агам уæвын (уын) | agam uævın | örtünmek, örtülmek, çiçekle kaplamak; örtmek, kaplamak, sürmek, karşılamak, kapatmak, boğmak, bastırmak (ses, gürültü). покрыться налётом агаpц | аgаrs | агат (зынаргъ дуры мыггаг) | agat (jınarğ durı mıggag) | kıymetli bir taş, agat. агау | agau | dere, çukur, kazan gibi. агауыгъд | agauığd | zincirle asılmış ocak, asılı kazan, ocak-yuva kutsallığının temsili. агауындзæн | agauınzæn | kazan asacağı; şömine üzerinde özel kutsal kazan asacağı zincir. агæбæц-гæбæц кæнын | agæbæs-gæbæs kænın| kaçmak, savuşmak, sıvışmak, taşmak, atlayarak gitmek. агæбо кæнын | agæbo kænın| kucaklamak, kucağına almak, sarmak, sarılmak. агæвæpæн | agæværæn | kazan konan yer, kazan konan mahal, kazan konan mekân, kaynatma kabı yeri. агæвæpд | agæværd | kazan yerleştirme, kazan koyma, kazan ayarlama, kazan yükleme, kaynatma kabının yerleştirilmesi. агæдзæ кæнын | agæzæ kænın | beklemek, biraz beklemek, bel bağlamak, ummak, sabretmek, sabır göstermek, tahammül etmek, çekmek, sonraya bırakmak, ertelemek, tehir etmek, katlanmak, dayanmak, uğramak, maruz kalmak, çekmek. агæмæл кæнын | agæmæl kænın | kulaklarını dikmek, kulak kesilmek, kuşkulanmak, kulak kabartmak, kulaklar uyarmak. агæмбæpзæн | agæmæl kænın | kazan kapağı, kazan örtüsü. агæп-агæп кæнын, агæпп-агæпп кæнын | agæp-agæp kænın | 1) sık sık atlamak, aşmak, üzerinden atlamak, atlayıp geçmek, aşağı atlamak, bir tarafa atlamak, öteye atlamak, dışarı atlamak; sıçramak, yerinden sıçramak, bir yana sıçramak, geri sıçramak, hoplamak, zıplamak, fırlamak; sekmek; düşmek, ayrılıp yere düşmek, yerinden oynayıp düşmek, kurtulmak; çabuk geçmek, hızla geçmek, gelip geçmek, hızla geçmek, hızla gelip geçmek, hızla önünden geçmek; 2) olmak; kaymak, kopmak, uğramak, çıvmak; 3) dönmek, dönüşmek, başka şekil almak, değişmek, şekli değişmek, değiştirmek, ortaya çıkıvermek; sokulmak, arasından sokulmak, kesilmek, çevrilmek.. агæп-гæп кæнын, агæпп-гæпп кæнын | agæp-gæp kænın | 1) sık sık ata çıkmak; atlamak, aşmak, üzerinden atlamak, atlayıp geçmek, aşağı atlamak, bir tarafa atlamak, öteye atlamak, dışarı atlamak; sıçramak, yerinden sıçramak, bir yana sıçramak, geri sıçramak, hoplamak, zıplamak, fırlamak; sekmek; düşmek, ayrılıp yere düşmek, yerinden oynayıp düşmek, kurtulmak; çabuk geçmek, hızla geçmek, gelip geçmek, hızla geçmek, hızla gelip geçmek, hızla önünden geçmek; 2) kaymak, kopmak, uğramak, çıvmak; 3) dönmek, dönüşmek, başka şekil almak, değişmek, şekli değişmek, değiştirmek, ortaya çıkıvermek; sokulmak, arasından sokulmak, kesilmek, çevrilmek. агæпгæнaг | agæpgænag | 1) atlatan, aşan, üzerinden atlatan, atlayıp geçtiren, aşağı atlatan, bir tarafa atlatan, öteye atlatan, dışarı atlatan; sıçratan, yerinden sıçratan, bir yana sıçratan, geri sıçratan, hoplatan, zıplatan, fırlatan; sektiren; düşürten, ayrılıp yere düşürten, yerinden oynayıp düşürten, kurtaran; çabuk geçirten, hızla geçirten, gelip geçirten, hızla geçen, hızla gelip geçen, hızla önünden geçen; 2) koşturan, uğratan, cıvıtan; 3) döndüren, dönüştüren, başka şekil aldıran, değiştiren, şekli değiştiren, değiştirten, ortaya çıkı verdiren; arasından sokuştan, kesişten, çevirten. агæпгæнæг (агæпгæнджытæ) | agæpgænæg | 1) atlayan, aşan, üzerinden atlayan, atlayıp geçen, aşağı atlayan, bir tarafa atlayan, öteye atlayan, dışarı atlayan; sıçrayan, yerinden sıçrayan, bir yana sıçrayan, geri sıçrayan, hoplayan, zıplayan, fırlayan; seken; düşen, ayrılıp 44
yere düşen, yerinden oynayıp düşen, kurtulan; çabuk geçen, hızla geçen, gelip geçen, hızla geçen, hızla gelip geçen, hızla önünden geçen; 2) olan; kayan, kopan, uğrayan, çıvan; 3) dönen, dönüşen, başka şekil alan, değişen, şekli değişen, değiştiren, ortaya çıkıveren; sokulan, arasından sokulan, kesilen, çevrilen. агæпгæнæггaг | agæpgænæggag | 1) atlamalık, aşmalık, üzerinden atlamalık, atlayıp geçmelik, aşağı atlamalık, bir tarafa atlamalık, öteye atlamalık, dışarı atlamalık; sıçramalık, yerinden sıçramalık, bir yana sıçramalık, geri sıçramalık, hoplamalık, zıplamalık, fırlamalık; sekmelik; düşmelik, ayrılıp yere düşmelik, yerinden oynayıp düşmelik, kurtulmalık; çabuk geçmelik, hızla geçmelik, gelip geçmelik, hızla geçmelik, hızla gelip geçmelik, hızla önünden geçmelik; 2) olmalık; kaymalık, kopmalık, uğramalık, çıvmalık; 3) dönmelik, dönüşmelik, başka şekil almalık, değişmelik, şekli değişmelik, değiştirmelik, ortaya çıkıvermelik; sokulmalık, arasından sokulmalık, kesilmelik, çevrilmelik. агæпгæнæн | agæpgænæn | 1) atlanan, aşılan, üzerinden atlanan, atlayıp geçilen, aşağı atlanan, bir tarafa atlanan, öteye atlanan, dışarı atlanan; sıçranan, yerinden sıçranan, bir yana sıçranan, geri sıçranan, hoplanan, zıplanan, fırlanan; sekilen; düşülen, ayrılıp yere düşülen, yerinden oynayıp düşülen, kurtulan; çabuk geçilen, hızla geçilen, gelip geçilen, hızla geçilen, hızla gelip geçilen, hızla önünden geçilen; 2) olunan; kayılan, kopan, uğranan, çavılan; 3) dönülen, dönüşülen, başka şekil alınan, değişilen, şekli değişilen, değiştirilen, ortaya çıkıveren; sokulan, arasından sokulan, kesilen, çevrilen. агæпгæнгæ | agæpgængæ | 1) atlama, aşma, üzerinden atlama, atlayıp geçme, aşağı atlama, bir tarafa atlama, öteye atlama, dışarı atlama; sıçrama, yerinden sıçrama, bir yana sıçrama, geri sıçrama, hoplama, zıplama, fırlama; sekme; düşme, ayrılıp yere düşme, yerinden oynayıp düşme, kurtulma; çabuk geçme, hızla geçme, gelip geçme, hızla geçme, hızla gelip geçme, hızla önünden geçme; 2) olma; kayma, kopma, uğrama, çıvma; 3) dönme, dönüşme, başka şekil alma, değişme, şekli değişme, değiştirme, ortaya çıkıverme; sokulma, arasından sokulma, kesilme, çevrilme. агæпгæнгæйæ | agæpgængæyæ | 1) atlayarak, aşarak, üzerinden atlayarak, atlayıp geçerek, aşağı atlayarak, bir tarafa atlayarak, öteye atlayarak, dışarı atlayarak; sıçrayarak, yerinden sıçrayarak, bir yana sıçrayarak, geri sıçrayarak, hoplayarak, zıplayarak, fırlayarak; sekerek; düşerek, ayrılıp yere düşerek, yerinden oynayıp düşerek, kurtularak; çabuk geçerek, hızla geçerek, gelip geçerek, hızla geçerek, hızla gelip geçerek, hızla önünden geçerek; 2) olarak; kayarak, koparak, uğrayarak, çıvarak; 3) dönerek, dönüşerek, başka şekil alarak, değişerek, şekli değişerek, değiştirerek, ortaya çıkıvererek; sokularak, arasından sokularak, kesilerek, çevrilerek. агæпгæнинaг | agæpgæninag | 1) atlanacak, aşacak, üzerinden atlanacak, atlayıp geçecek, aşağı atlanacak, bir tarafa atlanacak, öteye atlanacak, dışarı atlanacak; sıçranacak, yerinden sıçranacak, bir yana sıçranacak, geri sıçranacak, hoplanacak, zıplanacak, fırlanacak; sekecek; düşecek, ayrılıp yere düşecek, yerinden oynayıp düşecek, kurtulacak; çabuk geçecek, hızla geçecek, gelip geçecek, hızla geçecek, hızla gelip geçecek, hızla önünden geçecek; 2) olacak; kayacak, kopacak, uğranacak, çıvacak; 3) dönecek, dönüşecek, başka şekil alacak, değişecek, şekli değişecek, değiştirecek, ortaya çıkıverecek; sokulacak, arasından sokulacak, kesilecek, çevrilecek. aгæпп кæнын, агæпп ласын | agæpp kænın, agæpp laşın | 1) atlar çıkmak, atlamak, aşmak, üzerinden atlamak, atlayıp geçmek, aşağı atlamak, bir tarafa atlamak, öteye atlamak, dışarı atlamak; sıçramak, yerinden sıçramak, bir yana sıçramak, geri sıçramak, hoplamak, zıplamak, fırlamak; sekmek; düşmek, ayrılıp yere düşmek, yerinden oynayıp düşmek, kurtulmak; çabuk geçmek, hızla geçmek, gelip geçmek, hızla geçmek, hızla gelip geçmek, 45
- Page 1: “Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5: ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11: AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13: Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16: A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18: aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20: абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22: абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24: абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26: aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28: абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30: авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32: kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34: aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36: edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38: авиаконструктор (х
- Page 39 and 40: авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42: автотранспортон | av
- Page 43: tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 47 and 48: itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50: агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52: olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54: агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56: адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58: адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60: parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62: dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64: aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66: адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68: адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70: адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72: yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74: азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76: çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78: аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80: döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82: ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84: aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86: geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88: aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90: азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92: аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94: olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a