андæдзинаг (андæдзинæгтæ) | andæzinag | yapıştırtacak, yapıştırılacak, zamklanacak, tutkallanacak, tutkalla yapıştıracak, uhulanacak; lehimlenecek, lehimletecek. андæдзын *андæгъд (-и, -ис), андæгъдaин, андæдздзæн (-и, -ис)] | andæzın | 1) yapışmak, yapıştırmak, yapıştırılmak, yapıştırtmak, tutkallamak, tutkalla yapıştırmak, uhulamak, lehimlenmek, lehimlemek; ilişmek, takılmak, elleşmek, sarkıntılık etmek, sarkılmak, sürtünmek, üstüne varmak, sarmak, yanaşmak; 2) maksatta olmak, isabet etmek, rastlamak, bulmak, tutulmak, kapılmak. андæpxуызoн (андæpxуызæттæ) кæнын | andærxuıjon kænın | değiştirmek, biçimini değiştirmek, huyunu değiştirmek, tabiatını değiştirmek, değişim yapmak, değişiklik yapmak, değişik yapmak, değiştirtmek; dönüştürmek, dönüşüm yapmak, evirmek, hıyanet etmek, ihanet etmek, düzeltmek, yeniden düzenlemek, yeniden yapmak. андæpxуызoн (андæpxуызæттæ) уæвын (уын) | andærxuıjon uævın | değişmek, değiştirmek, değiştirilmek, başkalaşmak, fark etmek, dökülmek, dönmek, dönüşmek, dönüştürülmek, değişimden geçmek, yinelemek. андæpxуызoнгæнаг | andærxuıjongænag | değiştirten, biçimini değiştirten, huyunu değiştirten, tabiatını değiştirten, değişim yaptırtan, değişiklik yaptırtan, değişik yaptırtan, değiştirten; dönüştürten, dönüşüm yaptırtan, evirten, hıyanet ettirten, ihanet ettirten, düzeltirden, yeniden düzenleten, yeniden yaptıran. андæpxуызoнгæнæг (андæpxуызoнгæнджытæ) | andærxuıjongænæg | değişen, değiştiren, değiştirilen, değişim yapan, değişiklik yapan, değişik yapan, başkalaşan, fark eden, dökülen, dönen, dönüşen, dönüştüren, dönüştürülen, dönüşüm yapan, değişimden geçen, eviren, yinelenen, düzelten, düzenleyen. андæpxуызoнгæнæггаг (андæpxуызoнгæггæгтæ) | andærxuıjongænæggag | değiştirmelik, değişim yapmalık, değişiklik yapmalık, değişik yapmalık, değiştirtmelik; dönüştürmelik, dönüşüm yapmalık, evirmelik, düzeltmelik, düzenlemelik, yeniden yapmalık. андæpxуызoнгæнæн | andærxuıjongænæn | değiştirilen, değişim yapılan, değişiklik yapılan, değişik yapılan, değiştirilen; dönüştürülen, dönüşüm yapılan, evirilen, düzeltilen, düzenlenen, yeniden yapılan. андæpxуызoнгæнгæ | andærxuıjongængæ | değiştirme, değişim yapma, değişiklik yapmak, değişik yapma, değiştirtme; dönüştürme, dönüşüm yapma, evirme, düzeltme, yeniden düzenleme, yeniden yapma. андæpxуызoнгæнгæйæ | andærxuıjongængæyæ | değiştirerek, değişim yaparak, değişiklik yaparak, değişik yaparak, değiştirterek; dönüştürerek, dönüşüm yaparak, evirerek, düzelterek, yeniden düzenleyerek, yeniden yaparak. андæpxуызoнгæнинаг (андæpxуызoнгæнинæгтæ) | andærxuıjongæninag | değiştirilecek, değişim yapılacak, değişiklik yapacak, değişik yapacak, değiştirilecek; dönüştürülecek, dönüşüm yapacak, evirecek, düzeltecek, yeniden düzenlenecek, yeniden yapılacak. андезит | аndyejit | andezit, Ankara taşı. андезит андиаг (андиæгтæ) | аndiаg | 1. andante, andiets; Hint; 2. andean; Hindistan, Hintçe. 1. андиец; 2. андийский. андидзæг (андидзджытæ) | andizæg | toplayan, toparlanan, toparlatan, iyileşen, düzelen, sıhhati düzelen, dincileşen, dertsizleşen, şifa bulan, sağalan, sağlamlaşan. андидзæн | andizæn | toplanılan, toparlatılana, iyileştirilen, düzeltilen, sıhhati düzeltilen, dincileştirilen, dertsizleştirilen, şifa buldurulan, sağmalaştırılan, sağlamlaştırılan. андидзгæ | andizgæ | toplama, toparlama, toparlatma, iyileşme, düzelme, sıhhati düzelme, dincelme dertsizleşmek, şifa bulma, sağalma, sağlamlaşma. 190
андидзгæйæ | andizgæyæ | toplayarak, toparlayarak, toparlatarak, iyileşerek, düzelerek, sıhhati düzelerek, dincelerek, dertsizleşerek, şifa bularak, sağalarak, sağlamlaşarak. андидзинаг (андидзинæгтæ) | andizinag | toplanacak, toparlanacak, toparlatılacak, iyileştirilecek, düzeltilecek, sıhhati düzeltilecek, dincileştirilecek, dertsizleşecek, şifa bulacak, sağalacak, sağlamlaşacak андидзын *андидзыдта, андидзыдтaин, андидздзæн (-и, -ис)] | andizın | 1) toplamak, toparlamak, toparlatmak, iyileşmek, düzelmek, sıhhati düzelmek, dincelmek, dertsizleşmek, şifa bulmak, sağalmak, sağlamlaşmak, nefes çekmek, yaşamaya başlamak, hayat bulmak; 2) kilo almak, kapanmak, sıkıştırılmak, uzamak, uzanmak, fokurdatmak; sıkışmak, sıkılmak, ummak. андзapæг (андзapджытæ) | anzaræg | 1) kundakçı, kundaklayan, yakan; tutuşturan, tutuşan, alevlendiren, alevlenen, ateşlenen, ateş yakan, ateş yapan, parlatan, parıldayan; 2) savaşa çağıran, kışkırtan, kışkırtıcı, körükleyen, tahrik eden, teşvik eden. андзapæггаг (андзapæггæгтæ) | anzaræggag | yakmalık, yanmalık, yandırmalık, tutuşturmalık, tutuşmalık, alevlendirmelik, alevlenmelik, ateşlemelik, ateş yakmalık, ateş yapmalık, kundaklamalık, parlatmalık, parıldamalık; savaşa çağırmalık, kışkırtmalık, kışkırtıcılık, körüklemelik, tahrik etmelik, teşvik etmelik. андзapæн | anzaræn | yanan, tutuşturulan, alevlendirilen, ateşlenen, ateş yakılan, ateş yapılan, kundaklanılan, parlatılan, parıldatılan; savaşa çağırılan, kışkırtılan, körüklenen, tahrik edilen, teşvik edilen. андзapгæ | anzargæ | yakma, yanma, yandırma, tutuşturma, tutuşma, alevlendirme, alevlenme, ateşleme, ateş yakma, ateş yapma, kundaklama, parlatma, parıldama; savaşa çağırma, kışkırtma, körükleme, tahrik etme, teşvik etme. андзapгæйæ | anzargæyæ | yakarak, yanarak, yandırarak, tutuşturarak, tutuşarak, alevlendirerek, alevlenerek, ateşleyerek, ateş yakarak, ateş yaparak, kundaklayarak, parlatarak, parıldayarak андзapинаг (андзapинæгтæ) | anzarinag | yakılacak, yanacak, yandıracak, tutuşturacak, tutuşacak, alevlendirecek, alevlenecek, ateşleyecek, ateş yakacak, ateş yapacak, kundaklayacak, parlatacak, parıldayacak. андзapын (андзæрстон, андзæрстaин, андзардзынæн) | anzarın | 1) yakmak, yanmak, yandırmak, tutuşturmak, tutuşmak, alevlendirmek, alevlenmek, ateşlemek, ateş yakmak, ateş yapmak, kundaklamak, parlatmak, parıldamak, yalıtmak; körüklemek, tahrik etmek, teşvik etmek; 2) atmak, atılmak, attırmak, atışmak, fırlamak, fırlatmak, saldırmak, vurmak, bırakmak, koşmak; хи андзарын | xi anzarın | üzerine atılmak, saldırmak, çatmak, dökülmek, salmak; kendini yakmak. андзæвæг (андзæвджытæ) | anzævæg | çatan, dokunan, değen, temas eden, elleyen, el süren, ulaşan, tutan; dökülen, salan. андзæвæггаг (андзæвæггæгтæ) | anzævæggag | değmelik, değinmelik, değindirmelik, dokunmalık, dokundurmalık, ellemelik, el sürmelik, temas etmelik, temasta bulunmalık, temas ettirmelik, sürünmelik, ait olmalık, ulaşmalık, tutmalık, ilgilenmelik, ilgilendirmelik. андзæвæн (андзæвæггæгтæ) | anzævæn | değinen, dokunulan, ellenen, el sürülen, temas edilen, ulaşılan, tutulan. андзæвгæ | anzævgæ | değme, değinme, değindirme, dokunma, dokundurma, elleme, el sürme, temas etme, temasta bulunma, temas ettirme, sürünme, ait olma, ulaşma, tokuşma, bitişik olma, bağlı olma, tutma, okşama, yapışma, ilgilenme, ilgilendirme. андзæвгæйæ | anzævgæyæ | değerek, değinerek, değindirerek, dokunarak, dokundurarak, elleyerek, el sürerek, temas ederek, temasta bulunarak, temas ettirerek, sürünerek, ait 191
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170: амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172: kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174: gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176: aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178: aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180: амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182: ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184: амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188: анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206: анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212: aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218: aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226: aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228: aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230: yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232: müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234: aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236: аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238: аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240: tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a