айдзæгъдгæ | ayzæğdgæ | doldurma, çabukça doldurulma, yeniden doldurma, atma, dışarı atma, şuraya buraya atma, muhtelif yerlere atma, gereksiz eşyayı dışarı atma, kesme, çıkarma, uç verme, sürme, dağıtma; serpme, serpiştirme, saçma, koyma, öteye beriye koyma, şuraya buraya dikme, dağınık halde dikme, savurma, dökme, açma, saçma, yayma, boşaltma, aktarma, gurup gurup veya teker teker yerleştirme, boca etme. айдзæгъдгæйæ | ayzæğdgæyæ | doldurarak, çabukça doldurularak, yeniden doldurarak, atarak, dışarı atarak, şuraya buraya atarak, muhtelif yerlere atarak, gereksiz eşyayı dışarı atarak, keserek, çıkararak, uç vererek, sürerek, dağıtarak; serperek, serpiştirerek, saçarak, koyarak, öteye beriye koyarak, şuraya buraya dikerek, dağınık halde dikerek, savurarak, dökerek, açarak, saçarak, yayarak, boşaltarak, aktararak, gurup gurup veya teker teker yerleştirerek, boca ederek. айдзæгъдинаг (aйдзæгъдинæгтæ) | ayzæğdinag | dolduracak, çabukça doldurulacak, yeniden dolduracak, atacak, dışarı atacak, şuraya buraya atacak, muhtelif yerlere atacak, gereksiz eşyayı dışarı atacak, kesecek, çıkaracak, uç verecek, sürecek, dağıtacak; serpecek, serpiştirecek, saçacak, koyacak, öteye beriye koyacak, şuraya buraya dikecek, dağınık halde dikecek, savuracak, dökecek, açacak, saçacak, yayarak, boşaltacak, aktaracak, gurup gurup veya teker teker yerleştirecek, boca edecek. айдзæгъдын (айдзæгътoн, айдзæгътaин, айдзæгъддзынæн) | ayzæğdın | doldurmak, çabukça doldurulmak, yeniden doldurmak, atmak, dışarı atmak, şuraya buraya atmak, muhtelif yerlere atmak, gereksiz eşyayı dışarı atmak, kesmek, çıkarmak, uç vermek, sürmek, dağıtmak; serpmek, serpiştirmek, saçmak, koymak, öteye beriye koymak, şuraya buraya dikmek, dağınık halde dikmek, savurmak, dökmek, açmak, saçmak, yaymak, boşaltmak, aktarmak, gurup gurup veya teker teker yerleştirmek, boca etmek. айдзæpын | ayzærın | 1) yakalamak, yakalatmak; 2) test etmek, denemek, tecrübe etmek, sınamak, koymak, yağmak, çisemek, varmak, erişmek, gelmek, çıkmak, elde etmek, nail olmak, başarı kazanmak, muvaffakiyet elde etmek, duymak, çekmek. айеды | ayyedı | son kez, son kere, geçen defa, yakında, geçenlerde, yeni. айзæлаг | ayjælag | hızla geçtirten, tez geliverdirten, geçerek taşıtan, yaydırtan, yayılı verdirten, yaygınlaştıran, dolaştırtan, genişleten, sirayet ettirten, istila ettirten, şenlendiren, uzattıran. айзæлæг | ayjælæg | hızla geçen, tez geçiveren, geçerek taşınan, yayılan, yayılıveren, yaygınlaşan, dolaşan, genişleyen, sirayet eden, istila eden, şenelen, uzatan. айзæлæн | ayjælæn | hızla geçilen, tez geçi verilen, geçerek taşınılan, yayılan, yayılı verilen, yaygınlaşan, dolaşılan, genişleyen, sirayet eden, istila eden, şenelen, uzatılan. айзæлгæ | ayjælgæ | hızla geçme, tez geçiverme, geçerek taşınma, yayılma yayılıverme, yaygınlaşmak, dolaşma, genişleme, sirayet etme, istila etme, şenelme, uzatma. айзæлгæйæ | ayjælgæyæ | hızla geçerek, tez geçivererek, geçerek taşınarak, yayılarak, yayılıvererek, yaygınlaşarak, dolaşarak, genişleyerek, sirayet ederek, istila ederek, şenelerek, uzatarak. айзæлд (aйзæлдтытæ) | ayjæld | hızla geçmiş, tez geçivermiş, geçerek taşınmış, yayılmış, yayılıvermiş, yaygınlaşmış, dolaşmış, genişlemiş, sirayet etmiş, istila etmiş, şenelmiş, uzatmış. айзæлинаг (aйзæлинæгтæ) | ayjælinag| hızla geçecek, tez geçiverecek, geçerek taşınacak, yayılacak, yayılıverecek, yaygınlaşacak, dolaşarak, genişlenecek, sirayet edecek, istila edecek, şenelecek, uzatacak. айзæлын [айзæлыд (-и, -ис), айзæлыдaид, айзæлдзæн (-и, -ис)] | ayjælın | hızla geçmek, tez geçivermek, geçerek taşınmak, yayılmak, yayılıvermek, yaygınlaşmak, dolaşmak, genişlemek, sirayet etmek, istila etmek, şenelmek, uzatmak. 108
айзæр-айзæр кæнын | ayjær-ayjær kænın | sık sık ekmek, serpmek, dökmek, üzerine dökmek, tutam atmak; saçmak. айзæраг | ayjærag | ektirten, serptirten, döktürten, üzerine döktüren, tutam attırtan; saçtırtan. айзæрæг (aйзæрджытæ) | ayjæræg | eken, serpen, döken, üzerine döken, tutam atan; saçan. айзæрæггаг (aйзæрæггæгтæ) | ayjæræggag| ekmelik, serpmelik, dökmelik, üzerine dökmelik, tutam atmalık; saçmalık. айзæрæн | ayjæræn | ekilen, serpilen, dökülen, üzerine dökülen, tutam atılan; saçılan. айзæргæ | ayjærgæ | ekme, serpme, dökme, üzerine dökme, tutam atma; saçma. айзæргæйæ | ayjærgæyæ | ekerek, serperek, dökerek, üzerine dökerek, tutam atarak; saçarak. айзæринаг (aйзæринæгтæ) | ayjærinag | ekecek, serpecek, dökecek, üzerine dökecek, tutam atacak; saçacak. айзæрт (aйзæртытæ) | ayjært | ekmiş, serpmiş, dökmüş, üzerine dökmüş, tutam atmış; saçmış. айзæрын (айзæрcтoн, айзæрcтaин, айзæрддзынæн) | ayjærın | ekmek, serpmek, dökmek, üzerine dökmek, tutam atmak; saçmak. аййaф-аййaф кæнын | ayyaf-ayyaf kænın | 1) sık sık yetişmek, koşarak yetişmek, arkasından yetişmek, kavuşmak, yakalamak, varmak, gelmek, ulaşmak, erişmek, ermek, nail olmak, değmek, elde etmek, çıkmak; 2) denemek, sınamak, tecrübe etmek, duymak. аййaфаг | ayyafag | 1) yetiştirten, koşarak yetiştiren, arkasından yetiştiren, kavuşturtan, yakalatan, vardırtan, geldirten, ulaştırtan, eriştirten, erdirten, nail oldurtan, değdirten, elde ettirten, çıkartan; 2) deneten, sınatan, tecrübe ettiren, duyduran. аййaфæг (aййaфджытæ) | ayyafæg | 1) yetişen, koşarak yetişen, arkasından yetişen, kavuşmak, yakalayan, varan, gelen, ulaşan, erişen, eren, nail olan, değen, elde eden, çıkan; 2) deneyen, sınayan, tecrübe eden, duyan. аййaфæггаг (aййaфæггæгтæ) | ayyafæggag| 1) yetişmelik, koşarak yetişmelik, arkasından yetişmelik, kavuşmalık, yakalamalık, varmalık, gelmelik, ulaşmalık, erişmelik, ermelik, nail olmalık, değmelik, elde etmelik, çıkmalık; 2) denemelik, sınamalık, tecrübe etmelik, duymalık. аййaфæн | ayyafæn | 1) yetişilen, koşarak yetişilen, arkasından yetişilen, kavuşulan, yakalanılan, varılan, gelinen, ulaşılan, erişilen, erişen, nail olunan, değinen, elde edilen, çıkılan; 2) denenen, sınanan, tecrübe edilen, duyulan. аййaфгæ | ayyafgæ | 1) yetişme, koşarak yetişme, arkasından yetişme, kavuşma, yakalama, varma, gelme, ulaşma, erişme, erme, nail olma, değme, elde etme, çıkma; 2) deneme, sınama, tecrübe etme, duyma. аййaфгæйæ | ayyafgæyæ | 1) yetişerek, koşup yetişerek, arkasından yetişerek, kavuşarak, yakalayarak, vararak, gelerek, ulaşarak, erişerek, ererek, nail olarak, değerek, elde ederek, çıkarak; 2) deneyerek, sınayarak, tecrübe ederek, duyarak. аййaфинаг (aййaфинæгтæ) | ayyafinag | 1) yetişecek, koşup yetişecek, arkasından yetişecek, kavuşacak, yakalanacak, varacak, gelecek, ulaşacak, erişecek, erecek, nail olacak, değecek, elde edecek, çıkacak; 2) denenerek, sınanacak, tecrübe edecek, duyacak. аййaфын (аййæфтoн, аййæфтaин, аййæфдзынæн) | ayyafın | 1) yetişmek, koşarak yetişmek, arkasından yetişmek, kavuşmak, yakalamak, varmak, gelmek, ulaşmak, erişmek, ermek, nail olmak, değmek, elde etmek, çıkmak; 2) denemek, sınamak, tecrübe etmek, duymak. 109
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58: адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60: parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62: dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64: aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66: адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68: адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70: адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72: yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74: азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76: çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78: аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80: döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82: ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84: aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86: geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88: aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90: азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92: аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94: olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96: duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98: edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100: аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102: aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104: uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106: geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107: айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 111 and 112: айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114: soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116: teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118: айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120: айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122: айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124: saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126: акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128: alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130: акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132: аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134: акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a