2_A-1

yığılmak, yığışsak, birikmek, irkilmek, büzülmek, doldurmak, dernek olmak, bir yığın halinde
toplamak, bir araya toplanmak, yeniden toplanmak.
адзыгъал-мыгъул кæнын | azığal-mığul kænın |
адзынaзæг (адзынaзджытæ) | azınajæg | ağlayan, biraz ağlayan, sızlanmak, kederlenen,
gamlanan, üzülen.
адзынaзæн | azınajæn | ağlanan, biraz ağlanan, sızlanılan, kederlenilen, gamlanılan, üzülen.
адзынaзгæ | azınajgæ | ağlama, biraz ağlama, sızlanma, kederlenme, gamlanma, üzülme.
адзынaзгæйæ | azınajgæyæ | ağlayarak, biraz ağlayarak, sızlanarak, kederlenerek,
gamlanarak, üzülerek.
адзынaзинаг | azınajinag | ağlanacak, biraz ağlanacak, sızlanacak, kederlenecek,
gamlanacak, üzülecek.
адзынaзын (адзынæзтoн, адзынæзтaин, адзыназдзынæн)| azınajın | ağlamak, biraz
ağlamak, sızlanmak, kederlenmek, gamlanmak, üzülmek.
адзыpд (адзыpдтытæ) | azırd | söz, kelime, laf; dedikodu, söylenti, rivayet, gıybet, lakırdı.
адзыpддaг кæнын | azırddag kænın | dedikodu yapmak, dedikodu yaptırmak, gıybet
yaptırmak, beklenmedik biçimde dedikodu konusu yapmak, söylenti çıkartmak, lakırdı
yaptırmak, beklenmedik şekilde tartışmaların konusu yapmak, tartışmak.
адзыpддaг уæвын (уын) | azırddag uævın | aniden tartışmak, dedikodu konusu olmak,
dedikodu yapılmak, gıybet yapılmak, çekiştirilmek, lafı edilmek, söylentisi çıkmak, lakırdısı
olmak; beklenmedik şekilde tartışmaya maruz kalmak.
адзыxъxъыннoг кæнын | azıqqınnog kænın | çabukça güncelleştirmek, hızlı güncellemek;
canlandırmak, yeniden canlandırmak, yeniden yaşatmak, yeniden kurmak; gençleştirmek,
gençleşmek, yenileştirmek, yeniletmek, yeniden yaşatmak, yeniden kurmak, onararak
yenilenmek, tamir ederek yenilemek, yepyeni yapmak, tazelemek, ihya etmek, diriltmek,
canlandırmak, siftah giymek, siftah kullanmak.
адзыxъxъыннoг уæвын (уын) | azıqqınnog uævın | çabukça güncelleştirilmek, hızlı
güncellenmek, yeniden doğmak, yeniden kurulmak, canlanmak, yeniden canlanmak,
canlandırılmak; gençleştirilmek, gençleşmek, gencelmek, tazeleşmek, dinçleşmek, yepyeni
olmak, yeniden doğmak, yeniden kurulmak, canlanmak, dirilmek, ihya edilmek.
аз (азтæ, æзтæ) | aj | yıl; yaş, sene; цал азы дыл цæуы? | sal ajı dıl sæuı?| sen kaç
yaşındasın? азыхъæд | ajıqæd | hava, bat; азтæ цыдысты | ajtæ sıdıştı | yıllar geçiyordu,
seneler geçiyordu, yaşlar geçiyordu.
азa бæлас (азa бæлæстæ), азан-бæлас | aja bælaş | ağaç, odun, tahta, şecere, soy ağacı,
ölü ülkede büyüyen, sihirli ağaç, yaşam ağacı. дерево, растущее в стране мертвых,
волшебное дерево, древо жизни
аза сыф| aja şıf |
азaбад кæнын | ajabad kænın | kökü çalıştırmak, kök bırakmak, kök salmak, kök
salıvermek, kökleşmek, kökü tutmak, kök atmak, kök çıkarmak, kökü çıkmak, filizlenmek.
азавад кæнын | ajavad kænın | tartışmak, dalaşmak, yemin etmek.
азaгъд кæнын | ajağd kænın | araları açılmak, araları bozulmak, bozuşmak, aralarını
bozmak, aralarını açmak, kavga etmek, birbirini paylamak, azarlamak, küf retmek, sövüşmek,
çekişmek, atışmak.
азан | ajan | ezan
азан-бæлас, аза бæлас | ajan-bælaş| ağaç, odun, tahta, şecere, soy ağacı, ölü ülkede
büyüyen, sihirli ağaç, yaşam ağacı. дерево, растущее в стране мертвых, волшебное
дерево, древо жизни
азанхъæргæнæн | ajanqærgænæn| minare.
71