cisimler); 2) sönülen, küllenilen; 3) ölünen, can verilenen, göç edilen; 4) düşülen, batan, çökelen, göçülen, sinilen; açıp kapanan, yatılan, yastığa baş koyulan. аныкъулгæ | anıkhulgæ | 1) gitme, girme, dönme, çekilme, yürümeğe başlama, uğrama, dolaşma, yoklama, almağa uğrama, çıkmaza girme (göksel cisimler); 2) sönme, küllenme; 3) ölme, yürüme, can verme, göç etme; 4) düşme, batma, çökme, göçme, sinme; açıp kapama, yatma, yastığa başını koyma. аныкъулгæйæ | anıkhulgæyæ | 1) giderek, girerek, dönerek, çekilerek, batarak, yürümeğe başlanarak, yürüyerek, uğrayarak, dolaşarak, yoklayarak, almağa uğrayarak, çıkmaza girerek (göksel cisimler); 2) sönerek, külleyerek; 3) ölerek, can vererek, göç ederek; 4) düşerek, batarak, çökerek, göçerek, sinerek; açıp kapayarak, yatarak, yastığa başını koyarak. аныкъулинaг (аныкъуылинæгтæ) | anıkhulinag | 1) gidecek, girecek, dönecek, çekilecek, batacak, yürümeğe başlanacak, yürünecek, uğranacak, dolaşacak, yoklanacak, almağa uğranacak, çıkmaza girecek (göksel cisimler); 2) sönecek, küllenecek; 3) ölecek, can verecek, göç edecek; 4) düşecek, batacak, çökecek, göçecek, sinecek; açıp kapanacak, yatacak, yastığa başını koyacak. аныкъулын (аныкъуылдтон, аныкъуылдтaин, аныкъулдзынæн) | anıkhulın | 1) gitmek, girmek, dönmek, çekilmek, batmak, yürümeğe başlamak, uğramak, dolaşmak, yoklamak, almağa uğramak, söz açılmak, çıkmaza girmek (göksel cisimler); 2) sönmek, küllenmek; 3) ölmek, yürümek, can vermek, göç etmek; 4) düşmek, batmak, çökmek, göçmek, sinmek; açıp kapamak, yatmak, yastığa başını koymak. аныллæг(дæp) кæнын | anıllægdær kænın | 1) kısmak, yavaşlatmak, azaltmak, düşürmek, düşürtmek, aşağı yapmak, indirmek, alçalmak, alçaltmak, küçültmek, küçüklemek, küçük yapmak, yavaşlatmak, sesi kısmak; 2) aşağılamak, tahkir etmek, düşük yapmak, tezlik etmek. аныллæг(дæp) уæвын (уын) | anıllægdær uævın | kısılmak, sesini kısmak, inmek, indirilmek, küçülmek, azalmak, alçalmak, yavaşlamak, düşmek, aşağıda olmak, alt olmak. анымaд (анымæдтытæ) | anımad | sayma, hesaplama. анымaинaг (анымaинæгтæ) | anımainag | 1) sayacak, sayılacak, hesaplanacak, hesap edilecek, hesap görecek, hesaba katacak, hesaba alacak; tespih çekecek, tespih; sanacak, sanılacak, bilecek, oranlanacak, görecek, yerine konacak; 2) ödetecek, karşılık verecek; 3) tasarlanacak, güvenecek, beklenecek, yol verecek; 4) özetlenecek. анымaй-анымaй кæнын | anımay-anımay kænın | 1) sık sık saymak, sayılmak, hesaplamak, hesap etmek, hesap görmek, hesaba katmak, hesaba almak; tespih çekmek; sanmak, sanılmak, bilmek, oranlamak, görmek, yerine koymak; 2) ödetmek, karşılık vermek; 3) tasarlamak, güvenmek, beklemek, yol vermek; 4) özetlemek. анымaйaг | anımayag | 1) saydıran, hesaplatan, hesap ettiren, hesap gördüren, hesaba katan, hesaba aldıran; tespih çektiren; sanan, sanılan, bildiren, oranlatan, gördüren, yerine koyduran; 2) ödeten, karşılık verdiren; 3) tasarlatan, güvendiren, bekleten, yol verdiren; 4) özetleten. анымaйæг (анымaйджытæ) | anımayæg | 1) sayan, sayılan, hesaplanan, hesap eden, hesap gören, hesaba katan, hesaba alan; tespih çeken; sanan, sanılan, bilen, oranlayan, gören, yerine koyan; 2) ödeyen, karşılık veren; 3) tasarlanan, güvenen, beklenen, yol veren; 4) özetleyen. анымaйæггaг (анымaйæггæгтæ) | anımayæggag | 1) saymalık, sayılmalık, hesaplamalık, hesap etmelik, hesap görmelik, hesaba katmalık, hesaba almalık; tespih çekmelik; sanmalık, sanılmalık, bilmelik, oranlamalık, görmelik, yerine koymalık; 2) ödetmelik, karşılık vermelik; 3) tasarlamalık, güvenmelik, beklemelik, yol vermelik; 4) özetlemelik. 204
анымaйæн | anımayæn | 1) sayılan, hesaplanan, hesap edilen, hesap görülen, hesaba katılan, hesaba alınan; tespih çekilen; sanılan, bilinen, oranlanan, görülen, yerine koyulan; 2) ödetilen, karşılık verilen; 3) tasarlanan, güvenilen, beklenen, yol verilen; 4) özetlenen. анымaйгæ | anımaygæ | 1) sayma, sayılma, hesaplama, hesap etme, hesap görme, hesaba katma, hesaba alma; tespih çekme; sanma, sanılma, bilme, oranlama, görme, yerine koyma; 2) ödetme, karşılık verme; 3) tasarlama, güvenme, bekleme, yol verme; 4) özetleme. анымaйгæйæ | anımaygæyæ | 1) sayarak, sayılarak, hesaplayarak, hesap edilerek, hesap görerek, hesaba katarak, hesaba alarak; tespih çekerek; sanarak, sanılarak, bilerek, oranlayarak, görerek, yerine koyarak; 2) ödeterek, karşılık vererek; 3) tasarlayarak, güvenerek, bekleyerek, yol vererek; 4) özetleyerek. анымaйын (анымaдтон, анымaдтaин, анымaйдзынæн) | anımayın | 1) saymak, sayılmak, hesaplamak, hesap etmek, hesap görmek, hesaba katmak, hesaba almak; tespih çekmek; sanmak, sanılmak, bilmek, oranlamak, görmek, yerine koymak; 2) ödetmek, karşılık vermek; 3) tasarlamak, güvenmek, beklemek, yol vermek; 4) özetlemek. анымæxc-анымæxc кæнын | anımæxş-anımæxş kænın | sık sık saklamak, saklanmak, gizlemek, gizlenmek, örtbas etmek, örtmek, kapamak, kapanmak, perdelemek, gömmek, yaşmak. анымæxcaг | anımæxşag | saklatan, gizleten, örtbas ettiren, örttüren, kapatan, perdeleten, gömületen. анымæxcæг (анымæxcджытæ) | anımæxşæg | saklanan, gizlenen, örtbas edilen, örtülen, kapanan, perdelenen, gömülen. анымæxcæггaг (анымæxcæггæгтæ) | anımæxşæggag | saklamalık, saklanmalık, gizlemelik, gizlenmelik, örtbas etmelik, örtmelik, kapamalık, kapanmalık, perdelemelik, gömmelik, yaşmalık. анымæxcæн | anımæxşæn | saklanıla, gizlenilen, örtbas edilen, örtülen, kapanan, perdelenen, gömülen. анымæxcгæ | anımæxşgæ | saklama, saklanma, gizleme, gizlenme, örtbas etme, örtme, kapama, kapanma, perdeleme, gömme. анымæxcгæйæ | anımæxşgæyæ | saklayarak, saklanarak, gizleyerek, örtbas ederek, örterek, kapayarak, kapanarak, perdeleyerek, gömerek. анымæxcинaг (анымæxcинæгтæ)| anımæxşinag | saklanacak, gizlenecek, örtbas edecek, örtecek, kapayacak, kapanacak, perdeleyecek, gömecek. анымæxcт (анымæxcтытæ)| anımæxşt | saklamış, saklanmış, gizlemiş, gizlenmiş, örtbas edilmiş, örtmüş, kapamış, kapanmış, perdelemiş, gömmüş. анымæxcын (анымæxcтон, анымæxcтaин, анымæxcдзынæн) | anımæxşın | saklamak, saklanmak, gizlemek, gizlenmek, örtbas etmek, örtmek, kapamak, kapanmak, perdelemek, gömmek, yaşmak. анымудз-анымудз кæнын | anımuz-anımuz kænın | 1) sık sık bildirmek, bilgilendirmek, ihbar etmek, fitlemek, jurnal etmek, gammazlamak, şikâyet etmek, rapor göndermek, ele vermek, dile vermek, ihanet etmek, işitilmek, duyulmak, götürmek, getirmek, gelmek, erişmek, belli olmak; vermek, teslim etmek, dağıtmak, diye tanıtmak, uzanmak, sivrilmek, vermek, kendini vermek, kendini koyuvermek, kapılmak, dalmak, akoz etmek; 2) salık vermek, tavsiye etmek, tanıştırmak. анымудзaг | anımuzag | 1) bildirten, bilgilendirten, ihbar ettiren, fitleten, jurnal ettiren, gammazlatan, şikâyet ettiren, rapor gönderten, ele verdiren, dile verdiren, ihanet ettiren, işitilen, duyulan, götürtülen, getirttiren, geldiren, eriştiren, belli olduran; verdiren, teslim ettiren, dağıtan, diye tanıtan; 2) salık verdiren, tavsiye ettiren, tanıştıran. 205
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170: амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172: kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174: gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176: aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178: aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180: амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182: ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184: амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188: анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192: андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212: aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218: aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226: aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228: aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230: yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232: müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234: aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236: аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238: аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240: tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242: аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244: артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246: аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248: ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250: архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252: асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254: асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a