10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ауæзт (ауæзтытæ) | auæjt | 1) göl, küçük göl, gölet, gölcük; havuz, irkinti; 2) baraj, havuz,<br />

bent, su bendi, büğet, set, bağla, batarda, dalgakıran.<br />

ауæзтой | auæjtoy | (hayvan)<br />

ауæй | auæy | satış, satım, satı, satma, satılma, sürüm, müşteri bulma, geçerlik, revaç.<br />

ауæй кæнын | auæy kænın | satıp savmak, elden çıkarmak, satmak.<br />

ауæй уæвын (уын) | auæy uævın | satılmak, bitmek, tükenmek, erimek; dağılmak,<br />

yayılmak, geçmek, ayrılmak, çelişmek, azmak; düzelmek; boşamak; boşanmak.<br />

ауæйгæнаг | auæygænag | sattıran, satıp savdıran, elden çıkartan.<br />

ауæйгæнæг (ауæйгæнджытæ) | auæygænæg | satan, satıp savan, elden çıkaran.<br />

ауæйгæнæггаг (ауæйгæнæггæгтæ) | auæygænæggag | satıp savmalık, elden çıkarmalık,<br />

satmalık.<br />

ауæйгæнæн | auæygænæn | satıp savılan, elden çıkarılan, satılan.<br />

ауæйгæнгæ | auæygængæ | satıp savma, elden çıkarma, satma.<br />

ауæйгæнгæйæ | auæygængæyæ | satıp savarak, elden çıkararak, satarak.<br />

ауæйгæнинаг (ауæйгæнинæгтæ) | auæygæninag | satıp savacak, elden çıkaracak, satacak.<br />

ауæлaрт кæнын | auælart kænın | pişmek üzere yemek koymak, pişirmeye koymak,<br />

pişirmek için ocağa yerleştirmek, şöminenin üzerinde asmak, haşlamak, kaynatmak, ocağa<br />

koymak, ateşe koymak, kızartmak, kızarmak, kavurmak, kavrulmak.<br />

ауæлæнгaй кæнын | auælængay kænın | 1) hafifletmek, hafif yapmak, bir şeyi yüzeysel<br />

yapmak, üstünkörü yapmak, küçük yapmak, ufak kılmak, cezaya indirim yapmak, tenzilat<br />

yapmak, derin yapmamak, sathi yapmak, sığ yapmak, yayvan yapmak, hafif yapmak; 2)<br />

bırakmak, sıyrılmak, terk etmek, teslim olmak, vazgeçmek, pes demek, boyun eğmek; geri<br />

kalmak, aşağı kalmak; fazla ucuz satmak; 3) vermek, ödün vermek, ikram etmek, taviz<br />

vermek, kabul etmek, razı olmak.<br />

ауæлæнгaй уæвын (уын) | auælængay uævın | hafifletilmek, hafiflemek, hafif olmak,<br />

yüzeysel olmak, küçülmek, ceza olmak; iyi olmak; sığlaştırmak, sığ olmak, ucuza gitmek,<br />

indirime girmek, tenzilata girmek.<br />

ауæлæфтaу кæнын | auælæftau kænın | eklemek, katmak, ilave etmek, pelerin giymek,<br />

giymeden üstüne geçirmek, sırtına almak, atkı koymak, omzuna almak, omzuna takma.<br />

ауæлвoнг кæнын | auælvong kænın | yüksek ölçüde kaldırmak, yukarı kaldırmak,<br />

yükseltmek, refetmek, şahlandırmak, yüceltmek; soylulaştırmak, almak, uyandırmak,<br />

cesaretlendirmek, üstesinden gelmek, hakkından gelmek, çekmek, başarmak, becermek,<br />

yapabilmek, sürmek.<br />

ауæлвoнг уæвын (уын) | auælvong uævın | 1) yükselmek, yüksek düzeye yükselmek,<br />

tırmanmak, çıkmak, çıkarmak, üstün mevkie çıkmak, kalkmak, kopmak, binmek, havalanmak,<br />

uçmak, kabarmak, almak, kaldırmak; 2) kaldırmak, kalkmak, doğmak, ayaklanmak, isyan<br />

etmek, artmak, çoğalmak, mayalanmak.<br />

ауæлгом кæнын | auælgom kænın | devirmek, yıkmak, yatırmak, yığmak, yere atmak, akın<br />

etmek; öldürmek, kıymak, vurmak, katletmek, mahvetmek, nallamak.<br />

ауæлгом уæвын (уын) | auælgom uævın | üzerine düşmek; izdihamda kalmak.<br />

ауæлгoммæ кæнын | auælgommæ kænın | 1) devirmek, ters devirmek, arka üstü<br />

devirmek, baş aşağı devirmek, yıkmak, düşürmek, sırt üstü düşmek, yüklemek, yığmak, yüz<br />

üstü yapmak; arka üstü koymak, sırtına koymak; 2) aşağı düşmek, atmak, alaşağı etmek,<br />

üstünden atmak, yüklemek, vermek, yığmak; 3) yatağa düşürmek, hasta etmek, bayıltmak,<br />

öldürmek, kıymak, vurmak, katletmek, mahvetmek, nallamak, ezmek, bitirmek, hamletmek.<br />

ауæлгoммæ уæвын (уын) | auælgommæ uævın | 1) düşmek, yıkılmak, yıkmak, düşürmek,<br />

devirmek, aşağı düşmek, sırt üstü düşmek, arka üstü gelmek, arkası üstü düşmek, uçmak,<br />

295

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!