куыст апарахат кæнын | kuışt aparaxat kænın | işi rahatlatmak, çalışmayı geliştirmek; 2) yaymak, yaygınlaştırmak, dağıtmak, neşretmek, salmak. апаpaxaт уæвын (уын) | aparaxat uævın | 1) geliştirilmek, rahatlamak, refaha ermek, bolluğa kavuşmak; 2) uzatmak, açılmak, yayılmak, yaygınlaşmak, dolaşmak, genişlemek, gelişmek; sirayet etmek, istila etmek, şenelmek; serilmek; 3) biraz cömertlik göstermek. апати | apati | apatit, duyumsamazlık, duyarsızlık, duygusuzluk, ilgisizlik, gevşeklik, tamamıyla kayıtsızlık, kansızlık, tasasızlık, isteksizlik, fütur. апатиджын | apaticın | duyumsamaz olan, duygusuz olan, gevşek olan, tamamıyla kayıtsız olan, cansız olan, kansız olan, uyuşuk olan, üşençli olan, tasasız olan, içi sönük olan. апатит | apatit | apatit. апæлæxcap кæнын | apælæxşar kænın | genişletmek, geniş yapmak, artırmak, yaymak, büyütmek, serpilmek, ilerletmek, yayılmak, açığa yapmak, germek uzatmak, esnetmek, salmak. апæлæxcap уæвын (уын) | apælæxşar uævın | 1) genişlemek, genlileşmek, büyümek, büyük olmak, serpilmek; ilerlemek, artmak, yayılmak, yayılmış olmak; 2) uzatmak, uzanmak, uzamak, gerilmek. апæллaxъxъ кæнын | apællaqq kænın | sert bir hareketle ve birden bire boşaltmak, boca etmek, çıkartmak, dökülmek; dışarı sıçratmak, kaynamak, kaynattırmak, kabaca kaynatmak, kuvvetlice kaynamak, fokur fokur fokurdamak. апæлxъ-пæлxъ кæнын | apælq-pælq kænın | sık sık kuvvetlice kaynamak, şiddetle kaynamak, coşkuyla kaynamak, ateşlice kaynamak, hararetle kaynamak; kabaca kaynatmak, kaynattırmak, fıkır fıkır kaynamak, fokur fokur fokurdamak, kuvvetlice köpürmek, şiddetle dalgalanmak. апæр-пæр кæнын | apær-pær kænın | patlamak, pırıldamak, parlamak, tutuşmak, ateş almak, ateşlenmek, yanmak, yanmaya başlamak, kızarmak, kıpkırmızı kesilmek, öyle gelmek, ortaya çıkmak, bir şey başlamak. апæppæcт кæнын (ласын) | apærræşt kænın (laşın) | uçup gitmek, pır olup uçmak, pır olmak, pırlamak, havalanıp uçmak, uzakta uçmak. апæррæст ласын (кæнын) | apærræşt laşın (kænın) | uçup gitmek, pır olup uçmak, pır olmak, pırlamak, havalanıp uçmak, uzakta uçmak. апджын | apcın | çekirdekli, özlü, dolgun, zengin içerikli, zengin içeriğe sahip, bilgilendirici, mermili, münderecatlı. апелляци (хъаст бæрзонддæр инстанцимæ) | apyellyasi (qaşt bærjonddær inştansimæ) | temyiz, istinaf, itiraz etme, yüksek mahkemeye başvuru; апелляци кæнын | apyellyasi kænın | temyiz etmek, istinaf etmek, müracaat etmek, itiraz etmek, yüksek mahkemeye başvurmak, daha üstün bir yargı yerine başvurmak; апелляци дæттын | apyellyasi kænın | istinaf etmek, daha üstün bir yargı yerine başvurmak, müracaat etmek. апелляцион | apyellyasion | temyiz, istinaf, itiraz etme, yüksek mahkemeye başvurma; апелляцион хъаст | apyellyasion qaşt | itiraz etmek, yüksek mahkemeye başvuru yapmak, temyiz şikâyetinde bulunmak. апельсин (цитрусты мыггагæй дыргъ) | apyelhşin (sitruştı mıggagæy dırğ) | portakal, portakal ağacı. Апеннины æрдæгсакъадах | Apyenninı ærdægşakhadax | Alp yarımadası. Апеннины хæхтæ | Apyenninı xæxtæ | Alp dağları. aпеxцeл кæнын | apyexsyel kænın | karıştırmak, karmakarışık yapmak, dağıtmak, kırıştırmak. 210
aпеxцeл уæвын (уын) | apyexsyel uævın | karışmak, karmakarışık olmak, dağılmak, kırıştırılmak, yukarıya dikleşmek. aпиллoн кæнын | apillon kænın | yakmak, dağlamak, terk etmek; küllendirmek, kül gibi yakmak, külle dönüştürmek, kokutmak, koku salmak; burnundan solutmak. aпиллoн уæвын (уын) | apillon uævın | küle dönmek, kül dönüşmek, yakılmak, kokmak, koku çıkarmak; burnundan solumak. aпиp-aпиp кæнын | apir-apir kænın | 1) yün taramak, tiftiğini atmak, eğirmek; 2) bitirmek, parçalamak, yırtmak; yarmak, parçalara ayırmak, parçalara bölmek; 3) fena azarlamak, şiddetli paylamak, pek kuvvetle yemin etmek. aпиpaг | apirag | 1) yün taratan, tiftiğini attıran, eğirten; 2) bitirten, parçalatan, yırttıran; yardıran, parçalara ayırtan, parçalara böldüren; 3) fena azarlatan, şiddetli paylatan, pek kuvvetle yemin ettiren. aпиpæг (апиpджытæ) | apiræg | 1) yün tarayan, tiftiğini atan, eğiren; 2) bitiren, parçalayan, yırtan; yaran, parçalara ayıran, parçalara bölen; 3) fena azarlayan, şiddetli paylayan, pek kuvvetle yemin eden. aпиpæггaг (апиpæггæгтæ) | apiræggag | 1) yün taramalık, tiftiğini atmalık, eğirmelik; 2) bitirmelik, parçalamalık, yırtmalık; yarmalık, parçalara ayırmalık, parçalara bölmelik; 3) fena azarlamalık, şiddetli paylamalık, pek kuvvetle yemin etmelik. aпиpæн | apiræn | 1) yün taranan, tiftiği atılan, eğrilen; 2) bitirilen, parçalanan, yırtılan; yarılan, parçalara ayırtılan, parçalara bölünen; 3) fena azarlanan, şiddetli paylanan, pek kuvvetle yemin edilen. aпиpгæ | apirgæ | 1) yün tarama, tiftiğini atma, eğirme; 2) bitirme parçalamak, yırtma; yarma, parçalara ayırma, parçalara bölme; 3) fena azarlama, şiddetli paylama, pek kuvvetle yemin etme. aпиpгæйæ | apirgæyæ | 1) yün tarayarak, tiftiğini atarak, eğirerek; 2) bitirerek, parçalayarak, yırtarak; yararak, parçalara ayırarak, parçalara bölerek; 3) fena azarlayarak, şiddetli paylayarak, pek kuvvetle yemin ederek. aпиpинaг (aпиpинæгтæ) | apirinag | 1) taranacak; tiftiği atılacak, eğrilecek; 2) bitirecek, parçalanacak, yırtacak; yaracak, parçalara ayıracak, parçalara bölecek; 3) fena azarlanacak, şiddetli paylanacak, pek kuvvetle yemin edecek; иу чысыл ма мын апиринаг аззад | iu çışıl ma mın apirinag ajjad | biraz daha eğrilecek yünüm kaldı. aпиpын (апырдтон, апырдтaин, апирдзынæн) | apirın | 1) yün taramak, tiftiğini atmak, eğirmek; 2) bitirmek, parçalamak, yırtmak; yarmak, parçalara ayırmak, parçalara bölmek; 3) fena azarlamak, şiddetli paylamak, pek kuvvetle yemin etmek. апломб (хиввæрсон, схъæлныхас, схъæлдзырд) | aplomb (xiv værşon, şqæl nıxaş, şqæl zırd) | cüret, kendine güven, tutarlılık, denge, kendini beğenmiş. апогей | apogyey | yeryüzüne en uzak noktası, yeröte, evç, zirve, şahika, yüksek nokta, doruk, parıltı, pırıltı, ışık, ışıltı. апокриф | apokrif | yazarı belirsiz hikâye. аполитикон | apolitikon | apolitik, politikaya karşı ilgisizlik, siyasal ve sosyal işlerden kaçınma. апологет | apologyet | savunucu, partizan, bek. апологи | apologi | savunucu, savunum, savunca, açıklama. апостроф | apoştrof | apostrof, kesme işareti. апoxци кæнын | аpoxsi kænın | поборонить. апп | app | 1) çekirdek; hap, iç, içerik, öz, özlük, özek, esas, asıl, konu, özet, hulasa, ihtiva, mahiyet, içindekiler; 2) tohum; nüve, gülle, obüs, cücük; göbek, ilik; 3) bakım, bakma, 211
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170: амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172: kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174: gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176: aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178: aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180: амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182: ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184: амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188: анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192: андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206: анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218: aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226: aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228: aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230: yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232: müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234: aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236: аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238: аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240: tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242: аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244: артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246: аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248: ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250: архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252: асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254: асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256: асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258: асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260: асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a