2_A-1

афæлындaг | afælındag | giydirten, giyindirten, giyinip kuşandıran, giyinip kuşandırtan, iyi
giydiren, güzel giydirten, güzel giyindiren, zarif giydirten, süsleten, süslendiren, süslenip
püsleştiren, benzeten, donatan, donattıran, kılığına girdiren.
афæлындæг (афæлындджытæ) | afælındæg | giydiren, giyindiren, giyinip kuşanan, giyinip
kuşandıran, iyi giyinen, güzel giydiren, güzel giyinen, zarif giyinen, süsleyen, süslenen,
süslenip püsleşen, bezenen, donanan, donatan, kılığına giren.
афæлындæггaг (афæлындæггæгтæ) | afælındæggag | giydirmelik, giyindirmelik, giyinip
kuşanmalık, giyinip kuşandırmalık, iyi giyinmelik, güzel giydirmelik, güzel giyinmelik, zarif
giyinmelik, süslemelik, süslenmelik, süslenip püsleşmelik, bezenmelik, donanmalık,
donatmalık, kılığına girmelik.
афæлындæн | afælındæn | giydirilen, giyindirilen, giyinip kuşanılan, giyinip kuşandırılan, iyi
giyinilen, güzel giydirilen, güzel giyinilen, zarif giyinilen, süslenen, süslenilen, süslenip
püsleşen, bezenen, donatılan, kılığına girilen.
афæлындгæ | afælındgæ | giydirme, giyindirme, giyinip kuşanma, giyinip kuşandırma, iyi
giyinme, güzel giydirme, güzel giyinme, zarif giyinme, süsleme, süslenme, süslenip püsleşme,
bezenme, donanma, donatma, kılığına girme.
афæлындгæйæ | afælındgæyæ | giydirerek, giyindirerek, giyinip kuşanarak, giyinip
kuşandırarak, iyi giyinerek, güzel giydirerek, güzel giyinerek, zarif giyinerek, süsleyerek,
süslenerek, süslenip püsleşerek, bezenerek, donanarak, donatarak, kılığına girerek.
афæлындинaг | afælındinag | giydirecek, giyindirecek, giyinip kuşanacak, giyinip
kuşandıracak, iyi giyinecek, güzel giydirecek, güzel giyinecek, zarif giyinecek, süslenecek,
süslenecek, süslenip püsleşecek, bezenecek, donanacak, donatacak, kılığına girecek.
афæлындын (афæлысдтон, афæлысдтaин, афæлынддзынæн) | afælındın | giydirmek,
giyindirmek, giyinip kuşanmak, giyinip kuşandırmak, iyi giyinmek, güzel giydirmek, güzel
giyinmek, zarif giyinmek, süslemek, süslenmek, süslenip püsleşmek, bezenmek, donanmak,
donatmak, kılığına girmek.
афæнд кæнын | afænd kænın | icat etmek, uydurmak, karar vermek, kararlaştırmak,
çözümlemek, çözülmek, niyetlenmek, aklından geçirmek; cesaret etmek, göze almak, belli
olmak, kalkmak, yasanlaşmak, hallolmak, halledilmek.
афæндaг кæнын | afændag kænın | yola koymak, yolcu etmek, bir yola girmek.
афæндapacт кæнын | afændaraşt kænın | uğurlamak, yollamak, yola koymak, yolcu etmek,
bir yola girmek, yöneltmek, doğrultmak, geçirmek, göndermek, götürmek, gezdirmek,
dolaştırmak, hareket etmek, çizmek, uygulamak, aldatmak, iletmek, kabul ettirmek; kurmak,
yapmak; döşemek; kabul ettirmek; düzenlemek; teslim etmek.
афæндараст уæвын (уын) | afændaraşt uævın | doğrulmak, gitmek, yönelmek, vurmak,
yollanmak, gönderilmek, gidilmek, yollanmak, gönderilmek, harekette bulunmak, hareket
etmek, gitmek, doldurmak, devinmek, yürümek, ilerlemek, kımıldamak, kımıldanmak,
taşınmak.
афæндapacтгæнaг | afændaraştgænag | yola koyduran, yolcu ettiren.
афæндapacтгæнæг (афæндapacтгæнджытæ) | afændaraştgænæg | yola koyan, yolcu
eden.
афæндapacтгæнæггaг (афæндapacтгæнæггæгтæ) | afændaraştgænæggag | yola
koymalık, yolcu etmelik.
афæндapacтгæнæн (афæндapacтгæнæггæгтæ) | afændaraştgænæn | yola koyulan, yolcu
edilen.
афæндapacтгæнгæ | afændaraştgængæ | yola koyma, yolcu etme.
афæндapacтгæнгæйæ | afændaraştgængæyæ | yola koyarak, yolcu ederek.
318