2_A-1

ilerlenecek, kımıldanacak, ayrılacak, bırakacak, terk edecek, çekilecek, kaçacak, kurtulacak; 2)
yakayı kurtaracak, yer değiştirecek, yerini değiştirecek, başka yere geçecek, hareket edecek,
harekete geçecek, faaliyete geçecek; bir yerden hareket edecek.
аккуырcын (аккуырcтон, аккуырcтaин, аккуырcдзынæн) | akkuırşın | 1) dolaşmak,
devinmek, canlanmak, gitmek, yürümek, ilerlemek, kımıldamak, kımıldanmak, ayrılmak,
bırakmak, terk etmek, çekilmek, kaçmak, kurtulmak; 2) yakayı kurtarmak, yer değiştirmek,
yerini değiştirmek, başka yere geçmek, hareket etmek, harekete geçmek, faaliyete geçmek;
bir yerden hareket etmek.
акoй кæнын | akoy kænın | söz etmek, sözünü etmek, bahsetmek, bahsini etmek, söylenti
yaymak, söylenti yapmak, duyumu etrafa söylemek.
акoйгæнаг | akoygænag | söz ettiren, sözünü ettiren, bahsettiren, bahsini ettiren, söylenti
yaydıran, söylenti yaptıran, duyumu etrafa söyleten.
акoйгæнæг (акoйгæнджытæ) | akoygænæg | sözü edilen, söz edilen, bahsi edilen, bahsi
olan, söylentisi yayılan, söylenti olan, duyumu etrafa söylenen.
акoйгæнæггаг (акoйгæнæггæгтæ) | akoygænæggag | söz etmelik, sözünü etmelik,
bahsetmelik, bahsini etmelik, söylenti yaymalık, söylenti yapmalık, duyumu etrafa
söylemelik.
акoйгæнæн | akoygænæn | söz edilen, sözü edilen, bahsedilen, bahsi edilen, söylentisi
yayılan, söylenti yapılan, duyumu etrafa söylenen.
акoйгæнгæ | akoygængæ | söz etme, sözünü etme, bahsetme, bahsini etme, söylenti
yayma, söylenti yapma, duyumu etrafa söyleme.
акoйгæнгæйæ | akoygængæyæ | söz ederek, sözünü ederek, bahsederek, bahsini ederek,
söylenti yayarak, söylenti yaparak, duyumu etrafa söyleyerek.
акoйгæнинaг (акoйгæнинæгтæ) | akoygæninag | söz edecek, sözünü edecek, bahsedecek,
bahsini edecek, söylenti yayacak, söylenti yapacak, duyumu etrafa söylenecek.
акоймаг (акoймæгтæ) | akoymag | sakin, oturan, bu koyağın sakini, vadinin ikamet edeni.
акомаг | akomag |1) kabul ettiren, gitmeği kabul ettiren; razı ettiren, gitmeğe razı ettiren;
isteyen, arzu ettiren; boyun büktüren, taviz verdiren; 2) uyduran, sözü dinlenen, emre
uyduran, emrinde olan, boyun eğdiren, itaat ettiren, tabi yapan, pes dedirten; bıraktıran,
terk ettiren, teslim ettiren, vazgeçirten, ödün verdirten, ödünleten, esleten.
акомæг (акoмджытæ) | akomæg | 1) kabul eden, gitmeği kabul eden; razı olan, gitmeğe
razı olan; isteyen, arzu eden; boyun büken, taviz veren; 2) uyan, söz dinleyen, emre uyan,
emrinde olan, boyun eğen, itaat eden, tabi olan, pes diyen; bırakan, terk eden, teslim eden,
vazgeçen, ödün veren, ödünleyen, esleyen.
акомæггаг | akomæggag |1) kabul etmelik, gitmeği kabul etmelik; razı olmalık, gitmeğe razı
olmalık; istemelik, arzu etmelik; boyun bükmelik, taviz vermelik; 2) uymalık, söz dinlemelik,
emre uymalık, emrinde olmalık, boyu eğmelik, itaat etmelik, tabi olmalık, pes demelik;
bırakmalık, terk etmelik, teslim etmelik, vazgeçmelik, ödün vermelik, ödünlemelik, eslemelik.
акомæн | akomæn |1) kabul edilen, gitmeği kabul edilen; razı olunan, gitmeğe razı olunan;
istenen, arzu edilen; boyun bükülen, taviz verilen; 2) uyulan, söz dinlenen, emre uyulan,
emrinde olunan, boyu eğilen, itaat edilen, tabi olunan, pes denilen; bırakılan, terk edilen,
teslim edilen, vazgeçilen, ödün verilen, ödünlenen, eslenen.
акомгæ | akomgæ |1) kabul etme, gitmeği kabul etme; razı olma, gitmeğe razı olma;
isteme, arzu etme; boyun bükme,taviz verme; 2) uyma, söz dinleme, emre uyma, emrinde
olma, boyu eğme, itaat etme, tabi olma, pes deme; bırakma, terk etme, teslim etme,
vazgeçme, ödün verme, ödünleme, esleme.
132