2_A-1

esleme, geçindirme, his; orta, bezir, tane, sperma, atmık, ersuyu, balina, kemikçik, kılçık,
ücret, maaş; tutma, münderecat; uknum, ruh, künh, zamir, hamur, içyüz, batın, hüviyet,
nefis, anlam, mana, deme, fehva, zamir, lüp, semim, mağız, diyeme, mazmun, ekenim,
kalbgâh; чиныджы апп | çinıcı app | kitabın içeriği, kitabın özü, kitabın ana fikri.
аппар-аппар кæнын | apar-apar kænın | sık sık atmak, fırlatmak, püskürtmek,
savuşturmak, silkmek, düşmek, çevirmek, terk etmek; dökmek; atıl olmak, dışlamak,
indirilmek, devirmek, düşürmek, kurtulmak; 2) itmek, çatışmak, çarpıştırmak, çatıştırmak,
uzaklaştırmak; 3) çıkarmak, ihraç etmek, tart etmek, ayrı tutmak; 4) kaybetmek, kaybolmak,
yitirmek, yitmek, şaşırmak, kaçırmak; 5) geri çevirmek, reddetmek, tepmek, yokumsamak.
аппарaг | apparag | attıran, fırlatan, püskürten, savuşturtan, silken, düşürten, çevirten, terk
ettiren; döktüren; atıl ettiren, dışlatan, indirten, devirten, düşürten, kurtaran; 2) ittiren,
çatıştıran, çarpıştıran, çatıştıran, uzaklaştıran; 3) çıkartan, ihraç ettiren, tart ettiren, ayrı
tutturan; 4) kaybettiren, kaybol duran, yitirten, yitirten, şaşırtan, kaçırtan; 5) geri çevirten,
reddettiren, teptiren, yokumsayan.
аппарaт | apparat | aparat, cihaz, aygıt, alet, materyal, makine, mekanizma; personel,
kadro; edevat, donatım; тилифоны аппарат | tilifonı apparat | telefon makinesi, telefon
aleti; фотографион аппарат | fotografion apparat | fotoğraf aparatı, kamera;
паддзахадон аппарат | padzaxadon apparat | devlet makineleri, devlet cihazları.
aппаратурæ | apparaturæ | aygıtlar, teçhizat, cihazlar, aygıt, alet, edevat, alet edevat;
donanım (bilgisayar), malzeme, donatı, donatım, donatma, gereç, makine, materyal.
aппарæг (аппаpджытæ) | apparæg | atan, fırlatan, püskürten, savuşturan, silken, düşüren,
çeviren, terk eden; döken; atıl eden, dışlayan, indiren, deviren, düşüren, kurtaran; 2) iten,
çatışan, çarpıştıran, çatıştıran, uzaklaştıran; 3) çıkaran, ihraç eden, tart eden, ayrı tutan; 4)
kaybettiren, kaybolan, yitiren, yiten, şaşıran, kaçıran; 5) geri çeviren, reddeden, tepen,
yokumsayan.
aппарæггaг (аппаpæггæгтæ) | apparæggag | atmalık, fırlatmalık, püskürtmelik,
savuşturmalık, silkmelik, düşmelik, çevirmelik, terk etmelik; dökmelik; atıl olmalık, dışlamalık,
indirilmelik, devirmelik, düşürmelik, kurtulmalık; 2) itmelik, çatışmalık, çarpıştı rmalık,
çatıştırmalık, uzaklaştırmalık; 3) çıkarmalık, ihraç etmelik, tart etmelik, ayrı tutmalık; 4)
kaybetmelik, kaybolmalık, yitirmelik, yitmelik, şaşırmalık, kaçırmalık; 5) geri çevirmelik,
reddetmelik, tepmelik, yokumsamalık.
aппарæн (аппаpæггæгтæ) | apparæn | atılan, fırlatılan, püskürtülen, savuşturulan, silkinen,
düşen, çevirtilen, terk edilen; dökülen; atıl olan, dışlanan, indirilen, devirtilen, düşürülen,
kurtulan; 2) itilen, çatıştıran, çarpıştırılan, uzaklaştırılan; 3) çıkartılan, ihraç edilen, tart edilen,
ayrı tutulan; 4) kaybeden, kaybolan, yitirilen, yiten, şaşırtan, kaçırılan; 5) geri çevirtilen,
reddedilen, tepilen.
aппаргæ | appargæ | atma, fırlatma, püskürtme, savuşturma, silkme, düşme, çevirme, terk
etme; dökme; atıl olma, dışlama, indirilme, devirme, düşürme, kurtulma; 2) itme, çatışma,
çarpıştırma, çatıştırma, uzaklaştırma; 3) çıkarma, ihraç etme, tart etme, ayrı tutma; 4)
kaybetme, kaybolma, yitirme, yitme, şaşırma, kaçırma; 5) geri çevirme, reddetme, tepme,
yokumsama.
aппаргæйæ | appargæyæ | atarak, fırlatarak, püskürterek, savuşturarak, silkerek, düşerek,
çevirerek, terk ederek; dökerek; atıl olarak, dışlayarak, indirilerek, devirerek, düşürerek,
kurtularak; 2) iterek, çatışarak, çarpıştırarak, çatıştırarak, uzaklaştırarak; 3) çıkararak, ihraç
ederek, tart ederek, ayrı tutarak; 4) kaybederek, kaybolarak, yitirerek, yiterek, şaşırarak,
kaçırarak; 5) geri çevirerek, reddederek, teperek, yokumsayarak.
212