2_A-1

ахъахъхъæнæн | aqaqqænæn | 1) saklanan, muhafaza edilen, korunan, tutulan; duran,
baki duran, muhafaza edinen, bozulmayan, genç görünen; 2) izleten, izlenen; 3) bakınan, göz
atılank; incelenen, görünen, yorumlanan; 4) beklenen, bekletilen.
ахъахъхъæнгæ | aqaqqængæ | 1) saklama, muhafaza etme, koruma, tutma; durma, baki
durma, muhafaza edinme, bozulmama, genç görünme ; 2) izletme, izleme; 3) bakma,
bakınma, göz atma; inceleme, inceleme, görme, yorumlama; 4) bekleme, bekletme.
ахъахъхъæнгæйæ | aqaqqængæyæ | 1) saklayarak, muhafaza ederek, koruyarak, tutarak;
durarak, baki durarak, muhafaza edinerek, bozulmayarak, genç görünerek; 2) izleterek,
izleyerek; 3) bakarak, bakınarak, göz atarak; inceleyerek, görerek, yorumlayarak; 4)
bekleyerek, bekleterek.
ахъахъхъæнинаг (ахъахъхъæнинæгтæ) | aqaqqæninag | 1) saklanacak, muhafaza edecek,
korunacak, tutacak; duracak, baki duracak, muhafaza edinecek, bozulmayacak, genç
görünecek; 2) izletecek, izlenecek; 3) bakacak, bakınacak, göz atacak; incelenecek, görecek,
yorumlanacak; 4) beklenecek, bekletecek.
ахъахъхъæнын (ахъахъхъæдтон, ахъахъхъæдтaин, ахъахъхъæндзынæн) | aqaqqænın |
1) saklamak, muhafaza etmek, korumak, tutmak; durmak, baki durmak, muhafaza edinmek,
bozulmamak, genç görünmek; 2) izletmek, izlemek; 3) bakmak, bakınmak, göz atmak;
incelemek, görmek, yorumlamak; 4) beklemek, bekletmek.
ахъæбæp кæнын | aqæbær kænın | 1) sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek, sağlam yapmak;
kurutmak, sertleşmek, sert yapmak, katı yapmak, kesif kılmak; duygusuz yapmak; 2) metal
tavlamak, çelikleştirmek; 3) sinirlendirmek, cansızlaştırmak.
ахъæбæp yæвын (yын) | aqæbær uævın | 1) sağlamlaşmak; sertleşmek, sertleştirilmek,
donmak, katılaşmak; 2) metali tavlamak, çelikleşmek; 3) bayatlamak, bayatlaşmak,
nasırlaşmak.
ахъæбыc кæнын | aqæbış kænın | kucaklamak, sarmak.
ахъæздыг кæнын | aqæjdıg kænın | zenginleştirmek, çabukça zenginleştirmek, zengin
etmek, başarılı yapmak, kıymetlendirmek.
ахъæздыг yæвын (yын) | aqæjdıg uævın | zenginleşmek, zengin olmak, çabukça zengin
olmak, servet sahibi olmak, mallanmak, mal edinmek, başarılı olmak, kıymetlendirilmek.
ахъæл | aqæl | korku, umursama, ihtiyat.
ахъæлæбa кæнын | aqælæba kænın | gürültü yapmak, gürültü etmek, gürültü çıkarmak,
patırtı yapmak, gürüldemek, patırdamak, afallamak, sansasyon yaratmak, tartışmak,
neşelendirmek için dalaşmak, eğlendirmek için kalabalık etmek, şarlatanlık için tartışmak,
münakaşaya girmek, becelleşmek, cebelleşmek, yüzleşmek, çatışmak, bahis tutuşmak,
yarışmak, bahse girişmek, münakaşa etmek, tartışmak, çatışmak, boy ölçüşmek.
ахъæлæбa yæвын (yын) | aqælæba uævın | eğlendirmek, kalabalık etmek, dalaşmak,
çekişmek, kavga etmek, arası açılmak, kavga etmek.
ахъæлдзæг кæнын | aqælzæg kænın | neşelendirmek, şenlendirmek, sevindirmek,
eğlendirmek, gönül açmak, güldürmek
ахъæлдзæг yæвын (yын) | aqælzæg uævın | neşelenmek, şenlenmek, sevinmek, sevinçli
olmak, keyifli gelmek, gönül açılmak, eğlendirmek
ахъæлдзинад | aqælzinad | korkululuk, umursallık, ihtiyatlık.
ахъæмп кæнын | aqæmp kænın | 1. samana döndürmek, saman haline dönüşmek, çöpe
dönmek, kıla dönmek; iğne ipliğe döndürmek, iğneye dönmek; 2. dövmek, ezmek.
ахъæмп yæвын | aqæmp uævın | 1. samana dönmek, saman haline gelmek; iğne ipliğe
dönmek, iğneye dönmek, çöp gibi olmak, kıl olmak; 2. uyumak, uykuya dalmak; ölüm
uykusuna yatmak, pineklemek; ölmek, vefat etmek.
362