10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

акæстытæ кæнын | akæştıtæ kænın | göz atmak, gözden geçirmek, incelemek, araştırmak,<br />

bakınmak, bölümleri incelemek için arkaya bakmak, arkaya bakınmalar yapmak, aramak,<br />

yoklamak, kenarlarından bakmak.<br />

акæсын (акастæн, акастaин, акæсдзынæн) | akæşın | 1) bakmak, bakınmak, bakış atmak,<br />

görmek, gözetmek, izlemek, seyretmek, muayene etmek, örnek almak; фæстæмæ акæсын<br />

| fæştmæ akæşın | arkaya bakmak, geriye bakış atmak; 2) okumak, incelemek, aramak,<br />

yoklamak; saymak, hürmet göstermek, saygısı olmak, ikram etmek, hayran olmak, söylemek,<br />

sözle prova etmek, tercih etmek, yeğlemek, seçmek.<br />

акæуаг | akæuag | ağlatan, sızlatan, sızlatılan.<br />

акæуæг (акæуджытæ) | akæuæg | ağlayan, sızlayan, sızlanan.<br />

акæуæггаг (акæуæггæгтæ) | akæuæggag | ağlamalık, sızlamalık, sızlanmalık.<br />

акæуæн | akæuæn | ağlanan, sızlanan, sızlanılan.<br />

акæугæ | akæugæ | ağlama, sızlama, sızlanma.<br />

акæугæйæ | akæugæyæ | ağlayarak, sızlayarak, sızlanarak.<br />

акæуинaг (акæуинæгтæ) | akæuinag | ağlanacak, sızlanacak, sızlanılacak.<br />

акæуын (акуыдтон, акуыдтaин, акæудзынæн, акæут) | akæuın | ağlamak, sızlamak,<br />

sızlanmak.<br />

акварель [(-лы, -лæн, -льмæ, -льтæ) (доны тад ахорæнтæй ныв)+ | akvaryelh (donı tad<br />

axoræntæy nıv) | akvarel, ebru, ebru sanatı, suda renkli resim sanatı, suluboya, suluboya<br />

resim; акварелы ахорæнтæ | akvaryelı axoræntæ | ebru boyaları, suluboya; акварелæй<br />

конд портрет | akvaryelæy kond portyet | ebru ile yapılan portre resmi, suluboya portre.<br />

акварелон | akvaryelon | akvarel, ebru, ebru sanatı, suda renkli resim sanatı, suluboya,<br />

suluboya resim.<br />

аквариум | akvarium | akvaryum.<br />

акис | akiş |<br />

аккаг | akkag | 1) layık, yakışık, değer, değerli, seviyeli, kıymetli, doğru, saygın, şerefli, hak<br />

edilen, şayan, şanlı, vakur, istihale, vecih, denk; yakışma, yakıştırma; аккаг дзуапп раттын |<br />

akkag zuapp ratın | layık cevabı vermek, seviyeli bir cevap vermek; 2) uygun, uygun düşen,<br />

işe uygun, uygun olma, uyar, uyarlı, gereken, gerekli, lazım gelen, elverişli, münasip,<br />

münasebetli, elzem, zaruri, icap eden, yakışıklı, düzenleşik; 3) terbiyeli, edepli; zararsız,<br />

ziyansız; 4) haklı, hak etme, hak edilmiş; emektar; аккаг уайдзæф | akkag uayzæf | haklı<br />

azarlama, hak edilmiş azar, yakışır iğnelemeli söz; 5) mütenasip, muvafık, mutabık, ayırma,<br />

cedir, erzan; аккаг ми | akkag mi | mütenasip iş, yakışır davranış.<br />

аккаг кæнын | akkag kænın | 1) değer görmek, değer görülmek, layık görmek, layık kabul<br />

etmek, layık düşünmek; yakıştırmak, onaylamak, onay vermek, denk görmek, taltif etmek,<br />

hak etmek, nail olmak, hükmen vermek; премийы аккаг скæнын | pryemiyı akkag şkænın<br />

| ödüllendirmek, prime onay vermek, primle taltif etmek; primi hak etmek; дзуаппы аккаг<br />

скæнын | zuappı akkag şkænın | cevap vermeye değer bulmak, cevap vermeye tenezzül<br />

etmek, cevabı hükmen vermek; 2) müsaade etmek, izin vermek, cevaz vermek, mümkün<br />

kılmak; 3) armağan vermek, armağan etmek, hediye etmek, bağışlamak, hibe etmek, vermek,<br />

sunmak, anlatmak, açıklamak.<br />

аккаг уæвын (уын) | akkag uævın | 1) yakışık olmak, layık olmak, hak etmek, haklamak,<br />

değmek, kazanmak; 2) denk olmak, uymak, uygun olmak, uygun düşmek, uyarlaşmak,<br />

kaldırmak, tutmak, tekabül etmek; 3) onay vermek, onaylamak, cezalandırmak.<br />

аккаггæнинaг (аккаггæнинæгтæ) | akkaggæninag | yakıştıracak, layık görecek, layık kabul<br />

edecek, layık düşünecek, değer görecek, değer görülecek; onaylanacak, onay verecek, denk<br />

görecek, taltif edecek, hak edecek, nail olacak, hükmen verecek; müsaade edecek, izin<br />

129

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!