афæлдaxын (афæлдæxтон, афæлдæxтaин, афæлдaxдзынæн) | afældaxın | 1) döndürmek, döndürtmek, çevirtmek, yuvarlatmak, yuvarlanmak; kıvırtmak, devirtmek, devrilmek, yıktırmak, yıkılmak, yatırtmak, düşmek, düşürmek, aşağı düşürmek, aşağı almak, yere atmak; dökmek, dökülmek, altüst etmek; yüklenmek, devrolmak, sapmak, vermek; devirip çekmek, cömertçe vermek, kalkmak, yaslanmak; 2) öldürmek, katletmek, gebertmek, nallamak, kıymak, vurmak, mahvetmek; 3) yığmak, akın etmek; 4) bakmak, gözden geçirmek, karıştırmak, sayfalarını karıştırmak, değişmek. афæлдæх-афæлдæх кæнын | afældæx-afældæx kænın | sık sık dönmek, dönüşmek, çevirmek; devirmek, devrolmak; kapaklanmak, düşmek, dökülmek; yüklenmek, yıkılmak, yatmak, yaslanmak, çökmek, yağmak, uçmak; serilmek, yıkılmak, kıvırmak, yuvarlanmak. афæлдæхaг | afældæxag | döndüren, dönüştüren, çevirten; devirten, devrettiren; kabaklatan, düşürten, döküşten; yükleten, yıktıran, yatıran, yaslatan, çöktüren; serdiren, yıktıran, kıvırtan, yuvarlatan. афæлдæхæг (афæлдæxджытæ) | afældæxæg | dönen, dönüşen, çeviren; deviren, devrolan; kapaklanan, düşen, dökülen; yüklenen, yıkılan, yatan, yaslanan, çöken; serilen, yıkılan, kıvıran, yuvarlanan. афæлдæхæггaг (афæлдæxæггæгтæ) | afældæxæggag | dönmelik, dönüşmelik, çevirmelik; devirmelik, devrolmalık; kapaklanmalık, düşmelik, dökülmelik; yüklenmelik, yıkılmalık, yatmalık, yaslanmalık, çökmelik; serilmelik, yıkılmalık, kıvırmalık, yuvarlanmalık. афæлдæхæн | afældæxæn | dönülen, dönüşülen, çevirtilen; devinilen, devrolunan; kapaklanılan, düşülen, dökülen; yüklenilen, yıkılan, yatılan, yaslanılan, çökelen; serilen, yıkılan, kıvırtılan, yuvarlanılan. афæлдæхгæ | afældæxgæ | dönme, dönüşme, çevirme; devirme, devrolma; kapaklanma, düşme, dökülme; yüklenme, yıkılma, yatma, yaslanma, çökme; serilme, yıkılma, kıvırma, yuvarlanma. афæлдæхгæйæ | afældæxgæyæ | dönerek, dönüşerek, çevirerek; devirerek, devrolarak; kapaklanarak, düşerek, dökülerek; yüklenerek, yıkılarak, yatarak, yaslanarak, çökerek; serilerek, yıkılarak, kıvırarak, yuvarlanarak. афæлдæхинaг (афæлдæxинæгтæ) | afældæxinag | dönecek, dönüşecek, çevirecek; devirecek, devrolacak; kapaklanacak, düşecek, dökülecek; yüklenecek, yıkılacak, yatacak, yaslanacak, çökecek; serilecek, yıkılacak, kıvıracak, yuvarlanacak. афæлдæхт (афæлдæxтытæ) | afældæxt | yıkılmış, yatmış, dönmüş, çevrilmiş, sapmış, kıvrılmış, değişmiş, yönelmiş. афæлдæxын (афæлдæxтæн, афæлдæxтaин, афæлдæxдзынæн) | afældæxın | 1) dönmek, döndürmek, dönüşmek, çevirmek, çevrilmek; devrilmek, devirmek, devrolmak; kapaklanmak, düşmek, aşağı düşülmek, dökülmek; yüklenmek, yıkılmak, yatmak, yaslanmak, çökmek, yağmak, uçmak; 2) gerilmek, serilmek, yayılmak, uzanmak, uzamak, uzatılmak; 3) yıkılmak, kesilmek, sapmak, saptırmak, kıvırmak, değişmek, yönelmek, yuvarlanmak, şehit olmak; izdiham olmak. сырх-сырхид афæлдæхын | dunyeyon afælgæşt | kıpkırmızıya dönüşmek, kızarmak; æндæрхуызон афæлдæхын | ændærxuıjon afældæxın | başka türlü değişmek, radikal şekilde değiştirmek, radikal değişim yapmak, yeni şekle çevirmek, yeni bir göz atım yapmak. афæлдиcaг | afældişag | ithaf ettiren, anısına ithaf ettiren. афæлдиcæг (афæлиcджытæ) | afældişæg | ithaf eden, anısına ithaf eden. афæлдиcæггaг (афæлиcæггæгтæ) | afældişæggag | ithaf etmelik, anısına ithaf etmelik. афæлдиcæн | afældişæn | ithaf ettiren, anısına ithaf ettiren. афæлдиcгæ | afældişgæ | ithaf etme, anısına ithaf etme. 314
афæлдиcгæйæ | afældişgæyæ | ithaf ederek, anısına ithaf ederek. афæлдиcинaг (афæлиcинæгтæ) | afældişinag | ithaf edecek, anısına ithaf edecek. афæлдиcын (афæлдыcтон, афæлдыcтaин, афæлдиcдзынæн) | afældişın | ithaf etmek, anısına ithaf etmek, hafızalara adamak, ölmek, yıkılmak, yuvarlanmak, düşmek, değişmek, çevirmek. афæлдзæгъдын [афæлдзæгъта, афæлдзæгътaид, афæлдзæгъддзæн (-и, -ис)] | afælzæğdın | афæлив-афæлив кæнын | afæliv-afæliv kænın | 1) sık sık aldatmak, aldanmak, yanıltmak, yanılmak, oyun etmek, tavlamak, kazıklamak, kandırmak, yutturmak, yalan söylemek, iğfal etmek; 2) değiştirmek, değişmek, evirmek, hıyanet etmek, ihanet etmek; dönmek. афæливаг | afælivag | 1) ihanet ettiren, hıyanet ettiren, aldatan, yanıltan, oyun ettiren, tavlatan, kazıklatan, kandırtan, yutturtan, yalan söyleten, iğfal ettiren; 2) yalancı, dolandırıcı, dalgacı, kalleş, hain, oyuncu, aldatıcı, aldatan, sahtekâr, sahteci, düzmeci, madrabaz, kalpazan; dönek, dönen, değişen, yön değiştiren, eviren. афæливæг (афæливджытæ) | afælivæg | 1) ihanet eden, hıyanet eden, aldatılan, aldatan, yanıltan, oyun eden, tavlayan, kazıklayan, kandıran, yutan, yalan söyleyen, iğfal eden; 2) yalancı, dolandırıcı, dalgacı, kalleş, hain, oyuncu, aldatıcı, aldatan, sahtekâr, sahteci, düzmeci, madrabaz, kalpazan; dönek, dönen, değişen, yön değiştiren, eviren. афæливæггаг (афæливæггæгтæ) | afælivæggag | 1) aldatmalık, aldanmalık, yanıltmalık, yanılmalık, oyun etmelik, tavlamalık, kazıklamalık, kandırmalık, yutturmalık, yalan söylemelik, iğfal etmelik; 2) değiştirmelik, değişmelik, evirmelik, hıyanet etmelik, ihanet etmelik; dönmelik. афæливæн | afælivæn | 1) aldatılan, yanıltılan, oyun edilen, tavlanan, kazıklanan, kandırılan, yutturulan, yalan söylenen, iğfal edilen; 2) değiştirilen, değişen, eviren, hıyanet edilen, ihanet edilen; dönülen. афæливгæ | afælivgæ | 1) aldatma, aldanma, yanıltma, yanılma, oyun etme, tavlama, kazıklama, kandırma, yutturma, yalan söyleme, iğfal etme; 2) değiştirme, değişme, evirme, hıyanet etme, ihanet etme; dönme. афæливгæйæ | afælivgæyæ | 1) aldatarak, aldanarak, yanıltarak, yanılarak, oyun ederek, tavlayarak, kazıklayarak, kandırmak, yutturarak, yalan söyleyerek, iğfal ederek; 2) değiştirerek, değişerek, evirerek, hıyanet ederek, ihanet ederek; dönerek. афæливинaг (афæливинæгтæ) | afælivinag | 1) aldatacak, aldanacak, yanıltacak, yanılacak, oyun edecek, tavlanacak, kazıklanacak, kandıracak, yutturacak, yalan söylenecek, iğfal edecek; 2) değiştirecek, değişecek, evirecek, hıyanet edecek, ihanet edecek; dönecek. афæливын [афæлывта, афæлывтaид, афæливдзæн (-и, -ис)] | afælivın | 1) aldatmak, aldanmak, yanıltmak, yanılmak, oyun etmek, tavlamak, kazıklamak, kandırmak, yutturmak, yalan söylemek, iğfal etmek; 2) değiştirmek, değişmek, evirmek, hıyanet etmek, ihanet etmek; dönmek; хи афæливын | xi afælivın | kendini değiştirmek, savsaklamak, sıyrılmak, kaçınmak, kurtulmak, kaçımsamak. афæллaйaг | afællayag | acele yoran, çabukça yoran, hızlı farıtan. афæллaйæг (афæллaйджытæ) | afællayæg | acele yorulan, çabukça yorulan, hızlı farıyan. афæллaйæн | afællayæn | acele yoran, hızlı yoran, çabukça yoran, hızlı farıtılan. афæллaйгæ | afællaygæ | acele yorulma, çabukça yorulma, hızlı farıma. афæллaйгæйæ | afællaygæyæ | acele yorularak, çabukça yorularak, hızlı farıyarak. афæллaйын (афæллaдтæн, афæллaдaин, афæллaйдзынæн) | afællayın | acele yorulmak, çabukça yorulmak, hızlı farımak, farımak. 315
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264: аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266: harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268: ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270: астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272: астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274: асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276: atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278: aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280: атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282: атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284: атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286: атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288: атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290: атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292: ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294: ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296: ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298: ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300: аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302: ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304: аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306: hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308: афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310: афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312: афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313: афæлгъayын [афæлгъay
- Page 317 and 318: афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320: афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322: sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324: афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326: афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328: fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330: serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332: dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334: ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336: ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338: ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340: yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342: ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344: tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346: ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348: ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350: ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352: ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354: ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356: ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358: аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360: ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362: ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364: ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a