Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
aбалцгæнæг (абалцгæнджытæ) | abalsgænæg | yolcu eden, yolcu olan, seyahat eden,<br />
seyahate çıkan, gezen, turistlik seyahat çıkan, turistik gezi yapan; абалцгæнæг сæ нæ фæци<br />
| abalsgænæg şæ næ fæsi | yolcu edecek hiç kimseleri yoktu.<br />
абалц кæнын | abals kænın | yollamak, yolcu etmek, seyahat ettirmek, gezdirmek, turistlik<br />
seyahat ettirmek, seyahate çıkarmak, turistik gezi yaptırmak.<br />
абалц уæвын (уын) | abals uævın | yolcu olmak, seyahat etmek, seyahate çıkmak, gezmek,<br />
turistlik seyahat çıkmak, turistik gezi yapmak.<br />
aбалцгæнæггaг | abalsgænæggag | yolcu edilmelik, yolcu olmalık, seyahatlik, seyahat<br />
etmelik, seyahate çıkmalık, gezilik, gezmelik, turistlik seyahat çıkmalık, turistik gezi yapmalık.<br />
aбалцгæнæн | abalsgænæn | yolcu edilen, yolcu olunan, seyahat edilen, seyahate çıkılan,<br />
gezilen, turistlik seyahat çıkılan, turistik gezi yapılan.<br />
aбалцгæнгæ | abalsgængæ | yolcu etme, yolcu olma, seyahat etme, seyahate çıkma,<br />
gezme, turistlik seyahat çıkma, turistik gezi yapma.<br />
aбалцгæнгæйæ | abalsgængæyæ | yolcu ederek, yolcu olarak, seyahat ederek, seyahate<br />
çıkarak, gezerek, turistlik seyahat çıkarak, turistik gezi yaparak.<br />
aбалцгæнинaг | abalsgæninag | yolcu edilecek, yolcu olacak, seyahat edecek, seyahate<br />
çıkacak, gezecek, turistlik seyahat çıkacak, turistik gezi yapacak.<br />
абана | abana | hamam, küvet, banyo, kaplıca, havuz.<br />
абанайыxуызæн | abanayıxuıjæn | hamam gibi, sauna gibi; banyoda olduğu gibi; hamam<br />
gibi, sauna gibi; абанайыхуызæн уат | abanayıxuıjæn uat | hamam gibi oda, sauna gibi<br />
oda.<br />
абанагæс | abanagæş | hamamcı, hamam görevlisi, banyo görevlisi, tellak, kaplıca görevlisi,<br />
havuz görevlisi.<br />
абаp кæнын | abar kænın | görevlendirmek, memur etmek, yüklemek, havale etmek,<br />
göçermek, ısmarlamak, emanet etmek, üstenmek; bırakmak, tavzif etmek, tevdi etmek.<br />
абаp-абаp кæнын | abar-abar kænın | yüklemek, havale etmek, bırakmak, memur etmek,<br />
görevlendirmek, tavzif etmek, tevdi etmek, emanet etmek.<br />
aбаpаг | abarag | 1) tarttıran, ölçtüren, ölçü aldıran, ölçümleten, ölçüye vurduran, gezleten,<br />
prova yaptıran, giydiren; deneten; kantarlatan, endazeye vurduran, çektiren, vezneden; 2)<br />
doğrulatan, kıyaslatan; karşılaştıran, arşınlatan, aslı ile denettiren; 3) özümleten, mukayese<br />
ettiren, benzeten, eşitleten, denkleten, yerle bir ettiren.<br />
aбаpæг (абаpджытæ) | abaræg | 1) tartan, ölçen, ölçü alan, ölçümleyen, ölçüye vuran,<br />
gezleyen, prova yapan, giyen; deneyen; kantarlayan, endazeye vuran, çeken, vezneden; 2)<br />
doğrulayan, kıyaslayan; karşılaştıran, arşınlayan, aslı ile deneten; 3) özümleyen, mukayese<br />
eden, benzeyen, eşitleyen, denkleyen, yerle bir eden.<br />
aбаpæггaг (абаpæггæгтæ) | abaræggag | 1) ölçmelik, ölçü almalık, ölçümlemelik, ölçüye<br />
vurmalık, gezlemelik, prova yapmalık, giymelik; denemelik; tartmalık, kantarlamalık,<br />
endazeye vurmalık, çekmelik, veznetmelik; 2) doğrulamalık, kıyaslamalık; karşılaştırmalık,<br />
arşınlamalık, aslı ile denettirmelik; 3) özümlemelik, mukayese etmelik, benzetmelik,<br />
eşitlemelik, denklemelik, yerle bir etmelik.<br />
aбаpæн | abaræn| 1) ölçülen, ölçü alınan, ölçümlenen, ölçüye vurulan, gezlenen, prova<br />
yapılan, giyilen; denenen; tartılan, kantarlanan, endazeye vurulan, çekilen, veznedilen; 2)<br />
doğrulanan, kıyaslanan; karşılaştırılan, arşınlanan, aslı ile denettirilen; 3) özümlenen,<br />
mukayese edilen, benzetilen, eşitlenilen, denklenilen, yerle bir edilen.<br />
абаpгæ | abargæ | 1) ölçme, ölçü alma, ölçmeli, ölçümleme, ölçüye vurma, gezleme, prova<br />
yapma, giyme; deneme; tartma, kantarlama, endazeye vurma, çekme, veznetme; 2)<br />
doğrulama, kıyaslama; karşılaştırma, karşılaştırmalı, mukayeseli, arşınlama, aslı ile<br />
17