10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

aфидayæг (афидayджытæ) | afindauæg | 1) barıştıran, barışan; uzlaştıran, uzlaşan,<br />

anlaştıran, anlaşan; 2) yakışan, yakıştıran; 3) kabul eden, evlenme vaadi yapan, mutabık<br />

kalan, söz birliği eden.<br />

aфидayæггaг (афидayæггæгтæ) | afindauæggag | 1) barıştırmalık, barışmalık;<br />

uzlaştırmalık, uzlaşmalık, anlaştırmalık, anlaşmalık; 2) yakışmalık, yakıştırmalık; 3) kabul<br />

etmelik, evlenme vaadi yapmalık, mutabık kalmalık, söz birliği etmelik.<br />

aфидayæн | afindauæn | 1) barıştırılan, barışılan; uzlaştırılan, uzlaşılan, anlaştırılan,<br />

anlaşılan; 2) yakışılan, yakıştırılan; 3) kabul edilen, evlenme vaadi yapılan, mutabık kalınan,<br />

söz birliği edilen.<br />

aфидayгæ | afindaugæ | 1) barıştırma, barışma; uzlaştırma, uzlaşma, anlaştırma, anlaşma;<br />

2) yakışma, yakıştırma; 3) kabul etme, evlenme vaadi yapma, mutabık kalma, söz birliği etme.<br />

aфидayгæйæ | afindaugæyæ | 1) barıştırarak, barışarak; uzlaştırarak, uzlaşarak,<br />

anlaştırarak, anlaşarak; 2) yakışarak, yakıştırarak; 3) kabul ederek, evlenme vaadi yaparak,<br />

mutabık kalarak, söz birliği ederek.<br />

aфидayинaг (афидayинæгтæ) | afindauinag | 1) barıştıracak, barışacak; uzlaştıracak,<br />

uzlaşacak, anlaştıracak, anlaşacak; 2) yakışacak, yakıştıracak; 3) kabul edecek, evlenme vaadi<br />

yapacak, mutabık kalacak, söz birliği edecek.<br />

aфидayын [афидыдтон, афидыдтaин, афидayдзынæн (афидayт)+ | afindauın | 1)<br />

barıştırmak, barışmak; uzlaştırmak, uzlaşmak, anlaştırmak, anlaşmak; 2) yakışmak,<br />

yakıştırmak; 3) kabul etmek, evlenme vaadi yapmak, mutabık kalmak, söz birliği etmek;<br />

aфидayын кæнын | afindauın kænın | çabukça barıştırmak, barışmak, anlaştırmak,<br />

yakıştırmak, hızlı bir şekilde uzlaştırmak.<br />

aфид-aфид кæнын | afind-afind kænın | ödetmek, ödemek; karşılık vermek; öç almak,<br />

intikam almak, öç çıkarmak.<br />

aфидaг | afindag | ödeten; karşılık verdiren; öç aldıran, intikam aldıran, öç çıkartan.<br />

aфидæг (афидджытæ) | afindæg | ödeyen; karşılık veren; öç alan, intikam alan, öç çıkaran.<br />

aфидæггaг (афидæггæгтæ) | afindæggag | ödetmelik, ödemelik; karşılık vermelik; öç<br />

almalık, intikam almalık, öç çıkarmalık.<br />

aфидæн | afindæn | ödetilen, ödenilen; karşılık verilen; öç alınan, intikam alınan, öç<br />

çıkarılan.<br />

aфидгæ | afindgæ | ödetme, ödeme; karşılık verme; öç alma, intikam alma, öç çıkarma.<br />

aфидгæйæ | afindgæyæ | ödeterek, ödeyerek; karşılık vererek; öç alarak, intikam alarak, öç<br />

çıkararak.<br />

aфидинaг (афидинæгтæ) | afindinag | ödetecek, ödenecek; karşılık verecek; öç alacak,<br />

intikam alacak, öç çıkaracak.<br />

aфидиc кæнын | afidiş kænın | başına kakmak, suçlamak; kötü haber yetiştirmek; türde<br />

koymak, formda koymak.<br />

aфидын (афыcтон, афыcтaин, афиддзынæн) | afidın | 1) ödetmek, ödemek; karşılık<br />

vermek; 2) öç almak, intikam almak, öç çıkarmak.<br />

aфизoнæг кæнын | afijonæg kænın | eti kavurmak, şiş kebap yapmak, kebap yaptırmak.<br />

aфизoнæг yæвын (yын) | afijonæg uævın | et kızarmak, kebap olmak.<br />

афинaг (афинæгтæ) | afinag |<br />

афинæтæ | afinæta | Atina.<br />

aфиcтæг кæнын I | afictæg kænın | acele etmek, ivmek, yelmek, eşmek, ileri gitmek, ileri<br />

olmak; soymak, yağmalamak, yağma etmek, yürümek.<br />

афистæг кæнын II | afictæg kænın | 1) açmak, açılmak, çıplanmak, sıyırmak 2) sıvamak,<br />

giysi kollarını sıvamak, çemremek, sığamak.<br />

322

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!