айсæфæн | ayşæfæn | yitilen, yitirilen, kaybolunan, kayıp olunan, kayıp edilen, mahvolunan, sır olunan, saklanılan, gizlenilen, kaçınan, kapanan, yatılan; berbat edilen, içine edilen. айсæфгæ | ayşæfgæ | yitme, yitirme, kaybolma, kayıp olma, kayıp etme, mahvolma, sır olma, saklanma, gizlenme, kaçma, kapanma, yatma; berbat etme, içine etme. айсæфгæйæ | ayşæfgæyæ | yiterek, yitirerek, kaybolarak, kayıp olarak, kayıp ederek, mahvolarak, sır olarak, saklanarak, gizlenerek, kaçarak, kapanarak, yatarak; berbat ederek, içine ederek. айсæфинaг (aйсæфинæгтæ) | ayşæfinag | yitecek, yitirecek, kaybolacak, kayıp olacak, kayıp edecek, mahvolacak, sır olacak, saklanacak, gizlenecek, kaçacak, kapanacak, yatacak; berbat edecek, içine edecek. айсæфт (aйсæфтытæ) | ayşæft | yitmiş, yitirmiş, kaybolmuş, kayıp olmuş, kayıp etmiş, mahvolmuş, sır olmuş, saklanmış, gizlenmiş, kaçmış, kapanmış, yatmış; berbat etmiş, içine etmiş. айсæфын (айсæфтæн, айсæфтaин, айсæфдзынæн) | ayşæfın | yitmek, yitirmek, kaybolmak, kayıp olmak, kayıp etmek, mahvolmak, sır olmak, saklanmak, gizlenmek, kaçmak, kapanmak, yatmak; berbat etmek, içine etmek. айсберг | ayşbærg | buzdağı, aysberg. айсгæйæ | ayşgæyæ | 1) alarak, eline alarak, zorla alarak, geri alarak, ameliyatla alarak, elde ederek, edinerek, ele geçirerek, tutarak, başlayarak, sarılarak, girişerek, temizleyerek; kaldırarak, toplayarak, saklayarak, yerleştirerek, çıkararak, hareket ederek, zapt ederek; tutuklayarak, yakalayarak; 2) kabul ederek, teslim alarak, devralarak; 3) indirerek, sökerek, kaldırarak, soyarak; çekerek, resim çekerek, içine çekerek; kiralayarak; 4) seçerek, eleyerek, beğenerek, keserek, nezrederek; 5) emerek, emilerek, soğurarak, yutarak, yudumlayarak, dalarak, nez hâl ederek; 6) sürerek, yakalayarak, kaparak; 7) maruz kalarak, taşıyarak, getirerek, götürerek, sürükleyerek, kokusu gelerek, görerek, yumurtlayarak; 8) sanarak, benzeterek, fekkederek. айсинaг (айсинæгтæ) | ayşinag | 1) alacak, alınacak, eline alacak, zorla alacak, geri alacak, ameliyatla alacak, yanına alınacak, elde edecek, edinecek, ele geçirecek, tutacak, başlanacak, sarılacak, girişecek, temizlenecek; kaldıracak, kaldırılacak; toplanacak, saklanacak, yerleştirecek, çıkaracak, hareket edecek, zapt edecek; tutuklanacak, yakalanacak, tutsak edilecek; 2) kabul edecek, teslim alacak, devralacak; 3) indirecek, sökecek, kaldıracak, soyacak; çekecek, resim çekecek, içine çekecek; kiralanacak; 4) seçecek, elenecek, beğenecek, kesecek, nezredecek; 5) emecek, emilecek, soğuracak, yutacak, yudumlanacak, dalacak, nez hâl edecek; 6) sürecek, yakalanacak, kapacak; 7) maruz kalacak, taşınacak, getirecek, götürecek, sürüklenecek, kokusu gelecek, görecek, yumurtlatacak; 8) sanacak, benzetecek, fekkedecek. айсор | аyşor | buzdağı, aysberg. 1. айсор; 2. айсорский. айсораг (айсорæгтæ) | аyşorаg | айст (айстытæ) | ayşt | 1) hareket, devim, devinim, ilerleme; trafik, gidişgeliş, yürüyüş, kımıldanma, seyrüsefer; düzenli hareket; къахы айст | khaxı ayşt | yürüyüş; ayak hareketi, adım; 2) emme, yutma, emilme, yudumlama, çekilme, alınan, oldu, tamam; энергийы айст | enyergiyı ayşt | enerji emme, enerji hareketi. айсын (айстон, айстaин, айсдзынæн) | ayşın | 1) almak, eline almak, elde etmek, edinmek, tutmak, başlamak, sarılmak, girişmek, temizlemek; kaldırmak, toplamak, saklamak, yerleştirmek, çıkarmak, hareket etmek, ele geçirmek, zapt etmek; tutuklamak, yakalamak; чингуытæ ардыгæй айс | çinguıtæ ardıgæy ayş | kitapları buradan al; 2) kabul etmek, 114
teslim almak, devralmak; 3) indirmek, çıkarmak, sökmek, kaldırmak, soymak; çekmek, resim çekmek; kiralamak; 4) seçmek, zorla almak, ameliyatla almak, kesmek, geri almak, beğenmek, elemek, nezretmek; 5) sürmek, emmek, emilmek, soğurmak, yutmak, yudumlamak, dalmak, içine çekmek, nez hâl etmek, fekketmek; куыст бирæ рæстæг аиста | kuışt biræ ræştæg ayşta | çalışma çok zaman aldı, iş uzun zaman sürdü; 6) yakalamak, kapmak; 7) maruz kalmak, taşımak, getirmek, götürmek, sürüklemek, kokusu gelmek, görmek, yumurtlamak; 8) yemek, sanmak, benzetmek; чиныг чи айста? | çinıg çi ayşta? | kitabı kim kaptı? дзырд айсын | zırd ayşın | konuşmayı kesmek; lafı kesmek, lafını almak, söz almak; искæйы дæ разæй айсын | işkæyı dæ rajæy ayşın | birisini öne sürmek, birini yanında taşımak. айсысаг | ayşışag | buharlaştıran, buharlaştırman, uçurtan, köpürten, taştırtan, genişleten, tebahhur ettiren. айсысæг (айсджытæ) | ayşışæg | buharlaşan, buharlaştıran, uçan, köpüren, taşan, genişleyen, tebahhur eden. айсысæн | ayşışæn | buharlatılan, buharlaştırılan, uçulan, köpürtülen, taşan, genişlenen, tebahhur edilen. айсысгæ | ayşışgæ | buharlaşma, buharlaştırma, uçma, köpürme, taşma, genişleme, tebahhur etme. айсысгæйæ | ayşışgæyæ | buharlaşarak, buharlaştırarak, uçarak, köpürerek, taşarak, genişleyerek, tebahhur ederek. айсысинaг (айсысинæгтæ) | ayşışinag | buharlaşacak, buharlaştıracak, uçacak, köpürecek, taşacak, genişlenecek, tebahhur edecek. айсысын [айсыст (-и, -ис), айсыстaид, айсысдзæн (-и, -ис)] | ayşışın | buharlaşmak, buharlaştırmak, uçmak, köpürmek, taşmak, genişlemek, tebahhur etmek. айтaу-айтaу кæнын | aytau-aytau kænın | 1) sık sık serpmek, serpiştirmek, yaymak, yayılmak, sermek; 2) ekmek, elemek; 3) asmak, dışarı asmak, asarak idam etmek, tartmak, sermek, ipe sermek, iliştirmek; dallanmak, budaklanmak; 4) geliştirmek, döndürmek, açılmak, açmak; kurmak, teşkil etmek. айтaуаг | aytauag | 1) serptiren, serpiştirten, yaydıran, yaydırtan, serdirten; 2) ektirten, eleten; 3) astırtan, dışarı astırtan, asarak idam ettirten, tartan, ipe serdirten, iliştirten; dallatan, budaklanan; 4) geliştirten, döndürten, açtırtan, açtıran; kurduran, teşkil ettirten. айтaуæг (айтaуджытæ) | aytauæg | 1) serpen, serpişen, yayan, yayılan, seren; 2) eken, eleyen; 3) asan, dışarı asan, asarak idam eden, tartan, ipe seren, ilişen; dallayan, budaklanan; 4) gelişen, döndüren, açılan, açan; kuran, teşkil eden. айтaуæггаг (айтaуæггæгтæ) | aytauæggag | 1) serpmelik, serpiştirmelik, yaymalık, yayılmalık, sermelik; 2) ekmelik, elemelik; 3) asmalık, dışarı asmalık, asarak idam etmelik, tartmalık, ipe sermelik, iliştirmelik; dallanmalık, budaklanmalık; 4) geliştirmelik, döndürmelik, açılmalık, açmalık; kurmalık, teşkil etmelik. айтaуæн | aytauæn | 1) serpilen, serpiştirilen, yayılan, yayılan, serilen; 2) ekilen, elenen; 3) asılan, dışarı asılan, asarak idam edilen, tartılan, ipe serilen, iliştirilen; dallanılan, budaklanılan; 4) geliştirilen, döndürülen, açılan; kurulan, teşkil edilen. айтaугæ | aytaugæ | 1) serpme, serpiştirme, yayma, yayılma, serme; 2) ekme, eleme; 3) asma, dışarı asma, asarak idam etme, tartma, ipe serme, iliştirme; dallanma, budaklanma; 4) geliştirme, döndürme, açılma, açma; kurma, teşkil etme. айтaугæйæ | aytaugæyæ | 1) serperek, serpiştirerek, yayarak, yayılarak, sererek; 2) ekerek, eleyerek; 3) asarak, dışarı asarak, asarak idam ederek, tartarak, ipe sererek, iliştirerek; 115
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64: aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66: адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68: адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70: адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72: yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74: азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76: çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78: аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80: döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82: ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84: aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86: geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88: aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90: азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92: аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94: olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96: duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98: edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100: аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102: aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104: uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106: geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108: айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110: айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112: айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113: soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 117 and 118: айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120: айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122: айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124: saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126: акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128: alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130: акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132: аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134: акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a