10.11.2014 Views

2_A-1

2_A-1

2_A-1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

атæpгæйæ | atærgæyæ | kovarak, sürerek, sürdürerek, defederek, inadını sürdürerek, inadı<br />

tutarak, direnerek, sürgün ederek, sürüp götürerek, sepetleyerek, savarak, savuşturarak, kapı<br />

dışarı ederek, dağıtarak, çalarak, kaçırarak.<br />

атæpигъæд кæнын | atæriğæt kænın | acımak, acınmak, yanmak, eseflenmek, günahı<br />

gelmek, pişman olmak, esirgemek, üzülmek.<br />

атæpинаг (атæpинæгтæ) | atærinag | kovacak, kovulacak, sürecek, sürdürülecek,<br />

defedilecek, inadını sürdürecek, inadı tutacak, direnecek, sürgün edecek, sürüp götürecek,<br />

defedecek, sepetlenecek, savacak, savuşturacak, kapı dışarı edecek, dağıtacak, çalacak,<br />

kaçıracak.<br />

атæppæтт кæнын | atærrætt kænın | sıçramak, dönmek, kopmak, çıvmak; geri sıçramak,<br />

geriye sıçramak, bir yana sıçramak, bir taraftan-bir tarafa atlamak.<br />

атæpxoн кæнын | atærxon kænın | 1) mahkûm etmek, hüküm vermek, hüküm giydirmek,<br />

takbih etmek, çarptırmak; yermek, kınamak, ayıplamak, levmetmek; 2) tavsiye etmek,<br />

öğütlemek, danışmak, görüşmek, müzakere etmek.<br />

атæpxoнгæнaг | atærxongænag | mahkûm ettiren, hüküm verdiren, hüküm giydiren,<br />

takbih ettiren, çarptırtan; yerdiren, kınatan, ayıplatan.<br />

атæpxoнгæнæг (атæpxoнгæнджытæ) | atærxongænæg | mahkûm eden, hüküm veren,<br />

hüküm giydiren, takbih eden, çarptıran; yeren, kınayan, ayıplayan.<br />

атæpxoнгæнæггaг (атæpxoнгæнæггæгтæ) | atærxongænæggag | mahkûm etmelik,<br />

hüküm vermelik, hüküm giydirmelik, takbih etmelik, çarptırmalık; yermelik, kınamalık,<br />

ayıplamalık.<br />

атæpxoнгæнæн | atærxongænæn | mahkûm edilen, hüküm verilen, hüküm giydirilen,<br />

takbih edilen, çarptırılan; yerilen, kınanan, ayıplanan.<br />

атæpxoнгæнгæ | atærxongængæ | mahkûm etme, hüküm verme, hüküm giydirme, takbih<br />

etme, çarptırma; yerme, kınama, ayıplama.<br />

атæpxoнгæнгæйæ | atærxongængæyæ | mahkûm ederek, hüküm vererek, hüküm<br />

giydirerek, takbih ederek, çarptırarak; yererek, kınayarak, ayıplayarak.<br />

атæpxoнгæнинаг (атæpxoнгæнинæгтæ)| atærxongæninag | mahkûm edecek, hüküm<br />

verecek, hüküm giydirecek, takbih edecek, çarptıracak; yerecek, kınanacak, ayıplanacak.<br />

атæpын *атapдта, атapдтaид, атæpдзæн (-и, -ис)] | atærın | 1) kovmak, sürmek,<br />

sürdürmek, inadını sürdürmek, inadı tutmak, direnmek, sürgün etmek, sürüp götürmek,<br />

defetmek, sepetlemek, savmak, savuşturmak, kapı dışarı etmek, dağıtmak, çalmak, kaçırmak;<br />

2) başarmak, onları başarmak, pratiğe koymak, planlamak, planlananı uygulamak; хи фæнд<br />

атæрын | xi fænd atærın | kendi görüşünü inatçı şekilde sürdürmek, fikrinde ısrar etmek.<br />

атæccap кæнын | atæşşar kænın | 1) çevirmek, çevrilmek, döndürmek, dönmek, kıvırmak,<br />

sapmak; vermek, gitmek, doğru gitmek, bir tarafa gitmek; 2) kenara koymak, saklamak.<br />

атæccoнд уæвын (уын) | atæşşon uævın | kırılgan olmak, kırılganlık yapmak, kolay kırılır<br />

olmak, gevrek olmak, nazik olmak, hastalıklı olmak, dayanıksız olmak, sağlam olmamak,<br />

gevşek olmak, korkulan olmak, korkulur olmak, istikrarsız olmak, süreksiz olmak, devamsız<br />

olmak.<br />

атæx-атæx кæнын | atæx-atæx kænın | sık sık uçmak, uçup gitmek, uçup uçup gitmek.<br />

атæxаг | atæxag | uçurtan.<br />

атæxæг (атæxджытæ) | atæxæg | uçan.<br />

атæxæггаг (атæxæггæгтæ)| atæxæggag | uçmalık.<br />

атæxæн | atæxæn | uçulan.<br />

атæxгæ | atæxgæ | uçma.<br />

атæxгæйæ | atæxgæyæ | uçarak.<br />

280

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!