10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

аптечкæ | aptyeçkæ | ilk yardım takımı, ecza kutusu, ev eczanesi.<br />

апуcи кæнын | apuşi kænın | kızartmak, kavurmak (mısır tahıl).<br />

апуcи уæвын (уын) | apuşi uævın | kızarmak, kavrulmak (mısır tanesi).<br />

апыp-апыp кæнын | apır-apır kænın | 1) sık sık dağıtmak, dökmek, serpmek, püskürmek,<br />

püskürtmek, neşretmek, saçmak, yaymak, söylenti yaymak; 2) savurmak; taşırmak, taşımak,<br />

götürmek; 3) kırmak, yarmak, yırtmak, sımak, parçalamak, paralamak, pençelemek; yenmek,<br />

bozmak, bozguna uğratmak; 4) bitirmek; kesmek, koparmak, dermek; 5) kırıntı yapmak,<br />

ufalamak; 6) sıçratmak; 7) akıtmak; 8) yaymak, yaygınlaştırmak, neşretmek, salmak (mesaj,<br />

haberler, dedikodular); 9) çoğaltmak; basmak, kopya etmek; üretmek, çarpmak.<br />

апыpд (апыpдтытæ) | apırd |<br />

апыpx кæнын | apırx kænın | 1) dağıtmak, dökmek, serpmek, püskürmek, püskürtmek,<br />

neşretmek, saçmak, yaymak, söylenti yaymak; 2) savurmak; taşırmak, taşımak, götürmek; 3)<br />

kırmak, yarmak, yırtmak, sımak, parçalamak, paralamak, pençelemek; yenmek, bozmak,<br />

bozguna uğratmak; 4) bitirmek; kesmek, koparmak, dermek; 5) kırıntı yapmak, ufalamak; 6)<br />

sıçratmak; 7) akıtmak; 8) yaymak, yaygınlaştırmak, neşretmek, salmak (mesaj, haberler,<br />

dedikodular); 9) çoğaltmak; basmak, kopya etmek; üretmek, çarpmak.<br />

апыpx уæвын (уын) | apırx uævın | 1) dağılmak, dağıtılmak, yayılmak, dökülmek, dökmek,<br />

saçılmak, savrulmak; patlamak, parçalanmak, paramparça olmak, paralanmak; 2)<br />

ferahlamak, aralaşmak, şenelmek, kaybolmak, taşırılmak; 3) yaralanmak, sınmak; kırmak,<br />

kırılmak, yarmak, yarılmak; 4) bitirilmek, yırtılmak, kesilmek, kopmak; 5) ufalanmak; 6)<br />

sıçratılmak, püskürtülmek; 7) yayılmak, yaygınlaşmak, dökülmek, akmak; 8) duyum uzatmak,<br />

söylenti uzatmak, dolaşmak, genişlemek, sirayet etmek, istila etmek, şenelmek (işitme,<br />

dedikodu); 9) çoğaltılmak, çoğaltmak, üretmek; basmak, kopya etmek; çarpmak.<br />

апыpxытæ кæнын | apırxıtæ kænın | 1) dağıtmak, darmadağın etmek, paçavraya çevirmek,<br />

parçalamak, parçalara yırtmak; 2) serpmek, saçmak, serpiştirmek; 3) dökmek; 4) kırmak,<br />

ezilmek.<br />

апыc-пыc кæнын | apış-pış kænın | pışpışlamak; tıslamak. пошипеть; зашипеть<br />

апыскъуылтæ кæнын | apışkhuıltæ kænın | gözyaşı, yırtmak, kopmak, hızla ilerlemek,<br />

paldır küldür gitmek.<br />

апыxцыл кæнын | apıxsıl kænın | karıştırtmak, kırıştırmak, darmadağın etmek,<br />

karmakarışık etmek.<br />

апыxцыл уæвын (уын) | apıxsıl uævın | kırıştırılmak, yukarıya dikleşmek, darmadağın<br />

olmak, karmakarışık olmak.<br />

aпъа кæнын, aбa кæнын | apha kænın, aba kænın | öpmek.<br />

aпъæгъгъæcт кæнын | aphæğğæşt kænın | saçmak, sıçratmak, püskürmek, serpmek,<br />

dağıtmak, fışkırmak.<br />

aпъæp-пъæp кæнын | aphær-phær kænın | 1) parçalanmak, yırtılmak; yarılmak; patlamak,<br />

kesilmek, kopmak, bitirilmek, parçalanmak, param parça olmak, lime lime olmak (giysi); 2)<br />

sohbet etmek, sohbetle zaman harcamak, laklakla etmek, çene çalmak, çeneye dalmak,<br />

konuşmak, laflamak, sallamak, çalkalamak, cırıldamak, cırlamak.<br />

aпъæpa кæнын | aphæra kænın | fazla yoğun yapmak, çok yoğun yapmak; yoğunlaşmak,<br />

koyulaştırmak, kalınlaştırmak, teksif etmek, koyulaştırmak, yoğunlaştırmak, teksif etmek,<br />

pıhtılaştırmak.<br />

aпъæpa уæвын (уын) | aphæra uævın | fazla yoğun olmak, çok kalın olmak; yoğunlaşmak,<br />

yoğunlaştırılmak, koyulaşmak, kalınlaşmak, ağdalanmak, tekâsüf etmek, pıhtılaşmak, yoğsak.<br />

aпъæpтт кæнын | aphærtt kænın | 1) çatlamak, çaplatılmak, çıtırdamak, kopmak, atmak,<br />

yırtılmak; patlamak, patlatmak, patlatılmak, parçalanmak, bitirilmek; deşilmek; yarılmak; 2)<br />

214

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!