анализгæнæггаг | analijgænæggag | analiz etmelik, çözümlemelik, tahlil etmelik, tetkik etmelik, incelemelik, eşelemelik, eşinmelik, eşmelik. анализгæнæн | analijgænæn | analiz edilen, çözümlenen, tahlil edilen, tetkik edilen, incelenen, eşelenen, eşinen, eşilen. анализгæнгæ | analijgængæ | analiz etme, çözümleme, tahlil etme, tetkik etme, inceleme, eşeleme, eşinme, eşme. анализгæнгæйæ | analijgængæyæ | analiz ederek, çözümleyerek, tahlil ederek, tetkik ederek, inceleyerek, eşeleyerek, eşinerek, eşerek. анализгæнинaг (анализгæнинæгтæ) | analijgæninag | analiz edilecek, çözümlenecek, tahlil edilecek, tetkik edilecek, incelenecek, eşelenecek, eşinecek, eşilecek. анализгонд | analijgond | analiz edilmiş, çözümlemiş, tahlil etmiş, tetkik etmiş, incelemiş, eşelemiş, eşinmiş, eşmiş. аналитик | analitik | analizci, analist, tahlilci, çözümcü. аналитикон | analitikon | analitik, tahlili, çözümsel, analitik, halli. аналоги (хуызæндзинад, æнгæсдзинад) | analogi (xuıjænzinad, ængæşzinad) | analoji, benzerlik, aynılık, andırışma, andırış, kıyas, örnekseme, mukayese, tıpkılık. аналогион | anlogion | benzer, andıran, aynı, hal, durum, olay, sorun, dava, kutu, sandık, çanta, kasa; аналогион цау (иннæйы хуызæн цау) | analogion sau (innæyı xuıjæn sau) | benzerlik, aynı türden. аналогон | analogon | benzer, andıran, aynı. анамонд кæнын | anamond kænın | mutsuz yapmak, mutsuz etmek, yıkmak; хи анамонд кæнын | xi anamond kænın | kendini mutsuz kılmak; mutsuz olmak, kendi yıkmak. анамонд уæвын (уын) | anamond uævın | mutsuz olmak, kendini mutsuz kılmak; kendi yıkmak, kendini öldürmek. ананac | ananaş | ananas. анапест (æмдзæвгæйы æртæуæнгон бæрц, æрцæвæн фæстаг уæнгыл кæмæн ис) | anapyeşt (æmzævgæyı ærtæuængon bærs, ærsævæn fæştag uængıl kæmæn iş) | şiirde kafiye uyumu, redif. анарæг кæнын | anaræg kænın | 1) daraltmak, dar yapmak, daralttırmak, inceltmek; 2) tüketmek, zayıf düşürmek, zayıflatmak, arıklatmak, verimini çok azaltmak, yıpratmak. анарæг уæвын (уын) | anaræg uævın | 1) daraltılmak, daralmak, dar olmak, incelmek, ince olmak; 2) zayıflamak, arıklamak, kötülemek. анард кæнын | anard kænın | semirtmek, semirtilmek, şişmanlatmak, yağlatmak, yağ bağlatmak, beslemek. анард уæвын (уын) | anard uævın | yağı olmak, yağlanmak, yağ bağlamak, şişmanlamak, beslenmek. анархи (æнæхицауад уавæр) | anarxi (ænæxisauad uævær) | anarşi, düzensizlik, kargaşalık, kargaşa, başsızlık, kargaşa, başsızlık, fevza, tezebzüp. анархизм | anarxijm | anarşizm, anarşistlik, fevzaviyet. анархион | anarxion | anarşik, düzensiz. анархист (анархизмы фæдон) | anarxişt (anarxijmı fædon) | anarşist, erk bozan. анархистoн | anarxişton | anarşist. aнархо-синдикализм | anarxo-şindikalijm | anarşi-sendikacılık. анатоми (буары конды зонад) | anatomi (buarı kondı jonad) | anatomi, yapı, yapı bilimi, beden ilmi, teşrih. анатомион | anatomion | anatomi, anatomik, yapısal, bedensel, teşrih. анатомировать кæнын | anatomirovath kænın | 186
анауыли | anauıli | sonbaharda nadas edilmiş tarla, nadas etme, nadas. анауыли кæнын | anauıli kænın | nadas etmek, nadasa bırakmak, kaldırmak. анафopæ | anaforæ | baş yenilenmesi, anafor. анаxpoнизм | anaxronizm | anakronizm, tarihe aykırılık, tarih yanılgısı, çağa uymazlık. анæм-анæм кæнын | anæm-anæm kænın | sık sık dövmek, dayak atmak, pataklamak, vurmak, çırpmak, yumruklamak; yenmek, tokaçlamak, ezmek. анæмаг | anæmag | dövdürten, dayak attırtan, pataklatan, vurdurtan, çırptırtan, yumruklatan; yendirten, tokaçlatan, ezdirten. анæмæг (анæмджытæ) | anæmæg | döven, dayak atan, pataklayan, vuran, çırpan, yumruklayan; yenen, tokaçlayan, ezen. анæмæггаг (анæмæггæгтæ) | anæmæggag | dövmelik, dayak atmalık, pataklamalık, vurmalık, çırpmalık, yumruklamalık; yenmelik, tokaçlamalık, ezmelik анæмæн | anæmæn | dövülen, dayak atılan, pataklatılan, vurulan, çırpılan, yumruklanan; yenmek, tokaçlamak, ezmek анæмгæ | anæmgæ | dövme, dayak atma, pataklama, vurma, çırpma, yumruklama; yenme, tokaçlama, ezme. анæмгæйæ | anæmgæyæ | döverek, dayak atarak, pataklatarak, vurarak, çırparak, yumruklanarak; yenerek, ezerek. анæминаг (анæминæгтæ) | anæminag | dövülecek, dayak atılacak, pataklatılacak, vurulacak, çırpılacak, yumruklanacak; yenilecek, ezilecek. анæмын (анадтон, анадтaин, анæмдзынæн) | anæmın | 1) dövmek, dayak atmak, pataklamak, vurmak, çırpmak, yumruklamak; yenmek, tokaçlamak, ezmek; kırmak, zedelemek, kırmak, bozmak; 2) basarak sıkıştırmak, tepmek, hamur yoğurmak; 3) çiğnemek, damgalamak. анæниз кæнын | anænij kænın | hızlı iyileştirmek, çabukça tedavi etmek, sağlıklı yapmak, düzeltmek, iyileştirmek. анæниз уæвын (уын) | anænij uævın | hızlı iyileşmek, çabukça toparlamak, toparlanmak, sağlıklı olmak, düzelmek, iyileşmek, dincelmek, toplamak, kilo almak. анæpæн | anæræn | gürleyen, gümbürdeyen, gürültü çıkartılan, tıkırdatılan, inildeyen, takırdayan, çıtırdayan, ünlenen, yayılan, sesi işitilen, duyulan, görünen. анæpгæ | anærgæ | gürleme, gümbürdeme, gürültü çıkarma, tıkırdama, inildemek, takırdama, çıtırdama, ünlenme, yayılma, sesi işitilme, duyulma. анæpгæйæ | anærgæyæ | gürleyerek, gümbürdeyerek, gürültü çıkararak, tıkırdayarak, inildeyerek, takırdayarak, çıtırdayarak, ünlenerek, yayılarak, sesi işitilerek, duyularak, görünerek. анæpд (анæpдджытæ) | anærd | gürlemiş, gümbürdemiş, gürültü çıkarmış, tıkırdamış, inildemiş, takırdamış, çıtırdamış, ünlenmiş, yayılmış, sesi işitilmiş, duyulmuş, görünmüş. анæpинаг (анæpинæгтæ) | anærinag | gürleyecek, gümbürdeyecek, gürültü çıkaracak, tıkırdaycak, inildeyecek, takırdayacak, çıtırdayacak, ünlenecek, yayılacak, sesi işitilecek, duyulacak, görünecek. анæpcаг | anærşag | şişirten, şişiren, kabartan, genişleten, genlileştiren; arttıran, büyüten, davul gibi oldurtan. анæpcæг (анæpcджытæ) | anærşæg | şişiren, şişen, kabaran, genişleyen, genlileşen; artan, büyüyen, davul gibi olan. анæpcгæ | anærşgæ | şişirme, şişme, kabarma, genişleme, genlileşme; artma, büyüme, davul gibi olma. 187
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170: амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172: kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174: gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176: aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178: aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180: амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182: ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184: амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185: анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 189 and 190: андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192: андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194: анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196: аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198: антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200: genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202: анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204: аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206: анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208: аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210: аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212: aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214: аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216: vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218: aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220: aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222: арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224: aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226: aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228: aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230: yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232: müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234: aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236: аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a