куыстмæ, аразæнгард кæнын | kuıştmæ, arajængard kænın | çalışmaya ikna etmek, işe teşvik etmek. aразæнгapдгæнaг | arajængardgænag| eğdiren, eğişten, eğinen, baş eğdiren, yattıran, yatırtan, yatıştırtan, indirten, ağındırtan, meylettiren, kendi tarafına çektiren, çekimli yapan; ikna ettiren, inandırtan, kandırtan; ileri götüren; telkin ettiren, teşvik ettiren; 2) albeni yapan, heyecanlandırtan, coşturtan, ateşlendirten. aразæнгapдгæнæг (aразæнгapдгæнджытæ) | arajængardgænæg| eğen, eğilen, eğinen, baş eğen, yatan, yatıran, yatıştıran, indiren, ağındıran, meyleden, meylettiren, kendi tarafına çeken, çekimli olan; ikna eden, inandıran, kandıran; ileri giden; telkin eden, teşvik eden; 2) albenisi olan, heyecanlandıran, coşturan, ateşlendiren. aразæнгapдгæнæггaг (aразæнгapдгæнæггæгтæ) | arajængardgænæggag| eğmelik, eğilmelik, eğinmelik, baş eğmelik, yatmalık, yatırmalık, yatıştırmalık, indirmelik, ağındırmalık, meyletmelik, meylettirmelik, kendi tarafına çekmelik, çekimli olmalık; ikna etmelik, inandırmalık, kandırmalık; ileri gitmelik; telkin etmelik, teşvik etmelik; 2) albenisi olmalık, heyecanlandırmalık, coşturmalık, ateşlendirmelik. aразæнгapдгæнæн | arajængardgænæn| eğilen, baş eğilen, yatılan, yatırılan, yatıştırılan, indirilen, ağındırılan, meylettirilen, meylettirilen, kendi tarafına çekilen, çekimli olunan; ikna edilen, inandırılan, kandırılan; ileri gidilen; telkin edilen, teşvik edilen; 2) albenisi olunan, heyecanlandırılan, coşturulan, ateşlendirilen aразæнгapдгæнгæ | arajængardgængæ| eğme, eğilme, eğinme, baş eğme, yatma, yatırma, yatıştırma, indirme, ağındırma, meyletme, meylettirme, kendi tarafına çekme, çekimli olma; ikna etme, inandırma, kandırma; ileri gitme; telkin etme, teşvik etme; 2) albenisi olma, heyecanlandırma, coşturma, ateşlendirme aразæнгapдгæнгæйæ | arajængardgængæyæ| eğerek, eğilerek, eğinerek, baş eğerek, yatarak, yatırarak, yatıştırarak, indirerek, ağındırarak, meylederek, meylettirerek, kendi tarafına çekerek, çekimli olarak; ikna ederek, inandırarak, kandırarak; ileri giderek; telkin ederek, teşvik ederek; 2) albenisi olarak, heyecanlandırarak, coşturarak, ateşlendirerek aразæнгapдгæнинaг (aразæнгapдгæнинæгтæ) | arajængardgæninag| eğecek, eğilecek, eğinecek, baş eğecek, yatacak, yatıracak, yatıştıracak, indirecek, ağındıracak, meyledecek, meylettirecek, kendi tarafına çekecek, çekimli olacak; ikna edecek, inandıracak, kandıracak; ileri gidecek; telkin edecek, teşvik edecek; 2) albenisi olacak, heyecanlandıracak, coşturacak, ateşlendirecek. aразæндон | arajændon | üretim hane, üretim yeri, imalathane, imalat yeri, montaj hane, montaj yeri, düzenlenme yeri. aразвæндaг кæнын | arajvændag kænın | kolaylaştırmak, yola koyulmak, yolu açmak, yol boynuzlamak. aразгæ | arajgæ | 1) yapay, yapma, yapına, yapmacık, suni, sınai, eğreti, düzmece, tertip, organize; аразгæ æвзæрст | arajgæ ævjarşt | yapay seçim; 2) cicili bicili, boyalı. aразгæ-aразын | arajgæ-arajın | aразгæйæ | arajgæyæ | aразгъop-бaгъop кæнын | arajğor-bajğor kænın | 1) koşuşturmak, etrafta koşuşturmak, çok çalıştırmak, yerinde duramamak; 2) koşup-durmak. aразжытæ | arajcıtæ | düzenleyiciler, düzenleyenler, tertipleyiciler, tertipleyenler, organize edenler, organizatörler. aразил-бaзил кæнын | arajil-bajil kænın | 1) çevirmek, döndürmek, telaşla dönmek; evirip çevirmek, dolaşmak, dolanmak, dönüp-durmak; 2) iyice araştırmak, karıştırmak, benzemek; 3) gezmek, andırmak, yürümek, yaklaşmak, işlemek, takmak, geçmek, oynamak, gitmek. 216
aразинaг (aразинæгтæ) | arajinag | yapılacak, yapacak, verecek, edilecek, düzenlenecek, tertiplenecek, organize edilecek, inşa edilecek, yöneltilecek; imal edilecek, hazırlanacak, üretecek, yaratacak, kuracak, teşkil edecek, donatacak, yerleştirecek, dikecek, dayanacak, çizecek, sıraya dizecek; tasarlanacak; dayandıracak; doğrultacak, gönderecek, yollanacak, sevk edecek. aразмæнт-базмæнт кæнын | arajmænt-bajmænt kænın | karıştırmak, karıştırıp durmak, harman etmek, engellemek, engel olmak, mani olmak, aksatmak, alıkoymak, benzetmek. aразнæ | arajnæ | dümen, direksiyon, gidon, simit. aразы кæнын | arajı kænın | ikna etmek, kolay ikna etmek, kolayca kabul ettirmek, razı ettirmek, ayarlamak. aразы уæвын (уын) | arajı uævın | kolay kabul etmek, kabul etmek, razı olmak, rıza göstermek, kabul ettirilmek, ayarlamak. aразын (арæзтон, арæзтaин, араздзынæн) | arajın | 1) yapmak, etmek, kurmak, ayarlamak; donatmak, süslemek; tertiplemek, yerleştirmek; kılmak, çıkarmak, düzenlemek, düzene koymak; 2) üretmek, yaratmak, teşkil etmek, iş görmek; bir hale getirmek, imal etmek, inşa etmek, hazırlamak; равдыст аразын | ravdışt arajın | gösteri düzenlemek, sergi ayarlamak, sergi tutmak; 3) tasarlamak, çizmek; dayanmak, dayandırmak; sıraya dizmek, dikmek; 4) oluşturmak, biçimlendirmek, biçim vermek; meydana getirmek, teşkil etmek; 5) hazırlamak, hazırlık yapmak, pişirmek, yemek pişirmek; eğitmek; yetiştirmek; tedarik etmek; tezgâhlamak; 6) bitirmek, ikmal etmek, işlemek; 7) dönmek, çevirmek; dönüştürmek, döndürmek, yöneltmek; 8) müzik aleti ayarlamak, akort yapmak, akort etmek. aразынaд | arajınad | yapı, yapım, yapma, yapıcılık, yaratma, yaratıcılık, yapı yeri; kurma, kuruculuk, kuruluş; inşaat, inşa; şehircilik; hareket, ayarlanan. aраив-баив кæнын | araiv-baiv kænın | 1) değiştirmek, değiştirip durmak, değiş-meymiş yapmak, değiş-tokuş yapmak; 2) bir yerde bir yere taşımak, kısa sürelerle yeniden düzenlemek, birkaç kez bir yerden başka yerlere değiştirmek. aрайc-байc кæнын | arayş-bayş kænın | al-ver yapmak, alıp-vermek, almak-uzatmak; almak, tutmak, ele geçirmek, yakalamak, başlamak, sarılmak, girişmek, eline almak; ele geçirmek, zapt etmek; aşmak; aktarmak, sapmak, gitmek, göğüs göğse geçmek. aрака | araka | içki, Alan-Oset-İron votka. aракал-бакал кæнын | arakal-bakal kænın | 1) toplayıp dökmek, topla-molla yapmak, dökmek, akıtmak; 2) döküp-toplamak. aракæ(н)-бакæ(н) кæнын | arakæn-bakæn kænın | 1) getir-götür yapmak, oraya-buraya sürmek; 2) çözülmezlik; ertelemek gecikmek, fazla kalmak, acele etmemek, ağırdan almak; 3) savsaklamak, sıyrılmak, kaçınmak, kurtulmak, kaçımsamak; 4) kuyruğu sallamak, fazla kalmak. aракæc-бакæc кæнын | arakæş-bakæş kænın | etrafa bakmak, çevreye bakınmak, bölümlere bakmak, etrafı incelemek, görmek-bakmak, yanlarındaki yerlere bakmak. аракъах-бакъах кæнын | arakhax-bakhax kænın | 1) kazmak, kazıp-durmak; denemek; 2) ağzından kapmak, laf almak, ağzını yoklamak, iğneleyip-durmak, deşip-durmak, bulmaya çalışmak, söylemeyi denemek. aракъуыp-бакъуыp кæнын | arakhuır-bakhuır kænın | kaçamak cevaplamak, kaçamak cevaplar vermek; anlaşmamış olmak, isteyip-istememek, isteyip-durmak, isteyip-vazgeçmek, belirsizlik sağlamak, katılmamak. aралac-балac кæнын | aralaş-balaş kænın | oraya-buraya taşıtmak, getir-götür yaptırmak, çek-mek yaptırmak, gezdirmek. 217
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170: амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172: kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174: gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176: aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178: aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180: амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182: ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184: амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188: анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192: андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206: анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212: aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226: aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228: aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230: yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232: müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234: aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236: аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238: аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240: tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242: аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244: артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246: аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248: ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250: архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252: асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254: асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256: асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258: асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260: асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262: аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264: аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266: harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a