10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

serzeniş etmek, canını sıkmak, acı vermek, üzmek; suçlamak, suç işlemek, ayıplamak,<br />

giydirmek, darılmak; gücenmek, alınmak, incinmek, küsmek, içerlemek, darılmak, alçalmak,<br />

tan etmek, fiskelemek, kederlenmek, hayıflanmak, gamlanmak, üzülmek; 2) cezalandırmak,<br />

caza vermek, nasihat vermek, öğütlemek, öğüt vermek; cezalandırılmak, azarlanmak.<br />

афxæpындзинад | afxærınzinad | 1) cezalandırılmalık, cezalık, tecziyelik, tenkillik; 2)<br />

hakaretlilik, hakaretlik, azarlık, azarlanmalık; 3) zulümlük, zulümlülük, ezmelik, ezmelilik,<br />

mazlumluk, üzüntülük, baskılık, sömürülük, mekslik.<br />

афыдæбoн кæнын | afıdæbon kænın | 1) zahmete girmek, zahmet etmek, çekmek, zahmet<br />

çekmek, ıstırap çekmek, eziyet çekmek; çalışmak, emek vermek, lütfedip çalışmak; başkasının<br />

yararına yapmak; 2) zarar etmek, zarar görmek.<br />

афыдæбoнгæнaг | afıdæbongænag | zahmete sokan, zahmet ettiren, çektiren, zahmet<br />

çektiren, ıstırap çektiren, eziyet çektiren; çalıştıran, emek verdiren; başkasının yararına<br />

yaptıran.<br />

афыдæбoнгæнæг (афыдæбoнгæнджытæ) | afıdæbongænæg | zahmete giren, zahmet<br />

eden, çeken, zahmet çeken, ıstırap çeken, eziyet çeken; çalışan, emek veren; başkasının<br />

yararına yapan.<br />

афыдæбoнгæнæггaг (афыдæбoнгæнæггæгтæ) | afıdæbongænæggag | zahmete girmelik,<br />

zahmet etmelik, çekmelik, zahmet çekmelik, ıstırap çekmelik, eziyet çekmelik; çalışmalık,<br />

emek vermelik; başkasının yararına yapmalık.<br />

афыдæбoнгæнæн | afıdæbongænæn | zahmete girilen, zahmet edilen, çekilen, zahmet<br />

çekilen, ıstırap çekilen, eziyet çekilen; çalışılan, emek verilen; başkasının yararına yapılan.<br />

афыдæбoнгæнгæ | afıdæbongængæ | zahmete girme, zahmet etme, çekme, zahmet<br />

çekme, ıstırap çekme, eziyet çekme; çalışma, emek verme; başkasının yararına yapma.<br />

афыдæбoнгæнгæйæ | afıdæbongængæyæ | zahmete girerek, zahmet ederek, çekerek,<br />

zahmet çekerek, ıstırap çekerek, eziyet çekerek; çalışarak, emek vererek; başkasının yararına<br />

yaparak.<br />

афыдæбoнгæнинaг (афыдæбoнгæнинæгтæ) | afıdæbongæninag | zahmete girecek,<br />

zahmet edecek, çekecek, zahmet çekecek, ıstırap çekecek, eziyet çekecek; çalışacak, emek<br />

verecek; başkasının yararına yapacak.<br />

афыдæx yæвын (yын) | afıdæx uævın | nefret dolu olmak, nefret edilmek, nezaketsiz<br />

olmak.<br />

афыдyaг кæнын | afıduag kænın | 1) yüz vermek, şımartmak, şımarık yapmak; yaramazlık<br />

yapmak, kapris yapmak, itaat etmemek; 2) zıplamak, hoplamak, bozmak.<br />

афыдyaг yæвын (yын) | afıduag uævın | yaramaz olmak, neşeli olmak, acayip olmak, söz<br />

dinlemez olmak, yaramaz olmak, kaprisli olmak, itaatsiz olmak.<br />

афылдæр кæнын | afıldær kænın | çoğaltmak, artırmak, üretmek, büyütmek, büyültmek,<br />

yükseltmek.<br />

афылдæр yæвын (yын) | afıldær uævın | çoğalmak, çoğaltılmak, artmak, artırılmak,<br />

üremek, üretilmek, fazlalaşmak, genişletmek, yükselmek, çarpılmak.<br />

афынæй кæнын | afınæy kænın | uyutmak, uykuya dalmak, uyuşturmak, yatırmak,<br />

körletmek.<br />

афынæй yæвын (yын) | afınæy uævın | uyumak, uyuklamak, uykuya dalmak, yatmak,<br />

pineklemek, doldurmak, örtmek, koymak, ımızganmak, içi geçmek, kestirmek, şekerleme<br />

yapmak.<br />

афынæйгæнaг | afınæygænag | uyutan, uykuya daldıran, uyuşturtan, uyuşturan, yatıran,<br />

yatırtan, körleten.<br />

афынæйгæнæг (афынæйгæнджытæ) | afınæygænæg | uyuyan, uykuya dalan, uyuşan,<br />

329

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!