2_A-1

ассоциаци кæнын | aşşosiasi kænın | çağrışımını almak, kurum yapmak, birlik yapmak,
dernek yapmak, ortaklık yapmak, işbirliği yapmak, çağrışım yapmak.
ассывд (асcывдтытæ) | aşşıvd |
ассыд (асcыдтытæ) | aşşıd |
ассын (асcадтон, асcадтaин, асдзынæн) | aşşın | öğütmek, çekmek, kırmak, işleme tabi
tutmak.
аст | aşt | sekiz.
астаздзыд | aştajzıd | sekiz yaşlı.
астазон | aştajon | sekiz yaş.
астазыккон (астазыккæттæ)| aştajıkkon | sekiz yaşında, sekiz yıl önce.
астaйæг (астaйджытæ) | aştayæg | yorulan, yorgun düşen, yorgun hisseden, yorgunluğu
hisseden, çok yorulan, fazla yorulan, bitkin düşen, bitkin hale gelen, usanan, terleyen,
mahmurlaşan.
астaйæн | aştayæn | yorulan, yorgun düşüren, yorgun hissettiren, yorgunluğu hissedilen,
çok yoran, fazla yoran, bitkin düşüren, bitkin hale getiren, usandıran, terleten,
mahmurlaştıran.
астaйгæ | aştaygæ | yorulma, yorgun düşme, yorgun hissetme, yorgunluğu hissetme, çok
yorulma, fazla yorulma, bitkin düşme, bitkin hale gelme, usanma, farıma, terleme,
mahmurlaşma.
астaйгæйæ | aştaygæyæ | yorularak, yorgun düşerek, yorgun hissederek, yorgunluğu
hissederek, çok yorularak, fazla yorularak, bitkin düşerek, bitkin hale gelerek, usanarak,
terleyerek, mahmurlaşarak.
астaйын (астaдтæн, астaдaин, астaйдзынæн) | aştayın | yorulmak, yorgun düşmek,
yorgun hissetmek, yorgunluğu hissetmek, çok yorulmak, fazla yorulmak, bitkin düşmek,
bitkin hale gelmek, usanmak, farımak, terlemek, mahmurlaşmak.
астaу-астaу кæнын | aştau-aştau kænın | sık sık engellemek, engel olmak, engel çıkarmak,
mani olmak, aksatmak, alıkoymak, benzetmek, karıştırmak, harman etmek; rahatsız etmek;
soğutmak, serinletmek, üşütmek, ayazlatmak.
астaуаг | aştauag | engelleten, engel yapan, engel çıkartan, mani yapan, aksatan,
alıkoyduran, benzeten, karıştırtan, harman ettiren; rahatsız ettiren; soğutan, serinleten,
üşüten, ayazlatan.
астaуæг (астaуджытæ) | aştauæg | engelleyen, engel olan, engel çıkaran, mani olan,
aksayan, alıkoyan, benzeyen, karıştıran, harman eden; rahatsız eden; soğuyan, serinleyen,
üşüyen, ayazlayan.
астaуæггаг (астaуæггæгтæ) | aştauæggag | engellemelik, engel olmalık, engel çıkarmalık,
mani olmalık, aksatmalık, alıkoymalık, benzetmelik, karıştırmalık, harman etmelik; rahatsız
etmelik; soğutmalık, serinletmelik, üşütmelik, ayazlatmalık.
астaуæн | aştauæn | engellenen, engel olunan, engel çıkarılan, mani olunan, aksatılan,
alıkoyulan, benzetilen, karıştırılan, harman edilen; rahatsız edilen; soğutulan, serinletilen,
üşütülen, ayazlatılan; aşılanan, aşılatılan.
астaугæ | aştaugæ | engelleme, engel olma, engel çıkarma, mani olma, aksatma, alıkoyma,
benzetme, karıştırma, harman etme; rahatsız etme; soğutma, serinletme, üşütme,
ayazlatma; aşılama, aşılatma.
астaугæйæ | aştaugæyæ | engelleyerek, engel olarak, engel çıkararak, mani olarak,
aksatarak, alıkoyarak, benzeterek, karıştırarak, harman ederek; rahatsız ederek; soğutarak,
serinleterek, üşüterek, ayazlatarak.
267