştan; hışırdatan; 3) acele ettirten, acele ettiren,<br />

canlanmağa başlatan, yerinde duramayan, çabuk davranan, heyecan verdirten,<br />

heyecanlandırtan, evirip çevirten, tezleten, koşturan, eşleten, yelleten.<br />

азмæлæг (азмæлджытæ) | ajmælæg | pitoresk, diri, dipdiri, oynak, hareketli, sağ, canlı,<br />

hareket eden, kıpırdayan, kımıldatan, yerinde duramayan, oynayan, oynatan, yürüme,<br />

harekette bulunma, ilerleme, ileri gitme, yetenekli, kabiliyetinde olan, kabiliyetli, istidatlı,<br />

uyanık, faal, çevik, coşkun, reel, hakiki, gerçek, tesirli, etkili, dokunaklı, sert, acı, muktedir,<br />

kadir, gücü olan, güçlü.<br />

азмæлæн | ajmælæn | 1) hareket edilen, harekete geçilen, harekette bulunulan, faaliyete<br />

geçilen, oynanan, devinilen, yürünülen, ilerlenen, kıpırdanan, kıpırdatılan, kımıldanan,<br />

kımıldanılan, kıpırdamağa başlanan; yürünülen, ilerletilen, oynanan, oynatılan; 2) karıştırılan;<br />

hışırdatılan; 3) acele ettirilen, acele edilen, canlanmağa başlanan, yerinde duramayan, çabuk<br />

davranılan, heyecan verilen, heyecanlandırılan, evirip çevirtilen, ivilen, tezlenilen, koşulan,<br />

eşinilen, yetinilen.<br />

азмæлæнтæ | ajmælæntæ | ellerle ayaklar, organlar, hareket sağlayan organlar, uzuvlar,<br />

hareket ettiren uzuvlar.<br />

азмæлгæ | ajmælgæ | 1) hareket etme, harekete geçme, harekette bulunma, faaliyete<br />

84

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!