10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

denettirme; 3) özümleme, mukayese etme, benzetme, eşitleme, denkleme, yerle bir etme;<br />

абаргæ грамматикæ | abargæ grammatıkæ | karşılaştırmalı dilbilgisi; æнæ абаргæ сын<br />

нæй | ænæ abargæ şın næy | tartmak için zorunludur, onlarla kıyaslar ölçmeksizin olmaz.<br />

абаpгæйæ | abargæyæ | 1) ölçerek, ölçü alarak, ölçümleyerek, ölçüye vurarak, gezleyerek,<br />

prova yaparak, giyerek; deneyerek; tartarak, kantarlayarak, mukayese ederek, endazeye<br />

vurarak, çekerek, veznederek; 2) doğrulayarak, kıyaslayarak; karşılaştırarak, benzeştirerek,<br />

arşınlayarak, aslı ile denettirerek; 3) özümleyerek, mukayese ederek, benzeterek, eşitleyerek,<br />

denkleyerek, yerle bir ederek, nispet ederek, göre yaparak.<br />

абаpинаг (абаpинæгтæ) | abarinag | 1) ölçecek, ölçü alacak, ölçümlenecek, ölçüye<br />

vurarak, gezlemek, prova yaparak, giyerek; denetlenecek, denenecek; tartacak, tartılacak,<br />

kantarlanacak, endazeye vuracak, çekecek, veznedecek; 2) doğrulanacak, kıyas edilecek,<br />

kıyaslanacak; karşılaştıracak, mukayese edilecek, benzeştirilecek; arşınlanacak, aslı ile<br />

denettirecek; 3) özümlenecek, mukayese edecek, benzetecek, eşitlenecek, denklenecek,<br />

yerle bir edecek; eşitlenecek, ağırlığı olacak. кæрæдзиуыл сæ абаринаг уыдтæн |<br />

kæræziyuıl şæ abarinag uıdtæn | birbirleriyle mukayese edecektim, onları kıyaslayacaktım,<br />

onları karşılaştırmak istedim.<br />

абаpcт (абаpcтытæ, абæpcтытæ) | abarşt | 1) ölçü, ölçüm, ölçme, ölçülme, mukayese,<br />

boyut, buut; 2) doğrulama, kontrol etme, mukabele, tahkik, tatbik; 3) karşılaştırma,<br />

kıyaslama, benzetme, örnekseme, teşbih, andırış, özenme, temsil, temessül.<br />

абаpын (абаpcтoн, абаpcтaин, абаpдзынæн) | abarın | 1) ölçmek, ölçü almak,<br />

ölçümlemek, ölçüye vurmak, gezlemek, prova yapmak, giymek; denemek; tartmak,<br />

kantarlamak, endazeye vurmak, çekmek, veznetmek; 2) doğrulamak, kıyaslamak;<br />

karşılaştırmak, arşınlamak, aslı ile denettirmek; 3) özümlemek, mukayese etmek, benzetmek,<br />

eşitlemek, denklemek, yerle bir etmek; хи абарын | xi abarın | tartılmak; kıyaslanmak,<br />

karşılaştırmak; özümlenmek, kendini ölçmek.<br />

абаpынад | аbаrınаd | ölçmek; denemek; tartmak.<br />

абаpынадoн | аbаrınаdon | ölçmelik; denemelik; tartmalık.<br />

абаcт (абаcтытæ) | abaşt | bağ, bağlama.<br />

абæгъ-бæгъ кæнын | аbæğ-bæğ kænın |<br />

абæгъæввад кæнын | abæğævvad kænın | ayakkabısını soyundurmak; ayakkabısını<br />

çıkarttırmak; хи абæгъæввад кæнын | xi abæğævvad kænın | yalın ayak yapmak, kendini<br />

yalın ayak yapmak.<br />

абæгъæввад уæвын (уын) | abæğævvad uævın | ayakkabısını soyunmak, ayakkabısını<br />

çıkarmak, yalın ayak olmak, ayakkabısız olmak.<br />

абæгънæггæнaг | abæğneggænag | üstünü soyan; çıkartan, yalın yapan.<br />

абæгънæггæнæг (абæгънæггæнджытæ) | abæğneggænæg | üstünü soyan; çıkartan, yalın<br />

yapan.<br />

абæгънæггæнæн | abæğneggænæn | üstü soyulan; çıkartılan, yalın yapılanan.<br />

абæгънæггæнгæ | abæğneggængæ | üstünü soyma; çıkartma, yalın yapma.<br />

абæгънæггæнгæйæ | abæğneggængæyæ | üstünü soyarak; çıkartarak, yalın yaparak.<br />

абæгънæггæнинаг | abæğneggæninag | üstü soyulacak; çıkartılacak, yalın yapılacak.<br />

абæгънæг кæнын | abæğnæg kænın | çabukça soymak; acele soyundurmak, tez elbisesini<br />

çıkarmak, çırılçıplak olmak; хи абæгънæг кæнын | xi abæğnæg kænın | soyunmak, çabucak<br />

kendini soymak, acele kendini soyundurmak, tez elbisesini çıkarmak, çırılçıplak olmak.<br />

абæзджын кæнын | abæjcın kænın | koyulaştırmak, çabucak koyulaştırmak,<br />

yoğunlaştırmak, acele yoğunlaştırmak, teksif etmek, pıhtılaştırmak, sıklaştırmak,<br />

sıkılaştırmak, sıkıştırmak; kalınlaştırmak.<br />

18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!