10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

müstait, hazık, çevrimli; gücü olan, -abilen, -ebilen, anık, anıklıklı, varışlı; 4) çabucak, kıvrak;<br />

tetik, uyanık, açıkgözlü; 5) dikkatli, itinalı; ihtiyatlı, hazım, ölçülü; 6) yürekli, cesur, cesaretli,<br />

cüretkar, cüretli, ciğer dar, korkusuz, dilaver, gayretli, meşbum, künd, dilir.<br />

aрæxcтдзинaд (aрæxcтдзинæдтæ) | aræxştzinad | becerirlik, beceriklilik, melekelik,<br />

yeteneklik, yeteneklilik, ustalık, üstatlık, sanatçılık, sanatlık, sanatlılık, epik sanatlık, epiklik,<br />

zanaatlık, zanaatlılık, çabukluk, kaynaklık; kıvraklık; açıkgözlük, açıkgözlülük, uzluk, uzmanlık,<br />

el uzluğu, eli yatkınlık, maharetlik, maharetlilik, hünerlik, hünerlilik, yordamlık, fen, ustalık,<br />

hazakatlik; ehliyetlilik, emektarlık, alışıklık, bilgelik; kabiliyetlik, kapasitelik, değimlik,<br />

dirayetlik, yeterlik, yetilik, anıklık, vergilik, çeviklik, kıvraklık, hazırcevaplık, mümareselik,<br />

alışkanlık.<br />

арæхсын I [арæxcтæн (арæxcадтон), арæxcтaин (арæxcадтaин), арæxcдзынæн<br />

(арæxcын-æй)] | aræxşın | 1) bilmek, -mesini bilmek, -abilmek, -ebilmek, -ebilir, -abilir; güç<br />

olmak, takati olmak, dermanı olmak, uygun olmak, yapabilir olmak; 2) başarmak, başa<br />

çıkmak, becermek, üstesinden gelmek, yönetilmek; danışmak, yenmek, sormak, sordurmak,<br />

yetişmek, yenmek, bakmak; ayarlamak, bir yolunu bulup yapmak, uydurmak, planlamak,<br />

kurmak.<br />

арæхсын II | aræxşın | atmak, fırlatmak, yumurtlamak, bir araya süpürmek, yığmak;<br />

bastırmak, dosyalamak, altına dikmek.<br />

aрæцугъ-aрæцугъ кæнын | aræsuğ-aræsuğ kænın | sık sık itmek, uzağa itmek, defetmek,<br />

kendiden soğutmak, yabancılaştırmak, uzaklaşmak, uzağa atmak, fırlatmak, fırlatıp atmak.<br />

aрæцугъaг | aræsuğag | ittiren, defettiren, kendiden soğutan, yabancılaştıran, uzaklaştıran,<br />

uzağa attıran, fırlattıran, fırlatıp attıran.<br />

aрæцугъæг (aрæцугъæгджытæ) | aræsuğæg | iten, defeden, kendiden soğutan,<br />

yabancılaşan, uzaklaşan, uzağa atan, fırlayan, fırlatıp atan.<br />

aрæцугъæггaг (aрæцугъæггæгтæ) | aræsuğæggag | itmelik, defetmelik, kendiden<br />

soğutmalık, yabancılaştırmalık, uzaklaşmalık, uzağa atmalık, fırlatmalık, fırlatıp atmalık.<br />

aрæцугъæн | aræsuğæn | itilen, defedilen, kendiden soğutulan, yabancılaştırılan,<br />

uzaklaştırılan, uzağa atılan, fırlatılan, fırlatıp atılan.<br />

aрæцугъгæ | aræsuğgæ | itme, uzağa itme, defetme, kendiden soğutma, yabancılaştırma,<br />

uzaklaşmak, uzağa atma, fırlatma, fırlatıp atma, uçarak gönderme.<br />

aрæцугъгæйæ | aræsuğgæyæ | iterek, defederek, kendiden soğutarak, yabancılaştırarak,<br />

uzaklaşarak, uzağa atarak, fırlatarak, fırlatıp atarak.<br />

aрæцугъинaг (aрæцугъинæгтæ) | aræsuğinag | itecek, defedecek, kendiden soğutacak,<br />

yabancılaştıracak, uzaklaşacak, uzağa atacak, fırlatacak, fırlatıp atacak.<br />

aрæцугъын I (арæцыгътон, арæцыгътaин, арæцугъдзынæн) | aræsuğın | itmek, uzağa<br />

itmek, defetmek, kendiden soğutmak, yabancılaştırmak, uzaklaşmak, uzağa atmak, fırlatmak,<br />

fırlatıp atmak, uçarak göndermek.<br />

aрбитp | arbitr | hakem, arabulucu, hakim.<br />

aрбитpaж | arbitraj | arbitraj, hakem mahkemesi, hakem çözümü, mahkeme, yargıç kararı;<br />

faysal.<br />

aрбитpaжoн | arbitrajon | tahkim; yargıç kararı; арбитражон уынаффæ | arbitrajon<br />

uınaffæ | tahkim kurulu kararı.<br />

aрв | arv | gök, sema, gökyüzü, damak, hanek, etek; арвы бæрæгастæу | arvı barægaştæu<br />

| gökyüzü orta yeri, doruk, tepe, zirve, şahika, başucu; semtürreis; арвы гæрæхтæ |<br />

arvıgæræxtæ | gök gürültüsü, şimşekler, yıldırımlar; арвы зылд | arvı jıld | ufuk, çevren,<br />

gök bitimi, gökçek, gökyüzü dönüşü, seviye, tonoz; kemer, ham, kemer, dergi, tum, horizon;<br />

арвы куыдз | arvı kuız | tırtıl, palet, sürfe, şeni; арвы къуырф | arvı khuırf | sema, gök<br />

231

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!